Gazze halkı onbinler halinde topraklarına dönüyor
...
Bir emperyalist, bir halkın özgürlük savaşına, kendi kaderini tayin hakkı mücadelesine nasıl yaklaşır diye merak eden, ABD Başkanı Trump'ın Filistin-Gazze konusundaki yaklaşımına bakabilir.
Bir halkın on yıllardır işgalden kurtarmak için savaştığı; bunun için paha biçilmez bedeller ödediği topraklar, emperyalist bir asalak için üzerinde “gayrimenkul proje” yapılacak, dolayısıyla alınıp satılacak topraktır; o kadar işte!
Siyonist İsrail, 1948'lerden yarım kalan, Filistin halkını topraklarından söküp atma planını tamamlamak için bir buçuk yıldır, tüm emperyalist devletlerin desteğini arkasına alarak Filistin topraklarını, özel olarak Gazze'yi bombaladı. Kadın-erkek, genç-yaşlı-çocuk, hiçbir ayrım gözetilmeden on binlerce Filistinli katledildi. Gazze şeridi, yaşanmaz hale getirildi. Gazze şeridi, sözcüğün gerçek anlamında, tam bir enkaz yığını haline getirildi.
İnsanlık için utanç ve acı bir tablo bu şüphesiz. Elbette insani özelliklerini parayla trampa etmemiş biri için. Başkan bozuntusu, emlakçı eskisi, (önceki yüz kızartıcı, utanç verici mesleğini burada anmıyoruz) Trump için ise bu tablo yeni ve eşsiz kar kapısıdır sadece.
Gazze için konuşurken ABD Başkanı, “bunu bir gayrimenkul sitesi olarak düşünün. ABD ona sahip olacak ve yavaş yavaş, çok yavaş bir şekilde inşa edecek” Okur yanlış anlamasın, Trump, bu “rüya” inşayı yerlerinden-yurtlarından edilmiş Gazze halkı için düşlemiyor. Hayır, ona göre Gazzelilerin geri dönmesine izin vermek “büyük bir hata” olur. Peki kim yerleşecek oraya? Elbette yoksul, işçi, emekçi Yahudi halk da değil, zengin siyonistler.
Trump'ın bu “rüyası”nın izinden giderek, siyonist İsrail'in Gazze'de onbinlerce Filistinliyi katlettiği savaşın arkasında kimlerin olduğunu da bulabiliriz. Trump, Gazzelilerin geri dönmemesi için tasarladığı “projeyi” kimin finanse etmeyi umduğunu şöyle açıklıyor:
“Yani göreceğiz. Mısır'ın, Ürdün'ün ve diğer ülkelerin yardım edeceğini umuyoruz. Suudi Arabistan ve diğerleri gibi bazılarının buna biraz para harcayabileceğini umuyoruz. Muazzam miktarda paraları var. İnsanları rahat ve güvende kılmak için biraz para harcayacaklar.” Trump, bazılarını saymış. Saymadıkları var, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi...
Taşların bağlandığını sandığı köyde gezen ABD Başkanı'na en güzel ve en anlaşılır yanıt, Yemen halkının liderinden; Abdul Melik El Husi'den geldi. Gazze'yi gayrimenkul (taşınmaz) projesi olarak düşleyen Trump'a şöyle yanıt verdi Abdul Melik El Husi:
“Aptal aptal, Gazze'nin onurlu insanları, tüm bu benzersiz esneklik ve büyük fedakarlıktan sonra size anavatanlarını satacağını hayal ediyor musunuz? Gazze'yi kimden alacaksın? Bir tüccar gibi her şeyle ilgilenen ve başkalarının onunla her şey üzerinde pazarlık yapacağını düşünen cahil, embesil, aptal ve pervasız bir adam.”
Bütün bu “rüya”lar bir yana, işin aslı ve ciddiye alınabilir tarafı, Filistin halkının Filistin topraklarından tümden göç ettirilmesi ve bu toprakların siyonistlerin topraklarına dönüştürülmesi, siyonistlerin ve ABD-Avrupa burjuvazisinin neredeyse 140 yıllık rüyasıdır. Bunu hep birlikte ve elbirliği ile gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Başarabilecekler mi? Başaramayacaklarından eminiz. Kimse, başta Trump olmak üzere siyonistlerin, emperyalistlerin afra tafrasına bakmasın. Bir buçuk yıl süren ve yeniden başlama ihtimali her zaman olan siyonist İsrail-Filistin savaşından muzaffer çıkan taraf Filistin halkıdır. Siyonist İsrail, Gazze Şeridini ikiye bölen Netzarim Koridoru'ndan çekilmek zorunda kaldı ve çekilir çekilmez Filistin halkı, coşkun sular gibi Gazze'ye akmaya başladı. ABD Başkanı kılığındaki emlakçı Trump, Gazzelilerin geri dönüşü için “büyük bir hata olur” deyip dursun, Gazze halkı büyük kafileler halinde topraklarına geri dönmeye başladı bile.
Faşist siyonist Ben-Gvir, Gazze halkının on binler halinde kuzeye geçişini, “Hamas”ın, gerçekte ise Filistin halkının zaferi olarak yorumladı. Haksız değildi, Filistin halkı onbinlerce ölü vermişti ama, siyonist İsrail ve emperyalistler önünde diz çökmemiş, eğilmemişti. Ben-Gvir bu durumu şöyle tanımlıyor:
“Netzarim'in bu sabah açılması ve binlerce Gazzelinin kuzeye geçmesi, Hamas'ın zaferinin ve 'pervasız anlaşmanın' (esir takası) bir başka aşağılayıcı yönünün görüntüleridir.” Bu tanımlamayı bir siyonistin yapmış olması, doğruluğunu ortadan kaldırmıyor. Nitekim, siyonist İsrail Hükümeti, uğradığı yenilginin ve bu yenilginin siyonistler üzerinde yaptığı yıkıcı etkinin farkında olarak şimdi “esir takası” için yapılan anlaşmanın maddelerini ihlal ederek “ateşkes”i bozmanın arayışında.
Örneğin, siyonist İsrail, anlaşma gereği, söz verdiği 12 bin tırlık acil yardım yerine 8 bin 500 tır, iki yüz bin çadır yerine yirmi bin, 60 bin konteynerden bir tane bile göndermeyerek anlaşmayı ihlal ediyor. Bunun üzerine Filistinli devrimciler “esir takası”nın durdurulduğunu açıklayınca Trump, Şubat 15'ine kadar süre tanıyarak esirler takas edilmez ise “kıyametin kopacağı” tehdidinde bulundu.
Elbette boş tehditlerdir bunlar. Ellerinden bir şey gelseydi, bahaneye gerek kalmadan yapmaktan geri kalmayacaklarından kuşku yok. Yapabilecekleri tek şey, “ateşkesi” bozarak zaten hiç bitmemiş olan savaşı yeniden başlatmaktır. Netanyahu'nun bu planına bu köşede daha Ocak ayında şöyle işaret etmiştik:
“Siyonist hükümetin Başbakanı Netanyahu, ‘Ateşkes'e hayır’ diyen siyonist Bakanları ikna etmek için, doğacak ilk fırsatta savaşı yeniden başlatma sözü vermiş. Sözünün gereğini yerine getirebilir mi? Bunu zaman gösterecek.”
Ama her durumda savaş Filistin halkı topraklarını işgalden kurtarıncaya ve tam zafer elde edene kadar sürecek; ünlü Filistin sloganı, “Savra Savra Hatta Nasr” gerçek olana dek. Bırakalım aç gözlü, “embesil, cahil, aptal ve pervasız adam” Gazze'de emlak projeleri hayaliyle kendini avutsun.