El Aksa Tufanı savaşının ve görkemli geçişin birinci yıldönümünde, Filistinli direniş grupları bir basın açıklaması yayınladı.
7 Ekim’in yıldönümünde ulusal bir toplantı düzenleyen Filistinli örgütlerin açıklaması şöyle:
El Aksa Tufanı, işgalin Kudüs ve El Aksa'yı Yahudileştirme, zamansal ve mekânsal dini kontrol ile sahiplendiği ve başkentimiz ile İslami ve Hristiyan kutsal mekânlarımıza yeni olgular dayattığı, Batı Şeria'ya yerleşimler, saldırılar, cinayetler, kundaklama ve suikastlarla, Filistin içindeki halkımıza ırk ayrımcılığıyla saldırdığı ve uzun yıllar süren kuşatmanın ardından Gazze'ye ve direnişine yönelik büyük bir saldırıya hazırlandığı ve aynı zamanda işgalin genişlemesini sürdürdüğü ve 7 Ekim 2023'teki görkemli geçişin gerçekleştiği bir zamanda meydana geldi. Aynı zamanda, işgal genişlemesini ve normalleşmeyi ve doğal bir varlık olarak ulusla bütünleşme arayışını sürdürüyordu; bu nedenle, şanlı 7 Ekim'deki El Aksa Tufanı Savaşı, planlarını bozmak, çatışmayı gerçekliğine döndürmek, Siyonist-Amerikan-Batı projesinin bölgemizde ve Arap ve İslam ulusumuzda genişlemesini sona erdirmek, işgali suçlarından sorumlu tutmak ve işgali ülkemizde geleceği olmayan kanserli bir varlık olarak yeryüzündeki yerine koymak içindi.
Biz Filistinli direniş grupları olarak aşağıdaki hususları vurguluyoruz:
1- ABD yönetiminin ve Siyonist işgalin başını çektiği şer güçlerin komplolarını boşa çıkaran kararlı ve sabırlı halkımızı selamlıyor, hepimizden daha onurlu olan şehitlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar ve esirlere özgürlük diliyoruz.
2- Modern çağın tanık olduğu en onurlu, en saf ve en cömert savaşta en görkemli kahramanlığı, en yüksek fedakârlık ve kurtuluş anlamlarını yazan direniş savaşçılarını selamlıyor ve direnişin, topraklarımızı özgürleştirene ve başkenti Kudüs olan Filistin devletimizi kurana kadar Siyonist işgale karşı koymak için stratejik tercihimiz ve meşru hakkımız olduğunu teyit ediyoruz.
3- El-Aksa Tufanı Filistin davasını dünyanın öncelikleri arasında en üst sıralara taşımış, Siyonist işgalle mücadele etmek ve işgalin ve liderlerinin azgın ve denetimsiz olduğu bir dönemde işlediği suçlara son vermek için doğal ve meşru bir tepki bağlamında gerçekleşmiştir. Halkımıza ve ulusumuza, direnişin tüm savaş eksenlerinde ve dayanışma cephelerinde sağlam ve sürekli bir koordinasyon içinde olduğu güvencesini veriyoruz.
4- Lübnan halkını, Lübnan'daki İslami Direnişi, Yemen ve Irak'taki tüm dayanışma cephelerini selamlıyor ve Hizbullah'ın 8 Ekim'de Filistin Direnişinde bizi destekleyerek, alanları birleştirerek ve Lübnanlı kardeşlerimize yönelik artan ve büyük saldırılara rağmen cepheleri ayırmaya yönelik tüm girişimleri reddederek benimsediği cömert tutumu takdir ediyoruz.
5- ABD yönetimini ve Siyonist işgali, halkımıza karşı işlenen soykırım ve etnik temizlik suçlarından bütünüyle sorumlu tutuyoruz. İşgalin, ABD yönetiminin ve destekçilerinin terörizmlerinden sorumlu tutulacağı ve Filistin halkının haklarının zaman aşımına uğramayacağı gün gelecektir.
6- Arap ve İslam halklarını ve dünyanın özgür insanlarını saldırganlığı durdurmak, soykırım savaşını sona erdirmek ve işgal ile destekçilerini halkımıza ve Arap ve İslam ulusumuzun halklarına karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutmak için derhal ve acil olarak harekete geçmeye çağırıyoruz.
7- Saldırganlığın kapsamlı bir şekilde durdurulması, Gazze Şeridi'nden tamamen çekilme, geçişlerin açılması, kuşatmanın kaldırılması, yeniden inşa ve ciddi bir esir takası anlaşması için halkımızın talepleri yerine getirilmeden hiçbir anlaşma veya mutabakatın olmayacağı yönündeki kesin tutumumuzu teyit ediyoruz.
8- Savaştan sonraki gün, kendi kaderini belirleme hakkına sahip olan Filistin halkı için sadece Filistin günüdür.
9- İşgalin Gazze Şeridi'nde alternatifler, yeni yönetimler ve ona bağlı köyler yaratma planlarını ve girişimlerini engellemek ve başarısızlığa uğratmak hususunda önemli bir ulusal rol oynayan Filistinli aşiretlerin, ailelerin ve çeşitli ulusal bileşenlerin ulusal tutumlarına büyük değer veriyoruz.