< Hana'nın Hakası Hakkında Bilinmesi Gereken On Şey

Yeni Zelanda’da Māori milletvekili Hana-Rāwhiti Maipi-Clarke, tartışmalı “Antlaşma İlkeleri Yasa Tasarısı”nı protesto etmek için sergilediği güçlü haka ile tüm dünyanın dikkatini çekti.

14 Kasım Perşembe günü 22 yaşındaki Hana-Rāwhiti Maipi-Clarke, Yeni Zelanda Parlamentosu'nda bir Māori, savaş çığlığı olan güçlü bir haka yaparak protestosunun bir parçası olarak tartışmalı bir yasa tasarısının bir kopyasını yırttığında, küresel manşetlere çıktı.

Māori Televizyonu tarafından yayınlanan bu anın TikTok videosu, o zamandan beri 200 milyondan fazla kez izlendi ve sadece üç gün içinde 25 milyondan fazla beğeni topladı.

İnternet uzmanları teatral protestonun etkinliğini tartıştı, ancak daha büyük sorular devam ediyor: Bu genç milletvekili kim? Neden bu haka gösterisini yaptı? Ve eyleminin Māori egemenliği için daha geniş bir hareket üzerinde ne gibi bir etkisi olabilir? İşte Hana'nın hakası hakkında bilmeniz gereken on şey.

 

Hana'nın Seçim Zaferi

Hana-Rāwhiti Maipi-Clarke, henüz 21 yaşındayken Parlamentoya seçilerek, 170 yıl sonra Yeni Zelanda'nın en genç Parlamento üyesi oldu. Zaferi, yaşından dolayı değil, ülkenin en deneyimli siyasetçilerinden biri olan Nanaia Mahuta'yı geride bırakarak, Hauraki-Waikato Māori seçim bölgesini kazanmasından dolayı şaşırtıcıydı.

Uzun süredir İşçi Partisi milletvekili olarak görev yapan Mahuta'nın, koltuğunu koruyacağına kesin gözüyle bakılıyordu. 2017'de deneyimli kabile lideri Rāhui Papa, Māori Kralı'nın tam desteğiyle Mahuta'ya karşı yarışmış, ancak Mahuta'nın seçmenler üzerindeki sarsılmaz hakimiyetini sağlamlaştırmış gibi görünen bir yarışta ezici bir yenilgiye uğramıştı.

 

Hana'nın Popülaritesinin Artması

Peki Hana-Rāwhiti Maipi-Clarke böylesine zorlu bir rakibe karşı tarihi seçim zaferini nasıl elde etti? Seçmen tercihindeki değişimin bir kısmı, iki dönemdir iktidarda olmasına rağmen Māoriler için çok az şey sağlamış olan İşçi Partisi'ne olan desteğin azalmasına bağlanabilir. Buna karşılık, Māori Partisi'nin popülaritesi, 2020 seçimlerinde iki sandalye elde etmesinden bu yana “özürsüz Māori” olma kampanyasıyla yükseliyordu.

Hana'nın yükselişinde kilit bir faktör, seçim öncesinde karşılaştığı bir dizi tehditti; ev istilası, vandalizm ve tehdit mektubu da dahil olmak üzere... Bu saldırıların gözünü korkutup korkutmadığı sorulduğunda Hana kararlılıkla yanıt verdi: “Korkmayın, çünkü Kohanga Reo nesli burada” diyerek, erken yaşlardan itibaren Māori dilinde eğitim alan Māori nesline atıfta bulundu. Hana'nın bu tehditler karşısında gösterdiği kararlılık, kampanyasını zayıflatmak yerine, daha fazla destek almasını sağladı.

 

Hana Neden Haka Yaptı?

Hana, aşırı sağcı koalisyon hükümetinin, Māorilerin Antlaşma haklarını ellerinden almaya yönelik bir girişimi olan tartışmalı “Antlaşma İlkeleri Yasa Tasarısı”nın Parlamento'daki ilk okuması sırasında haka Ka Mate'yi icra etti. Tasarı, Māorilerin sağlık, dil, kültür ve toprak haklarına doğrudan saldırı olarak gördükleri, hükümet tarafından dayatılan bir dizi yasal değişiklik içinde en korkunç önlemlerden biri olarak kabul ediliyor.

Yeni Zelanda'nın Kuzey Adası'nın kuzey ucundan başlayarak ülke çapında 9 gün sürecek bir hīkoi (protesto yürüyüşü), tasarının ilk okunduğu gün Parlamento'ya varmak üzere planlanmıştı. Ancak hükümet, sadece iki gün önceden haber vererek ilk okumayı öne çekti ve yürüyüşçülerin Waikato bölgesine henüz ulaştığı hīkoiden, sadece dört gün sonrasına tarih verdi. Bu hamle, tartışmaları bastırmak ve protesto haklarını kullanan Māorilerin baskısından kaçınmak için alaycı, anti-demokratik bir girişim olarak algılandı. Hana, haka yaparak, oylar sayılırken parlamento işlemlerini kesintiye uğrattı.

 

Hana Parlamento'da Ne Söyledi?

Hana sakin bir şekilde ana dilinde “Altı oy ret” diyerek sözlerine başladı. Ardından doğaçlama bir şarkı olan pao ile Parlamento üyelerine ülkedeki yerlerini hatırlattı:

“Hükümet! Benim tarafımdan misafir edildiniz!”

Meclis Başkanı Gerry Brownlee'nin sözünü kesme girişimine rağmen Hana, ikonik Haka Ka Mate'yi söylemeye başladı. Ona kendi partisinin üyeleri, İşçi Partisi ve Yeşiller'den Māori milletvekilleri ve tıklım tıklım dolu bir halk salonu eşlik etti.

Haka Ka Mate, 1820 yılında Ngāti Toa Rangatira kabilesinin ünlü Māori lideri Te Rauparaha tarafından bestelenmiştir. “Yaşam Ya da Ölüm” anlarına atıfta bulunan ve görünüşte aşılmaz gibi görünen zorlukların üstesinden gelmenin zaferini kutlayan bu şarkı, tartışmalı yasa tasarısına karşı uygun bir protesto niteliği taşıyor.

 

Māori Aktivizminde Bir Taktik Olarak Hīkoi

Hīkoi, Māori dilinde “yürümek” anlamına gelen bir kelimedir, ancak bir aktivizm biçimi olarak daha derin bir önem kazanmış ve Māori egemenlik hareketinde merkezi bir rol oynamıştır. Bu taktik 1975 yılında Māori topraklarının çalınmasına karşı çıkmak için yapılan Kara Yürüyüşü'nde ve yine 2004 yılında Kıyı ve Deniz Yatağı Yasası'nı protesto etmek için kullanılmıştı.

Son hīkoi, Hana'nın siyasi partisiyle güçlü bağları olan bir grup olan Toitū Te Tiriti tarafından yönetildi . Yeni Zelanda'nın en kuzey noktası olan Te Rerenga Wairua'da başlayan eylemde, protesto eylem noktaları arasında seyahat eden araba konvoyları eşliğinde fiziksel olarak araziyi kat eden bayrak takımları yer aldı. Bu şekilde toprak sembolik ve fiziksel olarak geri alınırken, hīkoi Parlamento'ya doğru ilerledikçe ivme kazandı. Hīkoi 19 Kasım Salı günü, Parlamento yürüyüşünün ülke tarihindeki en büyük yürüyüşlerden biri olduğu Wellington'a ulaştı.

 

Hana'nın Hīkoi'deki Rolü

Hana hakası için yaygın bir övgü almış olsa da, o gün Parlamento'nun 550 km kuzeyindeki Waikato bölgesinde daha önce yaptığı çalışmalara daha az ilgi gösterildi. Hana, hīkoi ile memleketinde buluştu ve kendi seçmen bölgesi boyunca 16 km'lik bir bayrak turunu tamamladı. Burada bir konuşma yaptı ve “Savaşmaktan bıktım” diyerek yorgunluk ve umut karışımını ifade etti. Māori'yi “Ka whawhai tonu mātou!” sloganını güncellemeye çağırdı. Ake! Ake! Ake! (Sonsuza kadar savaşacağız) sloganını “Ka ora tonu mātou! Ake! Ake! Ake!” (Yaşayacağız ve sonsuza dek iyi olacağız) olarak...

 

Hana'nın Uluslararası Tanınırlığı

Hana-Rāwhiti Maipi-Clarke, siyasi kariyerinde henüz bir yıl olmasına rağmen, şimdiden uluslararası alanda takdir görmeye başladı. Bu yıl Time dergisi onu “yeni nesil lider” olarak adlandırdı ve “Dünyada Yılın Genç Siyasetçisi” ödülüne layık görülen dört kişiden biri oldu.

 

Hana'nın Dünya Görüşü

Hana, şu anda Parlamento'da altı sandalyeye sahip olan ve Yeni Zelanda'nın dış politikasına yönelik eleştirilerini yüksek sesle dile getiren Te Pāti Māori (Māori Partisi) üyesidir. Parti Gazze'ye ilişkin yaptığı açıklamada hükümeti “soykırıma göz yumduğu” için kınadı ve Yeni Zelanda'yı “ABD tarafından finanse edilen emperyalizme siyasi kılıf sağlama” ve “Beş Göz İttifakı için Pasifik'te bir casusluk üssü olarak hareket etme” rolüne son vermeye çağırdı. Parti ayrıca “Gazze'de derhal ateşkes” talep etti ve ateşkes sağlanana kadar Yeni Zelanda'nın “İsrail ve ABD büyükelçilerini sınır dışı etmesi” çağrısında bulundu.

 

Hana'nın Hakasına Tepkiler

Hana'nın hakasının viral videosu, özellikle bir Parlamento üyesi tarafından icra edildiğinde, hakanın bir protesto taktiği olarak kullanılmasının etkinliği hakkında çevrimiçi tartışmalara yol açtı. Hakanın tek başına anlamlı bir değişim sağlamayacağını savunan eleştirmenler, eş zamanlı kitlesel seferberliğin daha geniş bağlamını kabul etmekte genellikle başarısız oluyorlar. Bu arada, Hana'nın hakasını “medeniyetsiz” olarak niteleyenler ırkçı olarak görülebilir.

Ancak bazı eleştiriler, Māori protesto hareketi içinde yer alanların son derece farkında olduğu önemli noktaları gündeme getirmiştir. Protesto hareketleri politikacılar tarafından değil halk tarafından yönetilmelidir. Ancak, son hīkoi'ye liderlik eden grup, Hana'nın Māori Partisi ile yakından ilişkili hale geldi ve bir çelişki yarattı: İhtiyaç duyulan dönüştürücü değişim türü, yalnızca seçim politikaları yoluyla elde edilemez. Anayasal dönüşüm gibi daha geniş kapsamlı bir siyasi çözüm şarttır. Māoriler, anayasal adalet hareketinin, yerleşimci hükümet çerçevesinde seçim kazanımları için seçilmemesini sağlamak için uyanık kalmalıdır.

Buna ek olarak, taleplerinin karşılanmaması halinde kitlesel seferberliğin tırmanmaya hazır olduğu açık olmadıkça, hīkoi tek başına bir taktik olarak yetersiz kalacaktır. Hana, hükümetin tasarıyı zorlamaya devam etmesi halinde, “dürüst olmak gerekirse, ayaklanmalara neden olacak” diyerek bu potansiyeli ima etti.

 

Hana'nın Hakasına Kendi Tepkisi

Hana, Haka'sıyla işlemleri durdurduktan sonra Meclis'ten çıktı ve hemen etrafı neden haka yaptığını soran muhabirlerle çevrildi. Hana, bildiği tek şeyin Māori olmak olduğunu söyleyerek, rahat bir şekilde cevap verdi. Onun sözleri, bu yılın başlarında bir toplantıda Māori'ye yönelik yasal saldırılara değinen merhum Māori Kralı Tūheitia Pōtatau Te Wherowhero VII'nin sözlerini yansıtıyordu. Ağustos ayında şunları söyledi:

“Şu anda yapabileceğimiz en iyi protesto, Māori olmaktır. Olduğumuz kişi olmak. Değerlerimizi yaşayın. Reomuzu konuşun. Mokopunamıza, awamıza, maungamıza özen gösterin. Sadece Māori olun. Bütün gün, her gün Māori olun. Biz buradayız. Biz güçlüyüz.”

 

Te Tiriti'yi Desteklemek

Hīkoi 19 Kasım Salı günü Parlamento'ya ulaştı. Antlaşma İlkeleri Yasa Tasarısı'nın ikinci okumadan geçme ihtimali düşük olsa da, tasarıya ilişkin olarak vatandaşlar tarafından başlatılan bir referandum olasılığı devam ediyor. Bu gerçekleşirse, Yeni Zelanda nüfusunun %17,8'ini oluşturan Māoriler, Avustralya'daki Voice to Parliament referandumunda olduğu gibi, çoğunluğun tiranlığıyla karşı karşıya kalabilir.

Bununla birlikte, hīkoi her zaman, Antlaşma İlkeleri Yasa Tasarısından daha fazlasıyla ilgili olmuştur. Toitū te Tiriti hīkoi, Māori dilinde yazılmış gerçek Antlaşma olan Te Tiriti o Waitangi'yi korumaya yönelik bir harekettir. Antlaşma, tam olarak yerine getirildiği takdirde Aotearoa'da köklü bir anayasal değişim gerektirmektedir. Mevcut aşırı sağcı hükümetin Māori'ye yönelik saldırıları üzücü olmakla birlikte, toplumu birleştirmeye, harekete geçirmeye ve radikalleştirmeye de hizmet etti. Hana'nın da ifade ettiği gibi:

“Antlaşma böyle demediği halde, neden onlar [Kraliyet] sürekli olarak bize dikte ediyor? Kurucu belgemiz böyle demiyor. Diyor ki, siz kendi halkınıza sahip çıkın, biz de kendi halkımıza sahip çıkalım ve birlikte yaşayalım. Bize hükmedin demiyor. İşte şimdi kendimize sormaya başladığımız en büyük soru da bu.”

Çeviri Kolektifi
Peoples Dispatch'den çevrilmiştir.