< < Bütün İktidar Emeğin Olacak!

Faşist devletin tepesinden yükselen zafer nidaları, sıradan insanla birlikte sosyal reformist ve oportünist siyasetlerin tüm düşüncelerini baskı altına alırken, gerçek yaşamda olayların başka türlü döndüğünü görüyoruz.

Burjuva dünyaya, tekelci sermayedarlara bir haller oluyor. Ülker tekeli gibi, dinci faşist iktidarın en iri sponsorlarından biri, neredeyse iflasını isteyecek oldu yakın zamanda. Onu, dinci-faşist iktidarın bir başka payandası, Doğuş Holding izledi. Banka borçlarının yapılandırılmasını istediği konuşuluyor burjuva dünyada. Ama herkes biliyor ki bu dev tekellerin “iflası” hilelidir; işin gerçeği, servetlerini başka ülkelere kaçırıyorlar.

Zavallı Aydın Doğan/Doğan Holding, bunca desteklediği dinci-faşist iktidar tarafından elindeki tüm medya/basın kuruluşlarını dinci-faşist iktidarın payandası bir başka tekele, Demirören grubuna devretmeye zorlandı. Şakağına silah dayanmış kişinin çaresizliğiyle kabul etti; devretti. “Susurluk Çetesi”sinin yöntemleriyle yürütülüyor işler.

Bundan yaklaşık yirmi iki yıl önce, 1996’da, 12 Eylül faşizminin ve sonraki tüm faşist iktidarların arkasındaki “iri tekel” Sabancı Holding’in başı Sakıp Sabancı, “Bunlar gecekondulardan gelip boğazımızı kesecekler” demişti. Bir sınıfın korkusu ancak bu kadar açık ifade edilebilirdi. Yine de o dönem burjuva sınıf arasında bir kaçış yoktu.

Burjuva sınıf, kurtuluş savaşında “yedi düvele” karşı savaşmış olmakla övünür. Şimdi “yedi düveli” arkasına aldığı halde birleşik devrimi, birleşik devrimin toplumsal güçlerini yenemiyor. Ne işçi sınıfını, ne ezilen halkları, ne emekçileri, ne gençliği susturabilmiş değil; susturabilecek de değil.

Ortalığı silip süpürecek, büyük bir fırtına yaklaşıyor. Hükümetin bir Bakan’ı “resmen savaştayız” diyor. İtiraf noktasına geldiler. Ama kime karşı? Onların söylemediğini biz söyleyelim: Kürt halkına, işçi sınıfına, birleşik devrimin diğer toplumsal güçlerine karşı. Emek ile sermayenin, birleşik devrimle karşı devrimin kıran kırana, beden bedene yürüyen bir savaşının içindeyiz.

Karşı devrim saflarında moral bozukluğu ve buna eşlik eden kaçış başladı. Önce paraları kaçırmaya başladılar. Sıra kendilerine gelecek. Biz ise buradayız, burada olacağız! Öyleyse şimdi bir kez daha ve daha yüksek sesle söylemenin zamanı:

BÜTÜN İKTİDAR EMEĞİN OLACAK!