Bıçak sırtı bir dönemden geçiyoruz. Emperyalizmin ve siyonizmin saldırganlığı insanlığın geleceğini tehdit ederken, kapitalizmin yarattığı sorunları derinleştirmekten başka bir şey yapmıyor.
Sermayenin egemen olduğu her coğrafya emekçi sınıflar ve ezilen halklar için cehenneme dönmüş durumda. Dünya çapında emperyalizmin hegemonyası çökerken, bu çöküş sancılarla, yıkımlarla ve soykırımlarla devam ediyor. Siyonist İsrail’in bir yılı aşkın süredir gerçekleştirdiği soykırım, dinci faşist iktidarın Rojava’ya karşı giriştiği savaş, Suriye ulusal devletinin emperyalizm ve siyonizmin ortak planı ile dinci-faşist çeteler tarafından 12 günde çökertilmesi…
Suriye’ye yönelik süren 13 yıllık saldırganlık sonucunda yıpranan iktidar, emperyalizm beslemesi dinci-faşistler tarafından 12 günde yıkıldı. Lübnan’dan Filistin’e, Suriye’ye kadar çok geniş bir coğrafyada yoğun bir şekilde işgal saldırılarını sürdüren Siyonist İsrail, dinci faşist iktidar ve emperyalizm yıllardır denediğini başardı. Ancak hiçbir şey bitmiş değil. Bugün Rojava’da işgale karşı savaşan Kürt halkı, bir yılı aşkın süredir türlü katliamlara rağmen boyun eğmeyen Filistin halkı, faşist darbeye rağmen sokaklardan çekilmeyen Güney Koreli emekçiler ve daha nicesi, hepimize umut oluyor.
Dünyada alt üst oluşlar oldukça hızlanmışken, diğer tarafta Türkiye ve Kürdistan proletaryasının yükselen eylem dalgalarına tanık oluyoruz. Belediye işçileri, inşaat işçileri, maden işçileri ve Polonez… yüzünü Ankara’ya, sorunun kendisine yöneltmiş durumda. Hiçbir eylem lokal düzeyde kalmıyor. Çünkü asgari ücret tartışmaları devam ederken, işçi ailelerinin tenceresinde yoksulluk pişiyor. Açlık, yükselen zamlar, ücretlerin düşüklüğü, güvencesiz, ağır ve esnek çalışma koşulları… Yaşamı cehenneme çevrilmiş Türkiye ve Kürdistan proletaryası, sokaklara akıyor.
Savaşların, yıkımların, açlığın ve ekonomik krizlerin derinleştiği bugünlerde emekçiler bir çıkış yolu arıyor ve bu yol sokaktan geçiyor. Artık kadınlar, işçiler, gençler, Kürt halkı ve toplumun diğer tüm kesimleri sorunlarının çözümünün sokakta olduğunu görüyor. Şimdi bu gidişata dur diyecek, dağınık güçleri toparlayacak ve tüm sorunlarımızın çözümünün emeğin iktidarı olduğunu gösterecek enerji ve coşku ile kitlelere yönelmeliyiz.
Halkın iktidarını sokakta kazanacağız!