Her biri alanında dünya devi olan tekeller art arda işçi çıkarıyor.
Alman havacılık devi Lufthansa 22 bin işçiyi işten çıkarmaya karar verdi. Sendikayla görüşme çağrısında bulundu. Dev tekelin 9 milyar avroluk kurtarma paketinin de suya düşmesi muhtemel.
İngiliz bankacılık devi HSBC, “Halihazırda 235 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Orta vadede bunun 200 bine inmesini planlıyoruz” diyerek 35 bin işçiyi kapı dışarı edeceğini ilan etti.
Japon otomotiv devi Nissan 20 bin işçiyi çıkaracağını açıklamış, Barcelona’daki fabrikaları kapatma kararı ardından yoğun eylemlerle karşılaşmıştı.
Renault, Volkswagen gibi tekeller daha düşük sayıda işçiler çıkarmışlardı zaten.
İsveç’li Volvo 410 işçiyi çıkaracağını duyurdu.
ABD teknoloji devi AT&T 3400 işçiyi önümüzdeki haftalarda işten çıkaracak. Hilton 2100 işçiyi (her 5 çalışandan 1’i) çıkarmayı planlıyor. İngiliz Travis Perkins ise 2500 kişiyi işten çıkaracağını duyurdu. Liste böyle uzayıp gidiyor.
Milyonlarca küçük ve orta ölçekli işletme ve buralarda çalışan on milyonlarca işçiden bahsetmiyoruz bile. Dünya devleri adeta işçi çıkarma yarışına girmiş. Kriz, krizle birleşen salgın, derinleşen kriz... Durum vahim, emeğe saldırmayıp ne yapacaklar!
Salgın gerekçesiyle milyarlarca dolarlık paketler resmen hibe edildi bu devlere! Paralar cebe, işçiler sokağa! Sermayenin sloganı bu oldu resmen!
Sınıfsal çelişkilerin böylesine yoğunlaştığı, burjuva hükümetlerin ve devletlerin sınıf karakterinin bu denli açığa çıktığı dönem nadir görülür. Hele bizdeki türden “devleti holding şirket gibi yönetmek isteyen” faşist hükümet gibileri evlere şenlik icraatlara imza atıyor! “İşten atmayı yasaklama” adına ücretsiz izni yasalaştırmayı başaran bir hükümetimiz var! Böylece patronlar işten atıp tazminat ödemek yüküne girmeksizin işçileri evlerine gönderirken, işçiler işsiz bile sayılamadığından, ne işsizlik maaşı alabildi, ne de tazminat ve kazanılmış haklarını kaybetme kaygısıyla yeni bir iş arayabildi. Buna rağmen aynı hükümet, işsizlik fonuna “patron katkısı”nı bir süreliğine yüzde 2’den 4’e çıkaracak bir taslak hazırladı, patronlar isyana durdu! Üstelik aynı taslak “işçi katkısını” yüzde 1’den 2’ye çıkarıyor! (ASO başkanı ile Saray temsilcisinin pek muhabbetli konuşmaları ayrıca ele alınmayı hak ediyor.)
Emek-sermaye karşıtlığı üzerinde yükselen bir toplumda çelişkiler er ya da geç kendini tüm çıpaklığıyla koyar ortaya. Hasım sınıfların kaçınılmaz, engellenemez karşı karşıya gelişi... Salgın dönemi bu karşıtlığı her tür örtüden çekip sıyırdı. Her şey bütün çıplaklığıyla ortaya serildi. Kapışmalar ve eylemler de. Dünya sokaklarını tutuşturan yangın işte böyle bir kuru bozkıra çakılan kibritten başka bir şey değil. Bu yangın büyüyecek.