Bir rivayete göre Hollandalılar Kuzey Amerikan yerlilerine fıçılarla “ateş suyu” verir. Karşılığında da Kızılderililer bir küçük adayı. Adanın adı Manhattan’dır. Ve rivayet odur ki, yerli dilindeki anlamı “içip sarhoş olduğumuz yer”dir.
İşte yerlilerden birkaç fıçı viski ile alınan o Manhattan’da binlerce insan yürüyordu dün. Katılımcılardan birinin deyimiyle “her gün nasıl daha da büyüdüğü anlaşılmayan” bir yürüyüştü. Üstelik Manhattan’da aynı anda birkaç eylem daha olmaktaydı. Ama asıl dikkat çeken şey, binlerce insanın hep bir ağızdan ritmik bir şekilde haykırdığı slogandı: İktidar, iktidar, iktidar halka!
Pek çok kente gösterilerde “Adalet yoksa barış da yok” sloganları atılıyordu. İş şimdi “iktidar”a geldi! Eylemler boyunca atılan sloganlar, hareketin yönelimi, “ırkçılık karşıtlığı” ötesine geçildiğini gösteriyordu zaten. Bu slogan, bunun bilinçli ifadesi oldu.
Gösteriler güçlendikçe sermayenin geri adımları ve tavizler peş peşe gelmeye başladı. Minneapolis Belediye Başkanı, Floyd’u katleden polis teşkilatının (dikkat edilsin, sadece görevden alınanlar ve tutuklanan polis değil, polis teşkilatı) dağıtılacağı, yeni bir kolluk kurulacağı sözünü verdi! Bir kez daha reform-devrim ilişkisinin ne olduğunu görmek isteyenlere...
Olaylar büyük sıçramalar halinde gelişiyor. Düşünün, Floyd öldürüldükten üç gün sonra Minnesota’da polisi destekleyenlerin oranı %54 idi. Şimdi ise ayaklanma tüm ABD’yi kasıp kavuruyor ve Minneapolis polis teşkilatı dağıtılıyor!
Ayaklanma ülke geneline yayıldı. Los Angeles’ta dün (8 Haziran) on binlerce insanın katıldığı devasa bir yürüyüş vardı. Hemen her kent görkemli gösterilere tanık oluyor artık. Kapitalist sistemin kalbi muazzam gelişmelere sahne oluyor!