NATO Zirvesi 9-11 Temmuz tarihleri arasında Washington DC'de gerçekleştirilecek. Ana gündemler Ukrayna'daki savaş, NATO'nun "caydırıcılığı" ve "savunması" ile Japonya, Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), Avustralya ve Yeni Zelanda'dan oluşan AP4 (Asya-Pasifik ortakları) ülkeleri arasındaki işbirliğinin yoğunlaştırılması olacak.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'daki savaşla ilgili gündeme değinerek, "Ukrayna bu savaşı 2025'e kadar sürdürebilecek bir konumda olmalı" diyerek savaşı uzatma planını açıkça ifade etti. Bu arada Biden yönetimi, İsrail'in yanı sıra Mısır, Ürdün, Katar, Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere ABD'nin Batı Asya'daki (Orta Doğu) tüm müttefiklerini bu toplantı için seferber etti. Uzmanlar, NATO'nun bir Ortadoğu versiyonunu yaratmanın, birbirini izleyen ABD yönetimlerinin uzun süredir devam eden bir arzusu olduğunu belirtmektedir. Bir dizi gerçek, bu NATO zirvesinin 3. Dünya Savaşı için bir komplo toplantısı olduğunu göstermektedir.
NATO erişim alanını Hint-Pasifik bölgesine doğru genişletiyor. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Çin-Rusya işbirliğine ilişkin olarak "Çin, Avrupa'da 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük askeri çatışmayı kışkırtıyor" ve NATO-AP4 işbirliğine ilişkin olarak da "Güvenliğimiz bölgesel değil, küreseldir." diyerek safsata yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı, hem Japonya'nın hem de " Güney Kore Cumhuriyeti"nin Rusya'nın yarattığı tehdide karşı çok iyi ortaklar olduğunu ve Hint-Pasifik bölgesinde karşılaşılan güvenlik endişelerinin NATO'nun 5. Madde bölgesinde karşılaşılanlara çok benzediğini pervasızca dile getirmiştir. ABD, Japonya ve "Güney Kore Cumhuriyeti " Ağustos 2023'te Camp David zirvesinde NATO anlaşmasının kolektif güvenlik konseptinin 5. Maddesine karşılık gelen içerik üzerinde anlaşmış ve NATO askeri tatbikatlarına benzer şekilde düzenli olarak çok alanlı ortak askeri tatbikatlar yapmaya karar vermiştir. NATO'nun Doğu'ya doğru genişlemesi nasıl Ukrayna Savaşı'nı tetiklediyse, "NATO'nun Hint-Pasifikleşmesi" de Doğu Asya'da savaşın başlamasına neden oluyor.
Doğu Asya'da savaşın eli kulağında ve cephe hem Doğu Avrupa'da hem de Batı Asya'da genişliyor. ABD'nin emperyalist saldırgan güçleri, "Güney Kore"deki ABD yanlısı faşist güçleri "Güney Kore''deki savaş için vekil olarak kullanmakta ve her geçen gün Kuzey Kore'ye karşı savaş tatbikatları yapmakta, Filipinler'deki ABD yanlısı savaş kışkırtıcısı güçleri ve Tayvan'daki ayrılıkçı güçleri Çin'e karşı saldırgan askeri tatbikatlar yapmak için manipüle etmekte ve Japon militarizm güçlerini Doğu Asya'daki savaş için bir vurucu grup olarak öne sürmektedir. ABD ve NATO, Ocak ayından Mayıs ayına kadar Rusya yakınlarında geniş çaplı işgal tatbikatları gerçekleştirmiş ve kısa süre önce Ukrayna'ya tedarik ettikleri silahların Rusya'yı vurmasına izin vermiştir. Ukrayna neo-Nazi ordusu Sivastopol'a ABD yapımı ATACMS füzeleri ile yasaklanmış misket bombaları atarak sivilleri katletti ve Doğu Avrupa'da savaşı körükledi. Kırk binden fazla Filistinliyi katleden Siyonist İsrail, Nisan ayında Suriye'deki İran konsolosluğunu bombalayarak ve Haziran ayında Lübnan Hizbullah'ı ile topyekûn bir savaş başlatarak Batı Asya'daki savaşı fanatik bir şekilde genişletiyor.
Emperyalist saldırgan savaş güdüsünü dünya çapında anti-emperyalist ortak mücadele ile ezmeliyiz. Anti-emperyalist kamp ile emperyalist kamp çatıştıkça, hakikat ve adaletin kimin tarafında olduğu daha da netleşiyor. Anti-emperyalist kamp, emperyalist kampın asla inkar edemeyeceği anti-faşizm, kurtuluş ve yeniden birleşme gerekçelerini sıkı sıkıya savunmaktadır. Anti-emperyalist kampın nükleer füzeye sahip süper güçleri -Kuzey Kore, Çin ve Rusya- giderek güçleniyor; aynı zamanda İran ve diğer 'Direniş Ekseni' ülkeleriyle ve dünya anti-emperyalist hareketleriyle sıkı bir şekilde birleşiyorlar. Buna karşılık ABD, Avrupa emperyalizmi ve ABD yanlısı faşist ülkeler 3. Dünya Savaşını tüm hızıyla sürdürmekte ve içteki genel krizler derinleştikçe "Yeni Soğuk Savaş" çerçevesinde manipülasyon yapmaktadır. Sağduyu, hem haklı hem de güçlü olan tarafın savaşı kazanmasıdır. Uyanmış ve birleşmiş dünya halkları, güçlü bir anti-emperyalist ortak mücadele ile emperyalizme son verecek ve yeni bir küresel bağımsızlık ve barış çağını ortaya koyacaktır.
7 Temmuz 2024
Dünya Anti-Emperyalist Platformu