Marx, 18 Brumaire’e Engels’in mektubundan aldığı bir Hegel göndermesiyle başlar. “Hegel, bir yerde, şöyle bir gözlemde bulunur: bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: birinci kez trajedi olarak, ikinci kez komedi olarak.”
Bir çağın büyük ismi Napolyon’un (Bonaparte I.) trajik yazgısı üzerinden çapsız yeğen Luis’ye (III. Bonaparte) eğlenceli bir göndermedir. Tarihin ve toplumun tortusunu etrafında toplayan bu “yeğen komedisi”nde alabildiğine nüktedandır Marx: Yaşasın Napolyon, yaşasın sucuklar!
Çağ değişti. Egemen sınıfın çürümesi arttıkça politik temsilcilerinin çapı küçüldü. Karikatürün karikatürü tipler peydahlandı siyaset sahnesinde. Yeğen’e rahmet okutacak çapsızlıkta tipler, devasa sermaye imparatorluklarının başına geçti! Böylelerinin president, prime minister, reis-i cumhur vb olduğu bir dünyada, entrikalar, darbeler, dalavereler çevirme işi, her ne kadar Amerikan Senatosunda Trump tarafından “Mr President” olarak selamlansa da, Guaido türü çaylaklara kaldı! Dedik ya, karikatürün karikatürü artık burjuva dünya.
Gelelim çağımızın mükerrer tarihsel olayına.
Hikayenin ilk baskısı, Fidel ve yoldaşlarının taze devrimlerini boğmak isteyen ABD emperyalizminin 59 yıl önce yaptığı bir girişimle alakalı... Miami’den sadece 300 km uzakta bir ada olan Küba’da gerçekleşen devrimi boğma girişimiyle. 1961 Nisan’ında, eski sömürücü efendilerin çocuklarını da içeren bir işgal birliği, eğitilmiş ve donatılmış olarak, CIA tarafından temin edilen gemilerle Küba’ya götürülür. Nikaragua ve Bahama Adaları’ndan yola çıkan 1400’ü aşkın silahlı adam, bölgedeki ABD uçak gemileri, denizaltılar, koca bir donanma, CIA personeli pilotların kullandığı bombardıman uçakları, ağır silahlar ve ekipmanla yüklü kargo uçakları, paraşüt birlikleri... Domuzlar Körfezi diye bilinen yere çıkarma yapılır. Amaç, orada bir köprü başı oluşturulsun, bir geçici hükümet ilan edilsin, bu hükümet de ABD’yi ülkeye davet etsin. İşgale hukuksal bir kılıf bulunmuş olacak böylece. Sonuç? İki günlük sert çarpışmalardan sonra ABD emperyalizmi için tam bir hezimet.
Domuzlar Körfezi bir trajedidir emperyalistler için. 3 Mayıs 2020’de Venezuela’ya başlattıkları “Gedeon Operasyonu” ise tam bir komedi!
Uzunca süredir Kolombiya’da, Venezuela sınırında askeri kamplarda paralı askerler eğitiliyor. Üst üste darbe girişimleri, “yardım konvoyu” kılığında sızma çabaları, ekonomik yaptırımlar, ambargo... Beyaz Saray bir türlü sonuç alamıyor. “Tarafsız bir hükümet ülkeyi seçime götürsün” teklifini yaparak bunu açık etmişti aslında. Bolivarcı hükümet bu “öneriyi” reddedince, “uyuşturucu kaçakçılığı” suçlamasıyla başkan Maduro’nun başına 15 milyon dolarlık ödül koydu! Ne yapsa ne etse olmadı. Üstelik “kukla başkan” Guaido, muhalefetin çoğunlukta olduğu meclisten de kovuldu. Meclis başka bir muhalif ismi Meclis başkanı olarak seçti. Böylece “kendi kendini başkan atayan” (self-proclaimed) Guaido, kelimenin gerçek anlamında “kerameti kendinden menkul” başkan oldu!
Tüm dünya hazır salgınla boğuşuyorken, Venezuela için düğmeye basıldı.
3 Mayıs günü Kolombiya’dan silah, mühimmat ve askeri ekipmanlarla Venezuela’ya sızma girişimi oldu. Bir gün sonra da ikinci girişim. Daha ilk adımda yakayı ele verdi paralı askerler. Çatışma çıktı. 8’i öldü, 13’ü yakalandı. Üstelik ikinci girişimde bu paralı askerleri yakalayanlar Venezuelalı balıkçılardı! Balıkçılar tarafından saf dışı bırakılan özel eğitimli ve donanımlı paralı askerler... Yaşam sen nelere kadirsin!
59 yıl önce Domuzlar Körfezi, iyi planlanmış çok ciddi bir askeri operasyondu ve trajik bir şekilde sona erdi. Bu ikinci “Domuzlar Körfezi” ise işin ayrıntıları ortaya çıktığında anlaşıldı ki, nerden tutsan elinde kalacak bir komedi.
Darbeye/işgale girişenler, ABD’li paralı asker şirketi Silvercorp adlı özel güvenlik şirketinin elemanları. Yakalananlardan ikisi bizzat ABD vatandaşı. Bir tanesi DEA (ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi) ajanı olduğunu kabul etti.
Durun daha yeni başlıyoruz. Silvercorp, eski bir yeşil bereli asker Jordan Goudreau’nun kurduğu bir firma. Tabii ABD’de, Florida’da üslenmiş durumda. “Guaido, Venezuela başkanı Maduro’yu devirmek için kiraladı beni” diyor Goudreau. “212 milyon dolarlık bir sözleşmemiz var ama şimdilik sadece 50 bin dolar ödendi” diye dert yanıyor! Sözleşmenin fotoğrafları gazeteci Patricia Poleo tarafından yayımlanıyor. Burda da durmuyor “eski asker” ve planın detaylarını veriyor. Yakalananlar için “benimle çalışıyorlar, benim çocuklar” diyor. Görev tanımı: Venezuela-Kolombiya sınırında 300 firari eski Venezuela askerini eğitmek. Bunlar ağır zırhlı konvoyla 96 saat içinde başkenti ele geçirecekler. Üç ayrı kampta eğitiliyorlar. Pazar günü ele geçenler “Gedeon Operasyonu”nun başlatıcı ekibinden, 60 Venezuelalı, 2 eski yeşil bereli. Ayrıca Venezuela’nın güney, batı ve doğusunda, üç ayrı birimin aktif olduğunu söylüyor. Plan böyle!
Görüyorsunuz. Artık darbe ve işgaller de “demokratik!” Her şey internette, web sayfalarında, sosyal medya hesaplarında belgeleriyle açık açık yayımlanıyor. Adamlar paralı asker. “Özel güvenlik şirketi” olarak darbe ve işgal hizmeti veriyor!
Bekleneceği gibi Guaido bu ilişkiyi derhal yalanlıyor ve bir de küstahça “yakalananların haklarının korunmasını” istiyor. Ama işi hiç kolay değil. Zira gazeteci Poleo, sadece sözleşmeyi yayımlamakla kalmadı. Guaido, “eski yeşil bereli” Goudreau ve Guaido’nun “üst düzey temsilcisi” Sergio Vergara arasındaki telefon görüşmesinin ses kayıtlarını da yayımladı.
“Öldüren barış” ile sürekli gündemde olan Duque’nin Kolombiya’sı, bu saldırı ile ilişkisi olduğu suçlamalarını “temelsiz” diye niteliyor. Oysa Venezuela silahlı karşı-devriminin Kolombiya’da üslendiğini dünya alem biliyor.
Başkan Maduro, paralı askerlerin görevinin “Venezuela başkanını öldürmek” olduğunu, “Ramboculuk oynadıklarını” söyledi. Silvercorp’un açıklamalarına bakıldığında bu iddianın kesinlikle doğru olduğundan kuşku duymamak gerek. Bir başka kesin olan şeyse şu. Tüm çapsızlık, yeteneksizliklerine rağmen, karşı-devrim gemi azıya almış bir şekilde teröre başvuruyor. Uzunca bir süredir Venezuela’yı işgal için uygun şartlar yaratmaya çalışıyorlar. Bir şekilde ABD ordusunun hareketi için “meşru” ortam oluşturma derdindeler. İçerdeki yapıyı bölmek, kilit noktalardaki yöneticileri karşı-devrim saflarına çekmek için çok uğraştılar. Hala da uğraşıyorlar.
Tehlike büyük. Gözden kaçmasın. İşçi sınıfı tarih boyunca trajik örneklerden çok, böylesi komedilerden çekmiştir.
Sinan KALELİ
05.05.2020