Bakmayın ellerinde yargı ve zindan sopası, herkesi tehdit edip durmalarına. Önüne gelene sopa sallıyorlar. Önüne geleni tutukluyorlar.

Baskı, daha fazla baskı, sürekli baskı!.. Hiç bitmeyen tehditler, davalar, zindanlar... Öne çıkanları içeri atıyorlar. Dik duranları içeri atıyorlar. Yetmiyor, en ürkek duranları bile içeri atıyorlar!

Çünkü "asla bir daha Gezi olmasın" istiyorlar. Kimse bir daha dinci faşizmi iliklerine kadar titreten bir ayaklanmaya yeltenmesin diyorlar. İflah olmaz zabit kafalılar!

Baskıyla, tehditle, vurma kırmayla, zindanla hallolsaydı bu işler, ne Geziler olurdu, ne de siz korkudan ayakları birbirine dolanık vaziyette sürterdiniz orada burada.

80 kentte milyonlarca insanı harekete geçiren güç neydi diye sormayı akıl edemiyorlar. Sanıyorlar ki bir takım odakların komplosu hepsi. Koskoca bir ayaklanmayı, bir devrim kalkışmasını bir avuç gizli odağın komplosuna indirmek!.. Bu tarihsel budalalık, dinci faşizm için ayaklanmanın başarıya ulaşmamasının, yarı yolda kalmasının mükafatıdır. Ayaklanma burjuva iktidarı alaşağı edemediği için, iktidar, ayaklanmacıları ve ayaklanmayı mahkeme koridorları ve zindan duvarları ile denetim altına alabileceği hayalleri kuruyor.

Gezi, iç içe geçmiş sayısız çelişkinin yarattığı toplumsal öfke ve basıncın, RTE'nin şahsında dinci faşizme karşı patladığı muazzam bir ayaklanmaydı. Hızla kendi sınırlarına ulaşan, orada duralayan, daha ileri gidemeyen, bu yüzden de geri çekilen bir ayaklanma. Hedefleri belirsiz olan, siyasal ve örgütsel olarak hazırlıklarını tamamlayamayan kendiliğinden bir halk ayaklanması.

Ayaklanmanın ilk dönemleri korkudan eli ayağı birbirine dolanan dinci faşist iktidar, ayaklanmacılar ileri gitmediği/gidemediği için, kendini toparladı ve karşı saldırıya geçti. Dinci faşizmin ilk hedefi, tartışmasız bir şekilde devrimcilerdi. Özellikle emekçi bölgelerde etkin olan devrimciler. Sonra sıra Dayanışma'nın öne çıkan isimlerine geldi. Sanki devrimciler Gezi nedeniyle tutuklanmamış ve onlarca yıl hükümlerle zindanlara atılmamış gibi, sadece Dayanışma yöneticilerine açılan davalara "Gezi Davası" dendi. Onlar da zindanlara atıldı, ağır cezalara çarptırıldı. Ama tüm bunlar yetmedi. Şimdi sanatçılar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.

Sizi budala “zaptiye kafalılar”! Göstermelik mahkemelerle, ağır cezalarla yeni Gezilere dur diyebileceğinizi mi sanıyorsunuz? “Bu Daha Başlangıç” diyorduk Gezi Ayaklanması sırasında. Kavga sürüyor. Daha büyük Geziler yolda.

Gezi halktır, milyonlarca emekçidir. Gezi biziz!