Venezuela’da iç savaş boyutlanarak devam ediyor. Emperyalist camia kukla “başkanları” üzerinden Bolivarcı devrimi ezmek, hükümeti devirmek için girişimlerine hız verdi.
Karşı-devrimciler doğrudan emperyalist askeri işgalin koşullarını oluşturmak istiyorlar. Faşist iktidarların işbaşında olduğu Brezilya ve Kolombiya, gericilerin işbaşında olduğu Ekvator tarafından çevrelenen Venezuela, tıpkı sırtlan sürüsünün sürekli saldırısı altındaki bir av gibi sınırlarda saldırıya uğruyor. Sürekli komplolarla, “sahte bayrak” saldırılarıyla uğraşmak zorunda kalıyor.
Sokaklarda milyonlar halinde çavistalar (devrim yanlıları) gösteriler düzenliyorlar. Her yer kızıla bürünüyor. Çeşitli sosyalist, ilerici ve komünist örgütler “Anti-emperyalist ve Anti-faşist Halk Cephesi”ni kurdu Venezuela’da. Ayrıca Hugo Chavez Halk Savunma Tugayları oluşturuldu. Bu milis tugaylarının ilk işlerinden biri Kolombiya sınırındaki karşı-devrimci faaliyetlere gözdağı niteliğinde sınıra yürümek oldu. Emperyalist komplo ve saldırganlık arttıkça tabanda emekçi yığınların örgütlenme ve hareketliliği de artıyor. Bizzat halkın silahlanarak sürece doğrudan müdahalesi, bu devrimci demokrasi, uluslararası emperyalist darbenin bozguna uğratılacağı ve devrimin ileri adımlar atacağı konusunda umut veriyor.
Karşı-devrim Kolombiya sınırında (sınırın Kolombiya tarafında) bir konser düzenleyince, aynı gün aynı saatte sınırın bu tarafında da Bolivarcılar konser düzenledi. Brezilya ve Kolombiya sınırından “insani yardım” adı altında “yardım konvoyu” sokmak isteyen emperyalistler (ki bunu kendi kuklaları Guaido’nun çağrısı ile yapmaya kalktılar) bu yasadışı girişimlerini hayata geçiremediler. Sınırlar kapatıldı. “Maduro yardımları engelliyor” diye yaygara kopardılar. Hemen Rusya, meşru başkan Maduro ile irtibat halinde bizzat BM aracılığıyla tıbbi malzeme yardımı gönderdi. Emperyalistlerin propagandalarının etkisini belli ölçüde kırdı bu girişim. Ardından Kolombiya sınırında karşı-devrimciler bekletilen “yardım konvoylarını” ateşe verdiler. Suçu Bolivarcı yönetime atmaya çalıştılar. Açıktan bir askeri işgalin önünü açma girişimleri tüm bunlar. Açık bir sabotaj, askeri deyimle “false flag” saldırısı. Tüm bu olaylar sırasında emperyalistlerin askeri kargo ve nakliye uçakları Karayiplerden ve Latin Amerika’nın pek çok yerinden Kolombiya merkezli olmak üzere Venezuela sınırlarındaki ülkelere silah, mühimmat ve asker taşıyor. “Puppet Pawn” Guaido’ya yaptıracakları bir destek çağrısı ile Venezuela’nın işgalini başlatmayı planlıyor emperyalistler.
Daha önce de defalarca söyledik. Venezuela’da asıl sorun Bolivarcı Devrim’in, yoksul emekçi yığınlara dayanan bu devrimin, küçük-burjuva önderlik tarafından arafta durmaya çabalaması, ileri kararlı adımlar atmamasıdır. Kumandan Chavez’in (ki kendisi albay iken ilerici bir darbe yapmaya çalışıp başarısız olmuştu) başkan seçilmesinden bugüne, emperyalizm ve işbirlikçi Venezuela burjuvazisi pek çok darbe tezgahladı, ekonomik sabotaj eylemleri yaptı, açıktan suikastlara yöneldi, şiddet eylemleri yaptı, çavistaları kaçırıp katletti, ambargolar uyguladı... Kelimenin gerçek anlamında kesintisiz bir iç savaş yürüttü uluslararası sermaye. Tüm bunlara rağmen Bolivarcı yönetim seçimlere, bıçak sırtı dengelere, anlamsız bir “meşruiyet” çizgisine saplanıp kaldı. İçerde karşı-devrimin asıl dayanağı olan sermayeyi kamulaştırmadı. Ekonominin büyük bir bölümü tekellerin elinde. Tüm bu gerçekliğe rağmen hala hasımlarını devrimci zor ile, gerektiğinde “kızıl terör” ile tasfiye etmeye yönelmedi Bolivarcı devrim. Bu, onun yumuşak karnıdır.
Tehlike büyük. Emperyalist işgal sınırın hemen dibinde fırsat kolluyor. Venezuela emekçi halkı silahlanmış ve aktif olarak bekliyor. Fakat zaman geçiyor. Sürecin uzaması, şimdilik devrime ve Maduro’ya sadık olan orduda kopmalara, tavsamaya yol açacaktır. Unutulmasın. Uluslararası sermaye adam satın alarak, şantajla, komplo ile belirli mevkilerdeki insanları saf değiştirmeye zorlayarak kazanmaya oynuyor. Onlar halkı kazanmak değil, halkı ezmek ve denetim altına almak için yapar planlarını. Bu nedenle devrim ne kadar hızlı ve enerjik hareket ederse o kadar yüksek başarı şansı bulacaktır. Aksi halde silahlanmış halkın umut veren refleksine rağmen devrimin yenilgisi, her geçen gün artan bir ihtimal olmaya devam edecek.
Sinan Kaleli