Tüm devrimci-demokrat kesimlere, ODTÜ öğrencilerine;
Bugün ODTÜ'de "Saldırılara ve Faşizme Karşı Bir Aradayız!" eyleminde ODTÜ Kavaklık inisiyatifi kendi pankartını asmak istemişti. Eylem Komitesi daha önce pankart açılmayacağına dair aldığı kararı kendilerine iletmiş ve bu kararın değişmeyeceğini ayrıca pankartların birinde "sarı-kırmızı-yeşil renkler olduğu" gerekçesiyle "pankartın provokasyona açık" olduğunu bildirmiştir.
Eylem komitesinin parçası olan temsilci yoldaşımız eylem komitesinin kararını savunmuş, komite ile çelişecek bir görüntü sergilememiştir. Buna rağmen Gençlik Muhalefeti örgütü Kavaklık İnisiyatifi'nin pankartı asması durumunda zorla indireceğini, gerekirse kavga edeceğini bildirmiştir. Kavganın çözüm olmayacağını, eylem yapıldıktan sonra özeleştirisinin alınması gerektiğini, bu durumun okulumuza penetre etmeye çalışan "faşist güçlerin işine yarayacağını" söyleyen yoldaşımıza Gençlik Muhalefeti üyesi bir şahıs tarafından sınırları aşan bir şekilde fiziksel temas uygulanmış, yoldaşımız "temasın sonlanması gerektiğini" iletmiş, temas sonlanmayınca tansiyon yükselmiştir.
O sırada demokratik bir kitle örgütlenmesi olan Kavaklık İnisiyatifi'nin pankartını zor ve şiddet kullanarak indirme tehdidine ithafen yoldaşımız kendisine fiziksel temasta bulunan şahısa "polislik yapıyorsun" beyanında bulunmuştur. Burada kastedilen şahsın "polis veya ajan olduğu" değil Kavaklık İnisiyatifi'ne karşı tutumun yanlış olduğudur ve bu söylemin ne anlama geldiği orada bulunan bağımsız, tarafsız kitle tarafından anlaşılmıştır. Akabinde, aradan saatler geçtikten sonra, yoldaşımızı 5 gençlik muhalefeti üyesi tek başına sıkıştırarak özür dilemesi gerektiğini söylemiş aksi takdirde darp edileceğini belirtmiş, yoldaşımıza 1 gün süre verilmiştir.
Yoldaşımıza yönelik tehditkar söylemler ve fiziki şiddet boyutuna varacak müdahale ancak bizlere düşman olan, faşizme çalışan unsurların yapabileceği türden bir yaklaşımdır. Ama gelin görün ki faşizme karşı gerçekten dövüşemeyen, açıkça faşizme karşı militan mücadele öremeyen reformizme bulanmış bu gençlik siyaseti bir çete gibi davranarak daha kalabalık olma durumunu politik avantaja çevirmeye çalışmıştır.
Bizleri tanıyan tüm devrimci-demokrat kesimler, DÖB’ün Leninist çizgi anlayışında tarihi boyunca sol içi şiddete başvurmadığını ve bu tür kavgaların düşmanın, karşı-devrimin işine yarayacağı anlayışıyla hareket ettiğimizi bilirler. Fakat bize yönelen bir tehditte, düşmana gösterdiğimiz direnci ve militanlığı olası bir saldırıda da göstermekten çekinmeyiz. Dinci-faşizmin en azgın saldırılarını sergilediği bugünlerde ODTÜ’nün devrimci ve birlik ruhuna aykırı olan bu yaklaşımları, faşistlere karşı gösterilmeyen bu fiziki direncin devrimcilere karşı gösterilmeye çalışılmasını kabul etmeyeceğiz.
Mahalle abisi tavırlarıyla ‘Teke tekte seni alırım, özür dilemezsen biz sana ne yapacağımızı biliriz’ demek, çürümüşlüğün ve pespayeliğin kanıtıdır. Politik olarak ‘sana çalışma yaptırmayacağız’ diyerek bizleri sahada engellemeye çalışanları, yoldaşımızı provokatör olarak nitelendirip ona şiddet uygulamaya çalışanları, dinci-faşizme karşı mücadelede bu yürekliliği göstermeye davet ediyoruz. Birleşmiş bir reformizm devrimcileri üniversitelerde var etmemeye çalışırken, duymak istemedikleri doğruları söyleyenleri konsolide etmeye çalışmaktadır.
Bu kapsamda bu tehditleri bile bile bizleri provokatör ilan eden TKP, FKF, Emek Gençliği, Gençlik Muhalefeti, MFT’ye yoldaşımızı tehdit edip onu dövmeye çalışanlar mı, yoksa sadece görüşünü ortaya koyduğu ve bunu uygun üslup ve devrimci ahlak çerçevesinde yaptığı için lince uğratmaya çalıştığınız yoldaşımız mı provokatördür sorusunu sormak istiyoruz. Bu kapsamda tekrardan fiziki olarak ilk müdahale edene tarafın kesinlikle biz olmayacağını vurgularız ama bize yönelecek olası saldırılarda kendimizi en doğal hakkımız olarak savunacağımızı ve her türlü fiziki saldırının cevabını gerektiği dilde vereceğimizi tüm devrimci-demokrat kesimlere, ODTÜ öğrencilerine ilan ederiz!
DEVRİMCİ ÖĞRENCİ BİRLİĞİ (DÖB)