Üniversite Öğrencileri, YÖK'ü kuruluşunun 39. yılında protesto ederek, YÖK'ü yıkmak için gençliğe ve üniversite öğrencilerine birlikte mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.
Üniversite Öğrencileri, 12 Eylül faşist darbesinin ardından kurulan Yükseköğretim Kurumu'nun (YÖK) kuruluşunun 39. yılını Kadıköy İskele Meydanı'nda protesto etti.
"Eğitimde, Eşitsizliğe ve Geleceksizliğe Karşı Mücadeleye" pankartı açılan eylemde 12 Eylül faşizminin bir ürünü olan Yükseköğretim Kurumu'nun 39 yıl önce bugün, 6 Kasım 1981’de kurulduğu hatırlatıldı.
"Üniversiteler Sermayenin Arka Bahçesi Yapıldı"
O günden bu yana neoliberal saldırı politikalarını üniversiteye uygulamak, üniversiteyi sermaye sınıfının arka bahçesi haline getirmek, eğitimi niteliksizleştirerek anti-bilimsel hale getirmek, eğitimde var olan eşitsizliği derinleştirmek ve üniversiteleri sermaye ve devlet için ideolojik meşruiyet üreten kurumlara dönüştürme misyonlarıyla hareket ettiği vurgulandı.
"YÖK'e Karşı 39 Yıldır Sokaklarda Eylemdeyiz"
YÖK'ün üniversitelerin bilim üretilen değil, piyasanın ihtiyaçlarına göre iş gücü yetiştiren kurumlar olarak örgütlenmesinin esas sorumlularından olduğu, bir darbe ürünü olan YÖK'ün dün nasıl darbecilerin emriyle hareket ediyorsa bugün de darbenin mirasçısı Saray Rejimine itaat etmekte olduğu ifade edilen açıklamada "Bu süreçte üniversitelerde faşist baskılar artmış, polis şiddeti 'olağan' hale gelmiş ve üniversitede anti-demokratik uygulamalar artırılmıştır" denildi.
6 Kasımların militan ve kitlesel YÖK protestolarıyla hatırlanmasını sağlayan bir tarihin devamcısı olan üniversite öğrencilerinin, 6 Kasım’ı üniversitenin sorunlarının dile getirildiği kürsülere çevirmek ve mücadeleyi büyütmek için 39 yıldır olduğu gibi bu yıl da amfilerde, sokaklarda, eylem alanlarında olmaya devam ettikleri belirtildi.
Faşist baskılarla üniversite öğrencilerinin sesini kısmak isteyenlerin, üniversitelerde devletin ve sermayenin tahakkümünü kurmak isteyenlerin, yakın zamanda yemekhane zamları sonrasında İstanbul Üniversitesi'nde başlayan öğrenci direnişi karşısında geri adım atmak zorunda kaldığı hatırlatan açıklamada "Üniversiteyi ticarethaneye çevirmek isteyenlere ve buna ses çıkaran gençliği faşist baskılarla susturmaya çalışanlara karşı dün nasıl tüm bir kampüsü direniş alanına çevirdiysek, bugün de bulunduğumuz her sokağı direniş alanına çeviriyoruz" denildi.
"Üniversiteler Rant Kapısı Kampüsler Karakol"
Bugün devletin, üniversiteleri sermayeye çıkar sağlayan birer şirket, öğrencileri müşteri, rektörleri patron olarak kurgulamakta olduğu, kampüsleri ise rant kapısı olarak gördüğü, AKP’nin iktidarından sonra ise üniversiteye yönelik neoliberal ve anti demokratik saldırıları daha önce olmadığı kadar artırarak; her kampüsü birer karakola çevirmenin yanında, üniversitelere atadığı yandaş rektörlerle saldırılarını doğrudan uygulamaya başladığı ve YÖK'ün aracılığına ihtiyaç duymaz hale geldiği belirtildi.
"Eğitime Erişemedik, Yurtlardan Atıldık"
Pandemi sürecinin başından beri öğrencilerin sorunlarının göz ardı edildiği, Covid-19 salgınında emekçilerin açlık ile hastalık arasında seçime zorlandığı, tableti, bilgisayarı, interneti olmayan; eğitime erişemeyen milyonlarca öğrenciye kesmeye çalıştğı ifade edilen açıklamada "Yüz yüze eğitimin başlayacağı güne kadar tüm öğrencileri belirsizliğe itmiş, öğrenci yurtlarından taşınmak zorunda bırakılan öğrenciler ceplerindeki son para ile ya memlekete dönmüş ya da geçici evlere taşınmışlardır. Yine pek çok öğrenci bir gecede ders notlarına bile ulaşamadan KYK yurtlarından atılmış eşyalarına erişimleri engellenmiştir" denildi.
Sermayedarların kendi çarkını döndürmek için ardı arkası kesilmeden açıklanan ekonomi paketlerinde öğrencilere yer bile verilmezken online derslere katılım için gerekli olan tablet, bilgisayar ve internet erişimine ilişkin eksiklikler karşılanmadığı, öğrencilere alternatif olarak okul dondurma seçeneği sunulduğu, pandeminin devlet tarafından; eğitim hakkının engellenmesi için fırsata çevrildiğine dikkat çekildi.
"Geleceğimizi Yok Edenlere Karşı Birlikte Mücadeleye!"
"Zamlı fiyatlarla kayıt alan vakıf üniversitelerinde okuyan, yurtlardan karga tulumba atıldıktan sonra belirsizlik hâli geçene dek oradan oraya evini taşımak zorunda kalan üniversite öğrencilerinin sesleri mücadelemizde yankılanıyor. Hem okurken hem de mezun olduktan sonra bizleri borç sarmalına sokanlara, geleceğimizi yok edenlere, yaşam alanlarımız üniversitelerimizi sermayedarlara peşkeş çekenlere karşı gücümüze güç katmak için gençliği mücadeleye çağırıyoruz!" denilen açıklamada hakkını arayan, itiraz eden, soran, sorgulayan bir gençlikten korkan devletin, her fırsatta eğitimi niteliksizleştirmek istediğine dikkat çekildi.
Buna karşı bir araya gelen, itiraz eden öğrencilerin mücadelesinin faşist saldırılarla engellenmeye çalışıldığı, işsizlik yahut güvencesiz işçiliğin, bir ömür boyu içinden çıkmak için uğraşacakları borç sarmalının gençleri beklediği belirtildi. "Bize gelecek diye dayatılan yıkımı reddediyoruz. Hayal ettiğimiz geleceğe, kendi ellerimizle kurabileceğimiz yarınlara ulaşabilmenin yolunun bu ablukayı dağıtmaktan geçtiğini de elbet biliyoruz. Korkularının kendilerini kurtarmaya yetmeyeceğini; birliğimizin, örgütlü mücadelemizin karşısında daha fazla korkmaya devam edecekleri de biliyoruz. Geleceğimiz bu düzende değil. Geleceğimiz, üniversitenin iradesi yok sayılarak atanmış kayyım rektörlere karşı verilen mücadelede; barış istediği için işinden edilen akademisyenlerin yanı başında olmakta. Geleceğimiz yemekhanelere yapılan zamların geri çekilmesini sağlayan müşteri değiliz öğrenciyiz haykırışında; polis, ÖGB ve sivil faşistlerin üniversiteleri terörize eden ablukasını kıracağız diyenlerin iradesinde, kararlı mücadelesindedir" denilen açıklamada olabildiğince özgür olabildiğince refah dolu bir geleceğin ancak bu düzenin yıkılmasıyla mümkün olduğunu vugulanarak, bu düzenin yıkılmasının ise örgütlü mücadeleyi büyütmekten geçtiği belirtilerek salgın koşullarında dahi milyonların eğitime erişememesini, emekçilerin ölüme terk edilmesini değil patronların çıkarlarını gözeten Saray’ı ve onun kuklası YÖK’ü yıkmak için gençliği, üniversite öğrencilerini mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz!" denildi.
Üniversite öğrencileri basın açıklamasını "Beyazıt Marşı"nı söyleyerek sloganlarla bitirdi.