Bir devrin çöküşü böyle oluyormuş demek! En sıradan insana bile saç baş yoldurup isyana durduruyormuş cümle ahaliyi.
Nice örneğine tanık olduğumuz bireysel isyanlar artık üst üste biniyor. Günlük hal alıyor, süreklileşiyor. Yokluk intiharları, cinnetin toplum geneline yayılması, tamamen kontrolsüz bireysel şiddet ve öfke patlamaları… Ve derken tüm sıradanlığı içinde simgesel bir olayın büyük bir toplumsal patlamayı ateşlemesi… Tunus’ta Buazizi’nin bedenini ateşe vermesi, Gezi’de sabahın kör karanlığında Park’takilere hunharca saldırı ve çadırlarının yakılması, ABD’de bir insanın canlı yayın ırkçı bir cinayete kurban gitmesi, Meksika’da bir işçinin maske takmadığı için polis tarafından öldürülmesi…
Artık tüm dünyada bardak ağzına kadar doldu. Herhangi bir yerde herhangi bir olay “son damla” etkisi yaratıyor. Her yerde isyan, ayaklanma, patlamak için kendi genel bahanesini arıyor. Ve artık günlük hayatta, işçi sınıfının, emekçilerin, yoksulların güçlü bireysel tepkileri, bu türden “genel bahane” olmaya her zamankinden daha yakın oluyor.
Atık kağıt toplayıcısı, arabasına el konduğu için intihara kalkıyor… Kayseri’de MHP’li olduğu her halinden belli olan ve bunu da açık açık ilan eden genç, kamyon dolusu karpuzuna el konup kepçeyle imha edilmesine can hıraş isyan ediyor… İzmit’te kamyoneti ile yol kenarında sebze meyve satan emekçi, zabıtaların müdahale etmesi yüzünden benzin döküp arabasını ateşe veriyor: “Garibanım, ekmek teknem bu, ne istiyorsunuz benden? Ben garibanım gariban. Ekmek parası kazanıyorum burada. Garibanın tezgahına mı kaldınız?”
Timur’un Anadolu’daki hükümranlığına atfedilen bir hikayedir. Yeni salmalar (vergiler) uygulanmasını buyurur hükümdar. Ardından da adamlarını çağırır: “gidin bakın, ahalinin tepkisi nicedir.” Adamları gider, bakar ve gelir. Ahalinin vaziyetini özetler: “Biraz durgunlaştılar, hakanım.” Timur güler. Bir salma daha ilan eder. Yine gönderir adamlarını. Döndüklerinde “ahali dertlidir, çöküp oturmaktadır duvar diplerinde” derler. Timur başını sallar. Bir salma daha buyurur. Yine gönderir adamlarını. Döndüklerinde şaşkındır ulaklar. “Hakanım, bir acayip vaziyettir. Çalıp oynamaya başladı ahali!” Timur, çizgiyi aştığını anlar: “tez kaldırılsın bu salma!”
Kıssadan hisse. Bir sınır vardır... aşılması tehlikeli olan bir çizgi… Burjuvazi her ülkede aşıyor bu çizgiyi. Aşmak zorunda kalıyor. Timur gibi geri vitesleri de yok üstelik. Tüm dünya kupkuru bir bozkıra dönüşmüş durumda. Ve kıvılcımlar ortalıkta savrulup duruyor.