Türkiye’de faşist rejim, işçi, emekçi ve ezilenlerin birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ın erken saatlerinde yeni bir ev aramaları ve tutuklama dalgası gerçekleştirdi. Şu ana kadar sosyalist, öğrenci, ekoloji ve taban sendika çevrelerinden 92 kişi tutuklandı. Bugün sadece İstanbul'daki 1 Mayıs gösterilerine katılanların sayısı 500'ü aştı.
Bu tutuklama dalgasının amacı, işçilerin eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerinin yanı sıra, çok sayıda siyasi grubun 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nda gösteri yapma isteğini bastırmaktır. 1 Mayıs 1977'de 34 işçinin devlet ve kontrgerilla eliyle bu meydanda katledilmesinden bu yana, Taksim Meydanı sınıf mücadelesinin simgesi olmuştur. Adalet için her türlü gösteri devlet tarafından yasaklanmıştır.
Bu şekilde halkın talep ve istekleri bastırılmaya çalışılıyor. 19 Mart'tan bu yana, İstanbul Belediye Başkanı'nın tutuklanmasının ardından başta oy hakkı olmak üzere, tüm ezilen kesimlerin öfkesi sokaklara döküldü.
Devlet aynı zamanda yerel yönetimleri feshetti, yeni tutuklamalar başlattı ve sözde Kanal İstanbul Projesi'nin etrafına yeni lüks apartmanlar inşa etmeye başladı. Bu ekolojik yıkım projesi sadece Trakya'yı değil, tüm Karadeniz'i ve Anadolu'yu etkiliyor. Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki okyanus akıntılarının ekolojik dengesini ve kadim, korunan ormanları tahrip ediyor.
Devrimci işçi sınıfının 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda var olma iradesini birlik içinde ortaya koyması, faşist rejime kendi kâbusu olan Gezi Ayaklanması’nı hatırlatıyor. Ama nafile! Bu birleşik devrimci irade, faşizmi kaçınılmaz olarak dize getirecektir!
Tutuklamalar ve polis baskınları Taksim'in iradesini kıramaz!
Her yer Taksim her yer direniş
Cemil Aksu, Cemre Nayir ve tüm tutsak ekoloji ve direnişçilerle dayanışma!
Taban sendikalarıyla dayanışma!
*Taban sendikaları (Kataş-Sen, Limter-İş, İnşaat-İş, Yapı Yol-İş, Enerji-Sen, DGD-Sen, Umut-Sen, Öğrentmen Sendikası, PTT-Sen) ile dayanışma için İsviçre Solothurn’da gerçekleşen 1 Mayıs eyleminde kürsüden okunan dayanışma mesajıdır.