Siyasette yumuşama dönemi!.. Özel ile görüşmesi sonrası RTE böyle konuştu basına. “Fabrika ayarlarına dönüş” hayranları el çırptılar. “İyimser bir beklenti” tanımlıyor şimdi onları!
Aldatılmaya, kandırılmaya nasıl da hevesliler böyle. Yalan olduğunu cümle cihanın bildiği açıklamalara inanmayı nasıl da arzuluyorlar. “Yumuşama”, “toplumsal uzlaşı”, “barış”... Varlık gerekçeleri bu çünkü. Ayaklarını bastıkları zemin, köklerini saldıkları o çürük toprak bu!
RTE “yumuşama sinyali” verirken sosyalist, devrimci ve yurtsever basına yönelik baskıların ardı arkası kesilmiyor. Gazeteci arkadaşlarımız sabahın kör karanlıklarında, evlerinin kapıları kırılarak derdest ediliyor, tutuklanıyor. 1 Mayıs’ta “DİSK-CHP ortaklığının Taksim oyunu”nu kabullenmeyip polis barikatına yönelenler peş peşe baskınlarla gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Mücadele Birliği’nin, Devrimci Öğrenci Birliği’nin ve daha nice sosyalist platformun sosyal medya hesapları gerekçesiz erişime kapatılıyor, devrimci-sosyalist içerikli haber siteleri yasaklanıyor.
Devamı var. DEM partinin 27 belediye başkanı hakkında soruşturma olduğu gerekçesiyle “kayyum atanması kaçınılmaz” diye yazılar yazılıp gerekli ortam oluşturulma işine soyunuyor malum “gazeteciler”. Güney Kürdistan’a, Rojava’ya yönelik saldırılar ve askeri yığınaklar artıyor.
Yetmedi... Dinci faşist iktidarın küçük ortağı Meclis grup toplantısında herkesi alenen tehdit eden konuşmalar yapıyor. Hızını alamayan bu “ökonomi” uzmanı, Marx’ı, komünistleri, 1 Mayıs eylemcilerini tek tek anarak genetik antikomünizmle yaylım ateşine tutuyor hepsini. Karşı devrim cephesi kesintisiz saldırganlık sergiliyor.
Ve tüm bunlar, tüm dünyanın koşar adım bir büyük yıkım savaşına sürüklendiği sırada meydana geliyor. Neyin yumuşamasından, neyin “iyimser beklenti”sinden bahsediyorsunuz siz!
Kimse “yumuşama”, “demokratik açılım”, “hak ve özgürlükler” beklemesin boşuna. İki karşıt dünyanın uzlaşmaz savaşı bu. Tüm belirtiler bu savaşın daha da sertleşeceğini gösteriyor, yumuşamayı değil. Şairin dediği gibi, “nice sarp yerden geçildi buraya kadar / Ve buradan daha da dikleşerek / dinmeden-dinlenmeden / dişe-diş / dövüşe dövüşe yürünecek”