25-27 Ekim günleri Afrika’da Senegal’in başkenti Dakar’da düzenlenen Dünya Anti Emperyalist Platform’un 7. Konferansı sonucunda Dakar Deklarasyonu yayınlandı.
Emperyalist Kampın Saldırganlığı Filistin'i, Afrika'yı, Mazlum Ulusları ve Dünyayı Tehdit Ediyor
Bugün Afrika'nın durumu küresel siyasi manzarayı yansıtmaktadır. Emperyalist kampın bölme, manipülasyon ve saldırganlık planlarının ortasında, anti-emperyalist güçlerin devrimci ilerleyişi, Afrika halklarını bir ayaklanma ve dönüşüm döneminden geçiriyor.
Mali (2020), Burkina Faso (2022) ve Nijer'deki (2023) halkçı güçler, Fransız ve ABD emperyalist güçlerinin kovulmasını sağlayarak anti-emperyalist direniş savaşlarında kritik zaferler elde ettiler. Bu durum daha ileri anti-emperyalist kurtuluşlar için zemin hazırlamıştır. ECOWAS (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu) tarafından uygulanan yaptırımlara ve Nijer'e askeri müdahale tehdidine yanıt olarak, üç ülke Ocak 2024'te yeni kurulan Sahel (Sahil) Devletleri İttifakı tarafından yapılan ortak bir açıklama ile ECOWAS'tan çekildiklerini duyurdular. Rusya ile askeri bağlarını güçlendiren bu ülkeler, emperyalist yaptırımlara ve baskılara direnerek anti-emperyalist direnişe daha da yakınlaşıyor. Bu arada Senegal'de halk ayaklanması, ülkeyi 12 yıldır yöneten, muhalefet liderlerini hapse atan, binlerce siyasi tutsağı işkence ederek öldüren, siyasi partileri kapatan ve Şubat 2024'teki seçimleri erteleyen faşist yeni sömürge rejimini devirdi ve tüm bunlar halkın şiddetli direnişini ortaya çıkardı. Batı Afrika'daki bu anti-emperyalist devrimci değişimler, dünyayı yalnızca halkların mücadelesinin dönüştürebileceği gerçeğini bir kez daha teyit etmektedir.
Anti-emperyalist güçler ile emperyalizm yanlısı gericiler arasındaki çarpışma giderek şiddetleniyor. ABD, Mayıs 2024'te ilk kez bir Afrika ülkesini, Kenya'yı “NATO Dışı Başlıca Müttefik” olarak tanımlayarak, Kenya'yı Afrika'daki emperyalist gündem için bir kaldıraç olarak kullanma planlarını açıkça ortaya koydu. Buna karşılık Kenya halkı ABD yanlısı, savaş çığırtkanı, geçim kaynaklarını tahrip eden ve yolsuzluğa bulaşmış hükümetlerini protesto etmek için ayaklandı. Yaygın hükümet karşıtı protestolar 2024 ortalarından bu yana tırmanarak aşırı siyasi istikrarsızlığa yol açtı.
2024 yılından bu yana yoğunlaşan hükümet karşıtı halk hareketleri Kenya'nın derin bir siyasi kargaşaya sürüklenmesine yol açmış ve Kenya'da siyasi iktidarın işçiler de dahil olmak üzere halk tarafından ele geçirilmesi için elverişli koşullar yaratmıştır.
Emperyalist planlar, Nijerya'nın Plateau Eyaletinde körüklenen silahlı çatışmalarda ve Güney Sudan ile Sudan arasındaki tartışmalı bölgelerde yaşanan kabile çatışmalarında da açıkça görülmektedir. Tüm bu kargaşanın yükünü Afrikalı kitleler çekiyor ve bu da onları sürekli olarak yaklaşan katliam tehdidi riskiyle karşı karşıya bırakıyor.
Latin Amerika, Asya ve Doğu Avrupa'da ABD ve emperyalist müttefikleri “renkli devrimler” düzenlemeye, yaptırımlar yoluyla ekonomik savaş yürütmeye ve Batı medyası aracılığıyla propaganda yaymaya devam ediyor. Özellikle, ABD emperyalistleri Venezüella'ya yaptırımlar uygulayarak, ülkedeki son seçimleri 'gayrimeşru' ve ' hileli' olarak nitelendirirken, halkçı hükümetinin altını oymak için aşırı sağcı darbe girişimlerini kışkırttılar.
Afrika'daki ayaklanmaların ve ABD'nin dünya çapında anti-emperyalist rejimleri devirmeye yönelik emperyalist girişimlerinin bir Üçüncü Dünya Savaşı ortamında gerçekleşiyor olması dikkat çekicidir. Kana susamış ABD saldırganlarının başını çektiği emperyalist sistem, Üçüncü Dünya Savaşının temel nedenidir. Şubat 2022'de patlak veren ve Üçüncü Dünya Savaşı'nın başlangıcına işaret eden Ukrayna'daki savaşın kökleri, 'renkli devrim'in bir ürünü olan 2014 'Euromaidan' faşist darbesine dayanmaktadır ve Donbas'taki devrimci güçler ile faşist güçler arasında sekiz yıldır süren savaşla tırmanmıştır. Bu durum, emperyalist kampın sözde 'renkli devrimleri' kışkırtmasının ve egemenliklerine yönelik tüm muhalefeti bastırma planlarının yıkıcı sonuçlarını göstermektedir.
Dahası, özünde anti-emperyalist ve emperyalist kamplar arasındaki bir savaş olan bu Üçüncü Dünya Savaşı, yalnızca Afrika, Asya ve Latin Amerika halkları için değil, aynı zamanda emperyalist ülkelerdeki insanların onurları ve yaşamları için de ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. İsrailli Siyonistlerin soykırıma varan faşist imha savaşı karşısında Filistin direnişinin haklı mücadelesi, “emperyalizmin faşizm ve savaş olduğu” yönündeki küresel farkındalığı hızlandırmaktadır. Bu nedenle, dünyanın dört bir yanındaki kitleler, emperyalist ekonomik ve siyasi sistemin dayattığı zorlukların ve sıkıntıların üstesinden gelmek için anti-emperyalist kampla birleşmelidir.
Bu yıl, büyük Amílcar Cabral'ın doğumunun yüzüncü yıldönümü ve bize Afrika'da ulusal ve sosyal kurtuluş için mücadele eden Afrikalı komünistlerin başarılarını hatırlatıyor. PAIGC'nin kurulması ve silahlı mücadelenin yürütülmesi yoluyla Cabral, Gine-Bissau ve Cape Verde'nin bağımsızlığını güvence altına alırken, mücadeleci pan-Afrikanizmin gerçekleşmesi için yorulmadan çalıştı. Trajik bir şekilde, toplumsal kurtuluşu inşa etmek için çabaladıktan sonra yeni sömürgeci gerici şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Cabral ve diğer Afrikalı komünistler tarafından somutlanan anti-emperyalizm ruhu ve ulusal ve toplumsal kurtuluş iradesi, Afrika halklarını bir araya getiren bir birlik ve mücadele bayrağı olarak hizmet eden mücadeleci pan-Afrikanizmde yansımasını bulmaktadır. Emperyalizm yanlıları ve yeni sömürgeci oportünistler tarafından lekelenmemiş gerçek pan-Afrikanizm, Afrika halklarını anti-emperyalizm, gerçek egemenlik, sosyalizm ve tüm insanlık için bağımsızlık ortak arayışında birleştirir.
Kwame Nkrumah'ın “Ya Birleşeceğiz Ya da Yok Olacağız” ifadesi, sadece Afrika için geçerli değildir. Ancak ezilen ve sömürülen emekçi kitlelerin birleşik anti-emperyalist devrimci mücadeleleri sayesinde Üçüncü Dünya Savaşı'nın temel nedeni olan emperyalizmi yıkabilir ve küresel bağımsızlığa, gerçek barışa ve halkın siyasi ve ekonomik gücün sahibi olduğu gerçek bir demokrasiye doğru ilerleyebiliriz.
Her zamankinden daha fazla, “proleterler ve ezilen halklar, birleşin!
ABD emperyalizmini yenilgiye uğratın! Emperyalist Kampı Parçalayın!
Zafer Anti-Emperyalist Kurtuluş Mücadelesinin!
Zafer Anti-Emperyalizm ve Bağımsızlık Güçlerinin!
Dünya Anti Emperyalist Platformu