ABD’ye bir haller oluyor! Sadece birkaç haberi sıralayalım...
Kasım seçimlerinde Trump’ın rakibi olan Biden, “Tek bir büyük endişem var: Bu başkan, seçimi çalmaya çalışacak” dedi, ardından Trump’ın seçim sonuçlarını tanımaması halinde ordunun duruma müdahale edeceğine ve “büyük bir süratle kendisinin Beyaz Saray'dan çıkışına eşlik edeceklerine kesinlikle eminim” diye ekledi! Dubya’nın (ABD’de iki dönem başkanlık yapan, “babasının oğlu” ahmak G.W. Bush) 2000’deki bariz hileli Florida sonuçları sayesinde kazandığı seçimden sonra artık kimse için sürpriz olmayan bir “hile olacak” çıkışı! Ama asıl dikkat çeken nokta, ordunun sürece müdahale edeceğine olan inanç (ve istem)!
Hemen aynı sıralarda ABD Genelkurmay Başkanı Milley, Beyaz Saray önündeki gösterilerin dağıtılmasının (hani Trump’ın sığınağa indiği gösteriler!) ardından elinde İncil ile kiliseye yürüyen Trump’a eşlik ettiği için özür diledi! “Orada olmamalıydım. O sırada o ortamda bulunmam ordunun iç siyasete müdahil olduğu algısını yarattı” dedi, Milley.
Diğer haber, Seattle’daki “özerk bölge” haberine dair. Göstericiler bir bölgeyi simgesel barikatlarla çevirerek, “dikkat, ABD’den ayrılıyorsunuz” pankartıyla gelenleri “özerk bölgeye” girdiklerine dair bilgilendirmeye başladılar. Fiilen günlük yaşamı düzenleyen bir girişim başlattılar. “Law and order” temsilcisi Trump, “Seattle, iç teröristlerin eline geçti” diye tivit attı. Belediye başkanı ise “Hepimizin güvenliği için sığınağına geri dön” diye karşılık verdi!
Hemen her dönemde yönetici sınıf arasında çeşitli derinlikte çelişkiler bulunur. Dönem dönem derinleşen çatışmaya dönüşür, dönem dönem durulur. Ama şiddetli sınıf savaşımı koşullarında “yukardaki” çelişkiler alabildiğine sertleşmeye, şiddetli çatışmalara evrilmeye başlar. “Devrim, birleşik karşı-devrim yaratarak ilerler”, bir o kadar da karşı saflarda şiddetli çatışma ve çözülmeler yaratır. Olağan dönemlerde bir şekilde dengelenen çatışmalar ve pürüzler, olağanüstü dönemlerde derin çatlaklara dönüşür.
Gelişmelerin sıçramalar halinde yaşandığı bu çağda, uzun süredir işlerin kötü gittiği Yankee dünyasında, valilerin ve belediye başkanlarının başkan azarlaması gündelik bir hal aldı! Biden’ın açıklamasından gördük ki, “ordu sopası” artık salt “aşağı sınıflar” için değil, fillerle eşeklerin tepişmesinde de alenen kullanılır olmuş. Yerlilerin yerle yeksan ettiği sömürgeci heykellerinin, muazzam ayaklanma haberlerinin rutinleştiği bir ortamda bu çatışmalar zor durulur.
ABD’den yansıya manzar-i umumiye budur.