Kapitalist dünya kriz içinde. Devrimci bunalım derinleşiyor. Ticaret savaşları kızışıyor. Bloklar belirginleşiyor. Dünyanın dört bir yanında devam eden bölgesel çatışmalar ve vekalet savaşları büyük yıkım savaşlarına doğru yol alıyor.
Tüm kapitalist ülke toplumları kutuplaşıyor, kutuplara çekiliyor. Sermaye egemenliği tüm yerkürede sarsılıyor. Sermayenin savaş örgütlenmesi ve kanlı diktatörlüğü olarak faşizm, hemen tüm kapitalist merkezlerde güçlendiriliyor, öne çıkarılıyor. Sermaye bu amaçla tarihin yeniden-yazımına girişti. Eski sosyalist ülkeler ve bazı eski Sovyet cumhuriyetlerinde naziler kurtarıcı, nazi işbirlikçileri ulusal kahraman, kızıl ordu ise işgalci haline getiriliyor. Ukrayna örneğinde olduğu gibi, emperyalistlerin tezgahladığı açık faşist darbe ile iktidarı aldığı yerlerde komünizmin simgeleri bile yasaklanıyor.
Sermayenin bunalımı derinleştikçe faşist saldırganlık öne çıkıyor, komünizmin değerleri hedef tahtasına oturtuluyor. Devrim ve karşı-devrim küresel arenada her cephede karşı karşıya geliyor. Kapitalist dünya yarınından emin değil. Korkuyorlar! Uçurumun kenarındalar ve bir adım sonrası onlar için tam bir felaket. Komünizmin değerlerine hiç olmadığı kadar saldırmaları bundan.
Uluslararası komünist hareketin ve dünya halklarının önder yoldaşı Stalin, son dönemde burjuva dünyanın en temel hedefi haline geldi. Ülkemizde aklı bulanık kimi “solcu aydınların” da koroya dahil olduğu “diktatör karşıtlığı”, Stalin’i hedef almaya başladı. Emekçi halklar sevgiyle sahiplendikçe burjuvazi kudurdu. En ipe sapa gelmez suçlamalar yapıldı. Kendi “özgür dünyalarındaki” inceltilmiş şiddet ve vahşetin adını bile anmaz ve insanlığa karşı işledikleri suçları büyük bir titizlikle hasıraltı ederken, Stalin’i “habis diktatör” olarak resmetmeye çalışıyorlar. Bütün propaganda araçları bunun için çalışıyor. Ama her defasında emekçilerin ellerinde Stalin resimleri çoğalıyor, ona yönelik sevgi seli büyüyor. Devrimci bunalım derinleştikçe devrimin simgeleri de emekçiler arasında yaygınlık kazanıyor, komünizmin değerleri her geçen gün daha geniş emekçi yığınları tarafından sahipleniliyor. Ölümünün 65. yıldönümünde Stalin adı, uluslararası proletaryanın çelik iradesinin simgesi olarak yaşamaya devam ediyor.