İstanbul Kent Savunması, 2016 yılından bu yana mücadelesini verdikleri Kabataş projesinin akıbetini İstanbul Büyükşehir Belediyesine sormak için Kabataş İskelesi şantiyesi önünde eylem gerçekleştirdi.
Kentin en önemli kamusal alanlarından ve ulaşım akslarından biri olan Kabataş projesinde tam 6 yıldır karmaşık ve sorunlu bir sürecin sonuçlarının yaşandığı vurgulanarak Kabataş Meydan düzenlemesinin akıbetini sordu.
Kent ve doğa savunucuları, meslek odaları ve demokratik kitle örgütlerinin itirazlarına rağmen 2016 yılında yapımına başlanan Kabataş Meydan Düzenlemesi Projesi halen bitirilmeyi bekliyor. Projeye ilişkin yaşanan sorunlar ve karmaşa sürerken ulaşım ve çevresel sorunlar da devam ediyor.
İstanbul Kent Savunması, bugün Kabataş Meydanı projesinin akıbetini İstanbul Büyükşehir Belediyesine sormak için Kabataş İskelesi şantiyesi önünde eylem gerçekleştirdi.
Kabataş İskelesi şantiyesi önünde "İBB'yi Kanstaş'ta Şeffaf Olmaya Çağırıyoruz", "Kamu Yararımız İçin Kabataş Meydanı'na Sahip Çıkalım" yazılı pankartlar açan İstanbul Kent Savunması üyeleri "Dikkat! Kabataş Meydanı'nda Kamu Zararı Oluşabilir", "Kabataş'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kamu Zararına Yol Açıyor", "Kabataş Meydanı'na Yeraltı Otoparkı İstemiyoruz" yazılı dövizler taşıdı.
Eylemde konuşan Deniz Özgür, Kabataş Meydan Düzenlemesi Projesini, meydanın ve iskelelerin kapatıldığı 2016 yılından bu yana çözümsüzlük içerisinde bitirilmeyi beklediğini belirterek Kentin en önemli kamusal alanlarından ve ulaşım akslarından birinin tam 6 yıldır karmaşık ve sorunlu bir sürecin sonuçlarını yaşamakta olduğunu vurguladı. Meydan Düzenlemesi'nin 6 yıldır bitirilememesi üzerine konuya İBB ve yetkilerin dikkatini çekmek istediklerini belirtti. İstanbul Kent Savunması adıns basın açıklamasını Kamile Yılmaz okudu.
"Elimizde Deniz Doldurularak Uzatılan Bir İskele Kaldı"
6 yıl önce, plansız, projesiz, tepeden inme bir şekilde ortaya çıkarılan Kabataş Martı projesinin, meslek örgütleri, halkın tepkisi ve oluşan kamuoyunun etkisiyle tartışmaya açıldığını ve sonunda engellendiğini söyledi.
Ancak başlatılan çalışma dursa da kazılı devasa bir alanın ve şantiyenin öylece kalmaya devam ettiğini söyleyen Yılmaz, "Elimizde kala kala, deniz doldurularak uzatılan ve dolayısıyla vapura ulaşmak için üzerinde daha fazla yürümek zorunda kaldığımız iskeleler kaldı. Bunun sıkıntısını İstanbullular olarak hâlihazırda çekmeye devam ediyoruz" dedi.
"Projenin İptaline Sevinerken Başka Çözümsüzlük Ve Karmaşayla Karşılaştık"
Yılmaz "Projenin iptaline, yeraltı otoparkının, tünelin ve çarşının yapılmayacağına sevinip öncesinde önerdiğimiz gibi ihtiyacı görecek boyutta, hafif, bir ya da birkaç iskele binası yapılmasını ve meydanın eski hâline getirilmesini yeni İBB yönetiminden beklerken karşılaştığımız manzara bizleri yeni bir çözümsüzlük ve karmaşanın içine sokacak gibi gözüküyor" diyerek yaşaan gelişmeleri ise şöyle aktardı:
"İtirazlar, Öneriler Ve Düşünceler Yine Dikkate Alınmadı"
"Sürecin başında, birçok başka alan, plan ve projede olduğu üzere, katılımcı bir yaklaşım geliştirmek istediğini beyan eden İBB, Kabataş için de online bir anket çalışması ve ilgili kurum, sivil örgütler, yurttaşlarla çalıştaylar gerçekleştirerek ve ayrıca uzman görüşlerini derleyerek bir yol haritası oluşturma iradesini gösterdi. İBB birimlerinin yanı sıra MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden bir ekip de sürecin katılımcı bir şekilde yürütülmesi için görev aldı.
Ancak geldiğimiz aşamadan anladığımız kadarıyla, katılım ve tasarım süreci birbirlerinden kopartılmış, tasarım işi, koşullarını bilmediğimiz gayrı şeffaf yöntemlerle bir mimarlık ofisine verilmiş, katılımcı bir süreç için yürütülen çalışmalar ve oluşturulan dokümanların bir kısmı ise ya ortadan kaldırılmış ya da İBB’nin web sayfalarında kalmış; dolayısıyla, dile getirilen itirazlar, öneriler ve düşünceler pek dikkate alınmamıştır."
En son Ağustos 2021 tarihinde projenin 2 No’lu Koruma Kurulu’ndan onay aldığını , ancak kurul onaylı projeye henüz ulaşmayı başaramadıklarını aktaran Yılmaz, Projenin ve sürecin ne aşamada olduğunu anlamaya dair yaptıkları araştırmada karşılaştıkları problemli noktaları maddeler halinde sayarak İBB'ye sordu:
"İtirazlara Rağmen Otopark Yapımında Neden Israr Ediliyor?"
1- ‘Katılımcılık’ adı altında yürütülen çalışmalarda toplanan bilgiler neden değerlendirilmemekte? Örneğin, itiraz edilmesine rağmen tek (veya yüklenici firmanın sayfasında yazdığı gibi iki) katlı yeraltı otoparkının yapımında neden ısrar ediliyor?
"Projenin İhale Bedeli , Yüklenici Firma Ve Yapım Süreci Neden Tabelalarda Yer Almıyor"
2- Şantiye alanını gezdiğimizde gördük ki, inşaat ile ilgili ne bir tabela, ne de firma adı bulunmakta! Aynı şekilde kamu kurumu İBB’nin sayfalarında da projeye dair hiç bir bilgiye ulaşamadık. Yüklenici firmanın kim olduğu, inşaatın ne kadar süreceği ya da projenin kaç liraya ihale edildiği gibi kamuoyunu ilgilendiren bilgilerin hiçbirini bilmiyoruz! Elimizde sadece, şantiye duvarlarını kaplayan üç adet temsilî resim bulunmaktadır. Bu resimlerden de projeye dair fikir edinmek mümkün değildir. Sayın yetkililer, projenin içeriği ile ilgili bilgileri ne zaman paylaşmayı düşünüyorsunuz?
"İhtilaflı Kamusal Alana Neden Ve Nasıl Başka Bir Mimar Atandı"
3- Projenin kendisine verildiğini (yakın zamanda ve resmî olmayan kanallardan) öğrendiğimiz mimar Arman Akdoğan, hangi şeffaf süreçlerden geçerek Kabataş gibi önemli ve ihtilâflı bir kamusal alanın tasarımında yetkilendirilmiştir? Belirlenme yöntemi bir yana, sürecin en başında bu bilginin kamuoyuyla, yurttaşlarla paylaşılması gerekmez miydi? Biz, önceki yönetim döneminde Kabataş için atanan mimar Hakan Kıran’ın süreciyle, mevcut yönetim döneminde atanan mimar Arman Akdoğan’ın süreci arasında herhangi bir fark göremedik. Nasıl bir yöntem farkı olduğunu açıklayabilir misiniz?
"İtiraz Edilen Projeler 'Kamu Zararı' Ezberiyle Bitirilmeye Devam Ediyor"
4- Yetkili birim Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığı ile iletişime geçtiğimizde aldığımız bilgi şu oldu: ‘Kabataş inşaatı belli bir aşamaya geldiği için, bunca masraftan geri dönüş kamu zararına yol açar, o nedenle projeye devam etmek zorundayız’! Kamu zararı/yararı söylemi, yeni yönetim de dâhil olmak üzere bütün kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin ortak ezberi durumunda. Mevcut İBB yönetimi, geçmiş dönemde başlanan, başında veya ortasında bırakılıp yarım kalan birçok projeyi, kamu zararı oluşmasın diye tamamladı, tamamlamaya da devam ediyor. Aynı mantık, Kabataş projesinde de sürüyor.
"Otoparkın Kabataş’a Getireceği Trafik Yükü, Nasıl Bir Kamu Yararı Oluşturacak"
Kamuyu zarara uğratmamak adına verilen çaba, yapılan masraf ve ayrılacak bütçe yeni bir kamu zararı oluşturmayacak mıdır? Bunun gelecekte yaratacağı zarar neden düşünülmüyor? Ayrıca, otoparkın Kabataş’a getireceği fazladan trafik yükü, nasıl bir kamu yararı oluşturacaktır? En başından yanlış planlanan, yanlış projelendirilen bir süreç, sırf başlatıldığı için bitirilmek zorunda mıdır? Biz burada herhangi bir kamu yararı görmüyoruz! Kamuyu zarara uğratmama retoriğinin de ayrıca sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz."
Yılmaz, aktarılan sorunlar ve bilgilere dayanarak İstanbul Kent Savunması olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’ndan taleplerini ise şöyle sıraladı:
Kabataş Projesine İlişkin Talepler
"1- Kabataş Meydan Düzenlemesi Projesi hakkında kamuoyuna düzgün bir açıklama yapılarak sürecin ne aşamada olduğunun belirtilmesini, ihale sürecinin ve kamuya maliyetinin açıklanmasını ve kurul onaylı projenin paylaşılmasını istiyoruz.
2- ‘Katılımcılık’ adı altında yürütülen çalışmaların sonuçlarına ne derece uyulduğunu ve bu çalışmaların tasarımı ne derece etkilediğini öğrenmek istiyor ve hâlâ gizli tutulan sonuç raporunun paylaşılmasını talep ediyoruz.
3- Eski İBB yönetiminin kente karşı işlediği suçların, verdiği zararların ‘kamu yararı’ adına sahiplenilmemesini; önceki yönetim tarafından planlanmış ya da uygulanmaya başlanmış projelere dair itirazların, gerekçeleriyle göz önüne alınarak, bu projelerin tekrar değerlendirilmelerini ve her proje için sorgusuz sualsiz tamamlama politikasından vazgeçilmesini istiyoruz"
İstanbul Kent Savunması olarak Kabataş sürecinin takipçisi olmaya ve gelişmeleri paylaşmaya devam edeceklerini belirten kent savunucuları eylemi "Kabataş'ta Otopark İstemiyoruz" sloganı ve alkışlarla bitirdi.