Öne Çıkma Zamanı

İşçi sınıfı, burjuvazinin ve onun çıkarlarına hizmet eden işbirlikçi sarı sendikaların dümen suyunda yol almaktan bir an önce kurtulmalıdır. İşçi sınıfının çıkarı bunu gerektirir. İlk adımda, işçilerin örgütleri olan sendikalarda işbirlikçi sendikacılara karşı, işçilerin mücadeleye başlamalarının koşulları yaratılmalıdır, komite ve konseyleri örgütleme ile işe başlanmalıdır.

Öncü işçiler, işbirlikçi sarı sendika yöneticilerine karşı mücadeleyi örgütleyici ve taşıyıcı olmak durumundadır. Hatta gerekiyorsa, yeni sendikalar kurarak sınıfın örgütlenmesinin araçlarını yaratmalıdır. Bugünün en acil görevlerinden biri de budur.

Sarı sendikalara ve işbirlikçi sendikalara karşı mücadele, kapitalizme karşı mücadeleden bağımsız ve ayrı olarak görülmemelidir. Sınıfı bu burjuva akımlardan kurtaramadığımız sürece, kapitalizme karşı mücadelede sonuç almak olası değildir. Ekonomik koma (artık kriz demek de olası değil; çünkü sürekli bir hal aldı) halinin devam ettiği ve politik krizle birleştiği bu süreçte, işçi ve emekçileri örgütlemek, acil görev olarak önümüzde duruyor. Bunu şu nedenlerden dolayı hızlıca yapmak durumundayız:

Birincisi, işçi sınıfı karşı devrimci, işbirlikçi, sarı sendikaların inisiyatifine asla bırakılmamalıdır. İşçinin değil sermayenin çıkarına hizmet edenlerin, en ileri olanı istatistiki veri yayınlamaktan ileri gitmeyenlerin, görev savmak için eylem yapanların ve bu eylemlere üç beş yönetici ile katılanların, sınıf adına söyleyecek sözleri de götürecekleri hedefleri de olmadığı ortadadır.

İkincisi ve belki de daha önemlisi, işçilerin üyesi olduğu sendikalara artık güveni kalmadığından kitlesel olarak ayrıldıkları ya da ayrılmak için zaman kolladıkları, kalanların da hala TİS (Toplu İş Sözleşmesi) için kalıyor olmaları göz ardı edilmemelidir.

Üçüncü bir neden de, içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle kitlesel örgütlenmelerin yolunu, yöntemini yaratmaktır. Mevcut sendikalar işçi sınıfından kopuk ve hatta sınıfın aleyhine çalışan (niyetten bağımsız durum olsa bile) araçlara dönüşmüş durumdalar. Tüm bunlar ve daha burada yazmadığımız nedenlerden dolayı, sınıfın bağımsız (burjuva sendika ve burjuva partilerden bağımsız) kendi sınıf çıkarı için mücadele edecek araçları yaratarak işe başlaması gerekiyor.

Sınıfı bir araya getirilecek araçların ilki, işçilerin ekonomik ve demokratik örgütleri olan sendikaları, gerçek sınıf sendikalarına dönüştürmektir. Bu dönüşüm, mevcut sendikalar ile olamayacağı için, sınıfın sendikalarını yaratmak durumundayız. Bu tür sendikaları işçiler hali hazırda yaratmaya başlamışlar zaten. Bize düşen ise bu araçları daha da yaygınlaştırmak ve güçlendirmek olmalıdır. Bunun yanında sınıfı bir adım daha ileri götürecek ve yine bürokratikleşmenin önüne de geçecek olan, sınıfın öz örgütleri olan komite ve konseyleri örgütlemek. Komite ve konseyler işçi sınıfının devrimci bakışın, devrimci enerjisini açığa çıkaracak, nihai amacına giden yolu temizleyen, buzu kıran, yolu açan bir araç olacaktır.

Komiteler bugünün mücadele araçları, gelecek sosyalist toplumun ise yönetim organları olacaktır. Sendikaları ise sınıfın ekonomik ve demokratik bilincinin oluştuğu okullar ve bu okulların, sınıfın en kitlesel bulunduğu araçlar olarak görmeliyiz. Ve bunların hepsinin üzerinde de komünist parti; işçi sınıfının en gelişkin aracı, kurmay karargahı ve beyni.

En alttan en üste, sendikadan komünist partiye organik bir bağ kurmak, bu bağın volan kayışlarını yaratmak, acil olarak yapılması gereken işlerin başında gelmektedir. Sendikalarda, komite ve konseylerde kendiliğinden sınıf olma bilincini kendisi için sınıf olma bilincine getirerek, sınıf partisinde örgütlemek için bir adım daha öne çıkarak inisiyatif alma, sorumluluk alma zamanı.

Sınıfla sınıfın partisi arasındaki bağı güçlendirecek canlı etkileşimde olan, öğretirken öğrenen, sınıfın parçası olduğunu unutmayan, işçi sınıfının çıkarına olan her göreve gönüllü olma, hepsini ve daha fazlasını yapma; öne en öne çıkma zamanı!

Arif İşçi