< İstanbul Üniversitesi Öğrencilerinden Yemek Zammı Protestosu

 

İstanbul Üniversitesi öğrencileri, son yapılan zam ile bir öğün yemek fiyatının 35 liraya çıkarılmasına tepki gösterdi. Ülkenin en fazla ödenek alan ikinci üniversitesinde öğrencilerin beslenemediği, okumak ve beslenmek için çalışmak zorunda kaldığı belirtilerek nitelikli eğitim ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasının devletin görevi olduğu belirtildi.

İstanbul Üniversitesi öğrencileri, üniversitenin hiçbir bildirimde bulunmadan yemek ücretinin 35 TL yapılmasını Beyazıt Meydanı'nda eylem yaparak protesto etti.

"Yemek Halkımıza Sahip Çıkıyoruz", "Açlık Oyunları: Yemeğe Zam Mideden Tasarruf. Yönetmen: Osman Bülent Zülfikar" yazılı pankartlar açan öğrenciler yemek zammına tepkilerini dile getiren dövizler taşıdı.

 

"Öğrencilerin Beslenme Hakkı Gasp Ediliyor"

İstanbul Üniversitesi'nde yemek ücretlerine yapılan zamların, öğrencilerin ekonomik yükünü her geçen gün daha da arttığını son olarak 2024 yılında gerçekleşen zamla birlikte, üniversite yemekhanelerinin öğrenciler için erişilemez hale geldiği belirtilen açıklamada "Kamusal bir eğitim kurumunda öğrencilerin en temel hakkı olan beslenme, sistematik şekilde gasp edilmekte ve öğrenciler ekonomik zorluklarla baş başa bırakılmaktadır" denildi.

 

"Bir Öğretim Yılında Yemeğe İki Zam"

2024 yılının Eylül ayında, yeni eğitim döneminin başlangıcıyla birlikte İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü'ndeki yemek ücretlerine zam yapılarak, yemek ücretinin 15 TL'den 25 TL'ye çıkarıldığı aktarılan açıklamada 2025 yılına girerken ise bir öğün yemek fiyatının 25 TL'den 35 TL'ye çıkarıldığını öğrenerek başladıkları belirtildi.

 

"Üniversite Yönetimi Öğrencileri Tüketici Olarak Görüyor"

Öğrencilere herhangi bir bildirimde bulunulmadan, sadece yemek alırken fark edebilecekleri şekilde alınan bu kararın üniversite yonetiminin öğrencileri birer tüketici olarak gördüğünün ve onların ihtiyaçlarını hiçe sayarak kendi çıkarlarını öncelediğinin açık bir göstergesi olduğunu vurgulayan öğrenciler "İçinde bulunduğumuz ekonomik krizin yarattığı yıkıcı koşullar altında, biz öğrenciler temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılamakta zorlanırken, bu yüzde 40'lık zammın dayatılması, öğrencilerin mevcut durumunun göz ardı edilmesi demektir. Bu keyfi ve adaletsiz zammın derhal geri çekilmesi gerektiğini ısrarla ifade ediyoruz!" dediler.

2019 yılında yapılan yemek zammının ardından maddi zorluklar yaşayan Sibel Ünli'nin yaşamına son vermeden önce yaptığı bir paylaşımda “Yemekhane kartımda para kalmamış, sadece bir liram var” dediği hatırlatılarak "Sibel'i unutmayacağız. Ve bugün aynı maddi zorlukları yaşayan bir çok arkadaşları olduğunu vurguladı.

 

"Fahiş Fiyatlar Borçlanmamıza Neden Oluyor"

Son zamla birlikte bir öğün yemeğin fiyatının sene başından bu yana yüzde 133 oranında fahiş bir artış gösterdin, yalnızca yemekhanede günlük 3 öğun yemek yiyen bir öğrencinin ay sonunda cebinden çıkacak paranın 2400 TL'ye ulaşırken, KYK bursunun yalnızca 3000 TL olduğuna dikkat çekilen açıklamada "Bu durum, öğrencilerin hayatta kalabilmek için temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi güçlük çekmelerine, borçlanmaya zorlanmalarına yol açmaktadır" denildi.

Bu zorlu ekonomik koşullarda, üniversitelerin asli gorevi olan eğitim hakkını savunmak yerine, öğrencilerin sırtına bu krizin yükünü yüklemenin, devletin ve üniversite yönetiminin öğrencileri birer ekonomik yük olarak görmesinin bir göstergesi olduğunu, yaklaşımın, eğitimi ve öğrencilere tamamen piyasa anlayışıyla baktığını söyledi.

 

"Parası Olanın Okuyabileceği Bir Ortam Hazırlanıyor"

"İçinden geçtiğimiz ekonomik kriz koşullarında, üniversiteliler bir öğün yemek yemek için, bir kahve içebilmek için bile kırk kere düşunmek zorunda kalıyoruz. Her kademede giderek niteliksizleşen eğitimin yanında beslenme, bannma ve ulaşım gibi giderler karşılanamaz duruma geliyor, öğrencilerin eğitim hakkı adeta gasbediliyor. 3000 liralık KYK bursu üniversitelilerin en temel giderlerini dahi karşılamaya yetmiyor. Bir çoğumuz okumak için çalışmak durumunda kalırken, iş-okul-yurt üçgeninde üniversitelilerin sosyalleşmesi imkansız hale geliyor. Yemekhane, ulaşım ve barınma zamları aynı zamanda devlet üniversitelerini tıpkı özel üniversiteler gibi parası olanın okuyabileceği bir ortam hazırlıyor. Devlet üniversitelerinde okumanın maliyetinin artırılması aynı zamanda eğitimin piyasalaştırılmasının bir parçası olduğu açık. Bizler üniversitelerin bu ülkenin her genci için bilimsel, demokratik bir eğitim alacağı kurumlar olması gerektiğini düşünüyoruz" diyen öğrenciler, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasının ve her öğrencinin eğitim koşullarının devlet tarafından sağlanmasıyla mümkün olacağını belirtti.

 

"Zamların Geri Çekilmeyeceği Algısı Yaratılıyor"

Yeni dönemle beraber Hemen hemen her üniversitede 35 lira bandına sabitlenen fiyatların zam miktarlarının ortak bir elden çıktığını gösterdiği ifade edilen açıklamada, bunun aynı zamanda üniversite yönetimleri açısından zammın geri çektirilemeyeceği yanılsamasını yaratmak olduğunu ve üniversite yönetimlerinin her yerde bu zamların yapıldığını söyleyerek öğrencilere ellerinden bir şey gelmeyeceğini ifade ettiği ve sayede üniversite yönetimlerinin sorumluluğunu üstünden atmaya çalıştığı belirtildi.

 

"Üniversite Bütçesini Öğrencilerin İhtiyaçları İçin Kullansın"

Öğrencilerin yaşadığı yoksulluğun karşısında üniversite yönetiminin çözümü Kısmi zamanlı öğrenci programını genişletmekte, öğrencileri ucuz iş gucü olarak kullanmakta, İŞKUR'la ortaklık yapmakta bulduğunu belirten öğrenciler. "Bu koşullar altında yeni bir zam haberinin de üniversitemiz tarafından açıklandığını öğrendik. Binlerce oğrencisiyle Türkiyede en çok ödenek alan 2. üniversite olan İstanbul Üniversitesinin bütçesi öğrencilerin beslenme hakkı için kullanılmadığı ortada. Üniversitenin, bütçesini öğrencilerin ihtiyaçları için kullanması, eğitim başta olmak üzere barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmasını talep ediyoruz" dedi.

Alınan kararın öğrencilere dahi duyurulma ihtiyacı hissedilmeden öğrencilerin yapılan zammı doğrudan yemekhane turnikelerinde öğrendiği aktarılan açıklamada, öğrencilerin parçası olmadan işletilen bu antidemokratik karar sürecinin kabul edilemez olduğu ifade edilerek "İstanbul Üniversitesi öğrencileri günümüz Türkiye şartlarında verilen 3000 TL'lik KYK bursuyla bir öğün yemeğe 35 TL vermeye mahkum bırakılmamalı. Okuduğumuz devlet üniversitesinde en düşük gelir durumlu öğrenci okulda yiyeceği bir yemek, alacağı bir çay için iki kez düşünmemeli. Yemekhanede yediğimiz yemekler nitelikli denecek düzeyde bile değilken önceki senelerdekinden de farklı olarak bir senede iki kez zam getirilmesini kabul etmiyoruz" denildi.

 

"Kulüp Faaliyetlerimiz Engelleniyor"

Üniversite kulüplerine hiçbir faaliyet alanı tanınmadığı, öğrencilerin her türden etkinliklerinin bürokratik engellere takıldığı Etkin bir ÖTK talebinin senelerdir karşılık bulmadığına da değinen öğrenciler, tepeden indirilen antidemokratik kararların zorla uygulamaya konulduğunu ve öğrencilerin önüne polisler yığılarak kulüp faaliyetlerinin sınırlandırıldığı belirtildi. İstanbul Üniversitesi öğrencileri taleplerini şöyle sıraladı:

"* Zamların geri çekilmesini, nitelikli beslenme hakkımızın eksiksiz sağlanmasını ve her iki yemekhanede de vegan yemeğin ulaşılabilir olmasını talep ediyoruz!

* Bunlar için birleşebileceğimiz en temel alan Öğrenci Temsil Kurulu iken senelerdir üniversitemizde etkin bir şekilde yürütülen ÖTK'nin yeniden etkin hale getirilmesi ve seçimlerinin yapılmasını istiyoruz.

* Müfredatlarımız nitelikli ve akademik düzeyde değilken, diyanet işleri ve tarikatlar gibi birimler üniversitelerde yer edinmeye çalışıyor. Öğrenciler olarak önümüze bir taş takılmadan, tamamiyle bilimsel bir eğitim almak istiyoruz."

 

"Eğitim Hakkımız İçin Birlikte Mücadele Edelim"

İstanbul Üniversitesi öğrencilerini tüm arkadaşlarını, nitelikli yemek, parasız, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim hakları için ses çıkarmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırdı.