İki fotoğraf karesi. Biri, ırkçı polis cinayetinin fitilini ateşlediği ayaklanmalarla sarsılan ABD’den. Diğeri, 1 Haziran’dan itibaren resmen ilhak süreci başlatılan Filistin’den. Hemen belirtelim. Filistin fotosu geçen yıla ait. Bir İsrailli “yerleşimci” tarafından öldürülen 7 yaşındaki Filistinli çocuğa ait.
Geçen yılın fotoğrafı neden bugün yayımlanıyor? Çünkü bugün, yine bir siyonist “yerleşimci” iki buçuk yaşındaki bir Filistinli çocuğu öldürdü. Yanlış okumuyorsunuz. Yeni yürüyen iki buçuk yaşındaki bir çocuk! Batı Şeria’da, El Halil civarında... Haber sitesi fotoğrafı bulamamış, geçen yıl öldürülen Tarık’ın fotoğrafını kullanmış.
Bu iki fotoğrafa iyi bakın. Babasının omzundaki minik kız çocuğuna (haberin devamında elinde “Black Lives Matter” dövizi tutuyor minik kız) gaz bombası tüfeğini doğrultan polis... Ve iki buçuk yaşında yeni ayaklanan bir Filistinli çocuğu öldüren soğukkanlı siyonist katil...
Çoğunuzun aklına Minnesota polislerinin eğitimini İsrail ordu-polis birimlerinin verdiği haberleri geldi kuşkusuz. Ama benzerlik sebebi bu değil. İnanmıyorsanız “en demokratik”inden bizim gibi “otoriter” ülkelere, rastgele örnekler seçin bakın. Sermayenin polisinin nasıl azgınca saldırdığını göreceksiniz tüm kapitalist dünyada emekçi yığınlara. Bakmayın öyle göstermelik diz çökme görüntülerine bu demagogların. Polis ödeneğinde kesinti tartışmaları gündeme gelince, Demokrat başkan adayı Biden’in nasıl karşı çıktığını hatırlayın yeter.
ABD ve emperyalizmin bölgedeki kale-üssü İsrail... İnsanlığın en azılı iki düşmanı... Binlerce kez yıkılmayı hakeden iki canavar diktatörlük, el birliği ile Filistin’in ilhakını resmileştirme derdindeler. Canavar yüzleri bu fotoğraflara yansıyor. Ama öte yandan umudun fotoğrafları da yansıyor dört bir yandan. ABD’nin görkemli ayaklanmasının görüntülerine, El Halil’de “Zafere Kadar Devrim” şiarıyla saldırılara meydan okuyan FHKC başta, devrimci güçlerin gösterileri eşlik ediyor. Bir yanda insanlık düşmanı utanç vesilesi görüntüler, diğer tarafta insanlığın yüz akı ve umudunun cisimleşmesi... artık tüm dünya böylesine keskin kamplara bölünmüş durumda. Hiç kuşku yok, gelecek, umutlu yarınlar adına dövüşenlerin olacak!