< < Fransa'da İç Savaş

Fransa'da ayaklanma sürüyor. Doğrusu, kimsenin beklemediği bir şeydi ayaklanmanın bu kadar uzun sürmesi. Ayaklanma, şiddetini artırarak sürerken, aynı zamanda, Fransa'nın geneline de yayıldı.

Paris'in biraz batısında yer alan Nanterre'de protestolar biçiminde başlayan kitle gösterileri aynı gün önce yine Paris'in Güneybatı yönünde bulunan Clamart kentine sıçradı. Arkasından Paris'in çevresindeki tüm bölgeye yayıldı ve bir isyana dönüştü.

Cezayir asıllı on yedi yaşında bir gencin Fransız polisi tarafından katledilmesi bozkırı tutuşturan kıvılcıma dönüştü. Paris çevresinde başlayan isyan, ikinci ve üçüncü günlerinde tüm Fransa'ya yayılan bir ayaklanmaya dönüştü. Ayaklanma, Marsilya ve Fransız tarihinde ayaklanmalar kenti olarak bilinen Lyon’a sıçradı.

Şimdi Marsilya ve Lyon, 2023 Fransa ayaklanmasının merkezi olarak öne çıkan kentlerdir. Yeri gelmişken Lyon üzerine çok kısa da olsa durmak lazım.

Bilindiği gibi, Lyon kenti, tarihte, işçi sınıfının burjuvaziye karşı gerçekleştirdiği ilk ayaklanmalardan birine sahne olmuştu. 1831'de dokuma işçileri, çok ağır sömürü ve çalışma koşullarına ayaklanarak, “Çalışarak yaşamak ya da savaşarak ölmek” sloganını sınıf savaşında dünya proletaryasına kazandırmışlardı.

Proletaryanın tarih sahnesine burjuvazi karşısında bir sınıf olarak çıktığı ilk ayaklanmalardan biri olan Lyon ayaklanmasını Marx, “proletaryanın savaş çığlığı” olarak tanımlamıştı.

İşte bu ayaklanmalar kenti şimdi, Marsilya ile birlikte 2023 Ayaklanmasının merkezi haline geliyor. Bu, sadece Fransız burjuvazisi için değil, dünya burjuvazisi için de durumun ne denli ciddi olduğuna dair güçlü bir işarettir.

Aşağıdaki haritaya baktığımızda isyan ateşlerinin tüm Fransa'yı sarıp sarmaladığı rahatça görülecektir. Üstelik çatışmalar, sınırları da aştı. Belçika ve İsviçre'nin Lozan kenti (Fransızca konuşulan kantonlarından biri) eylemlere ve çatışmalara sahne oldu.

 

Fransız burjuvazisinin bir kesimi, ayaklanma için “bu bir iç savaştır” demeye başladı. Burjuvazi dünya işçi sınıfını, Fransız halkını boşuna bununla korkutmaya çalışmasın. “İç savaş”tan korkması gereken Fransa işçi sınıfı, emekçi halkları ya da dünya proletaryası değil, en genel ifadeyle, dünya burjuvazisidir.

Bu bir iç savaş mı? Evet, bu bir iç savaştır. Marx, “Fransa'da İç Savaş” adlı eşsiz eserini yazarken proletarya ile burjuvazi arasındaki savaş, öyle Fransa'nın geneline yayılmış değildi. Savaş, esas olarak Paris'te sürüyordu. Buna rağmen, Marx, buna “Fransa'da İç Savaş” demekte bir sakınca görmemişti. Çünkü Paris, Fransa'nın yazgısının belirlendiği yer idi.

Şimdi savaş tüm Fransa'ya yayılmış. Fransa gençliği, emekçileri, yoksulları, proleterleri Fransız polisine, hükümetine, devletine savaş açmış. Polis karakolları, hükümet binaları yakılıyor; sokaklar, sokaklardaki her şey ateşe veriliyor; burjuvaziyi anımsatan her şeye saldırılıyor.

Bir ara sonuç: Bir kıvılcımın, duru gök altında olduğu sanılan tüm Fransa'yı tutuşturması, Fransa'nın kuru bir bozkıra dönüşmüş olmasıyla açıklanabilir ancak. Başka bir ifadeyle, Fransa, tutuşmaya hazır kuru bir bozkır halinde olmasaydı bir kıvılcım, on yedi yaşında bir gencin polis tarafından katledilmesi, bu şiddette ve yaygınlıkta bir ayaklanmaya yol açmazdı.

Ayaklanmanın şiddeti üzerinde söz söylemeye gerek yok. Günümüzün iletişim teknolojisi, olayların, anında dünya çapında öğrenilmesini sağlayacak gelişkinlikte. Ayaklanmanın yaygınlığına gelince... Abartısız şekilde ayaklanmanın Fransa geneline yayıldığını söylemek gerek. Bir ayaklanmanın bu yaygınlıkta ortaya çıkması ancak bir ortak maddi temele sahip olmasıyla açıklanabilir. Bu maddi temel, tekelci kapitalist düzenin krizidir.

Fransa burjuvazisi ve hükümeti, başlangıçta ayaklanmayı küçümsedi. Macron, ayaklanma sürer ve yeni yeni kentlere yayılırken bir müzik konserinde, eşiyle birlikte eğleniyordu. Bu görüntü, “gösterilerin” küçümsendiği mesajını verme amaçlıydı. Burjuvazinin ve hükümetinin burnunun ucunu görmeyen bu dargörüşlülüğü uzun sürmedi. Olan bitenin bir ayaklanma, bir iç savaş olduğu herkes tarafından kabul edilince Fransız hükümeti bilinen klasik yöntemlere başvurmaya başladı.

Önce, aileler çocuklarına sahip çıkmaya çağrıldı. Sosyal medya üzerinde kısıtlamalar getirildi ve sosyal medyayı ayaklanmayı destek amacıyla kullananların cezalandırılacağı tehdidi savruldu. Toplu ulaşım araçlarının çalışma saatleri kısıtlandı. “Burjuva demokrasisinin kalbi”nde gösteri hakkı askıya alındı. Ama tüm bunlar, ayaklanmanın ne şiddetlenmesini ne yayılmasını önleyebildi.

Sonra büyük güç yığarak ayaklanmayı bastırma yoluna gitti. Şimdi bunu yapıyor. Fransız hükümeti, ayaklanmayı bastırmak için yedekte tuttuğu özel eğitimli polis güçleri dahil tüm militarist örgütlerini sahaya sürdü. Bunlar arasında, böyle günler için sakladığı “RAID” güçleri de var.

Ancak bu yönelim, hiçbir burjuva hükümetin düşmekten kaçınamadığı darkafalılığa Fransız hükümetinin de düştüğüne işaretti. Bir ayaklanmayı, onu ortaya çıkaran maddi temeller orta yerde dururken bastırmaya kalkmak ayaklanmanın, bastırılsa bile, bir süre sonra tekrar, üstelik daha güçlü biçimde ortaya çıkmasından başka bir sonuca yol açmaz.

Ayaklanma bastırılabilir ya da geri çekilebilir ve muhtemelen de böyle olacak. Çünkü ayaklanmanın gidişi, ayaklanmacıların iktidarı ele geçirmek gibi bir politik hedefe sahip olmadıklarını; bu hedefe sahip bir politik liderliğin olmadığını gösteriyor.

Yine de, sonuç ne olursa olsun, Fransa proletaryası ve onunla birlikte dünya proletaryası şimdiden zafer kazanmıştır. Çünkü, Fransa proletaryası, milyon kitaptan öğrenemeyeceği, dünyanın en gelişmiş üniversitesinden edinemeyeceği eğitimi şu bir kaç günde edinmiştir. Fransa işçi sınıfıyla birlikte Fransa gençliği, kadınları, emekçileri, işsizleri sömürü düzenini yıkacak eğitimi aldılar. Savaş kapasitelerini artırdılar. Saflarını pekiştirdiler. Başka bir ifadeyle, Fransa toplumsal devrimi muazzam bir güç biriktirdi.

1905 Devrimi olmasaydı, 1917 Ekim devrimi olmazdı. 1905, 1917'ye giden temel basamaktı. Geleceğin Fransa toplumsal devrimi, 2023 27 Haziran ayaklanması ve bundan da önceki tüm ayaklanmaların yarattığı muazzam temel üzerinde yükselecek.

Toplumsal devrim güç biriktiriyor. Maddi koşullar, Fransa işçi sınıfı, emekçileri, kadın ve gençliğinin önüne bir toplumsal devrimi getirip koymuştur. Bu nedenle devrim, mutlaka sonuca ulaşacaktır.