Ne günlere kaldık! Patronları “ikinci dalga endişesi” sarmış!
“Ekonomi çarkları dönmek zorunda” olan ülkenin güzide patronları, her ne hikmetse “ikinci dalga” kaygısını taşıyorlar. Neden? Mesela işyerlerindeki çalışma koşullarından falan? Hayır, elbette bunlarla ilgisi yok. İşçiler izne çıkıyor, tatile gidiyor... tatilden virüs kapıp dönüyormuş!
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği'nin (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, otomotivde hem ana sanayi hem de yan sanayi firmaları fabrikalarındaki bakım-onarım çalışmaları nedeniyle Temmuz’un son haftasından başlayarak 17 Ağustos'a kadar 15 ila 20 gün arasında değişen üretim molası verdiğine dikkat çekmiş ve eklemiş: “Çalışanlarımızın %70'e yakını tatilde şehir dışına çıkmayı planlıyor. Çoğu salgından sonra ilk kez İstanbul, Kocaeli, İzmir, Bursa gibi yaşadıkları şehirlerin dışına çıkacak. Gittikleri yerlerde bu insanlar başka yerlerden gelmiş insanlarla karşılaşacak. Bu insanlar tatil sonunda Türkiye'nin dört bir yanından işlerine döndüklerinde büyük risk oluşturacak.”
Bu alanda yan sanayide 200 bin, ana sanayide 60 bin işçi çalışıyor. Patron endişeli. Toplum sağlığını düşünüyor, sanıyorsunuz... Elbette yanılıyorsunuz.
“Eğer bu durum Nisan ya da Mayıs ayında olsaydı çok da büyük bir sorun sayılmazdı” diyor Kanca, “Çünkü düşük kapasite ile çalışıyorduk. Ancak, tatil dönüşü işler çok yoğun. Kapasiteler %80'in üzerine çıkacak. Dolayısıyla şirketlerin çalışanlarına yeterince karantina imkanı sağlaması ya da vaka artışlarında fabrikaları kapatması mümkün olmayacak. Böyle bakıldığında bana göre nisan ayındaki şartlara göre hemen hemen aynı sıkıntılı dönem geçireceğiz.”
Böylece, derdin başka bir şey olduğu anlaşılıyor. Ardından “17 Ağustos'ta geri döndüğümüzde iki hafta sıkıyönetim uygulayacağız” buyuruyor. Böyle bir kafadan “izole üretim tesisi” adı altında toplama kampı fikri çıkmaz da ne çıkar!
Bu arada belirtmiş olalım. Pek çok organize sanayi bölgesinde benzer şekilde fabrikalar bakıma alınıyor. İşçiler zorunlu olarak izne çıkıyor. Ve patronlar bu durumdan rahatsız. Bu zorunlu bakım yüzünden işletmelerin iki haftalığına kapatılması rutin uygulama. Bu kısacık izin döneminde işçilerin virüs kapmasından endişe ediyor cümle kapitalistler dünyası. Temas çok olacakmış, ülkenin farklı yerlerinden gelenlerle temas virüsü yayacakmış! O işçiler tüm salgın döneminde tıkış tıkış servislerle işe gidip geldiler, hiçbir önlemin alınmadığı fabrikalarda dip dibe çalıştılar, aynı yemekhanede diz dize yemek yediler... Hiç endişelenmediniz, işçiler bir şekilde yıllık izin/tatil yapınca mı endişeleniyorsunuz? Üstelik endişeniz insanların hasta olması değil, iş yoğunluğunuz yüzünden üretimin aksaması!!
İTO başkanı Avdagiç “olası bir ikinci dalgada Mart-Haziran döneminde olduğu gibi en üst düzey tedbirle kontrolü şekilde üretim hatlarımızı açık tutmalıyız. Tüm kurumlar, fabrikalar ve işletmeler maksimum tedbirle, hayatın akışını akamete uğratmadan faaliyetlerine devam etmeli” sözleriyle, işçilerin ve toplumun sağlığının zerre kadar umurlarında olmadığını açık açık beyan ediyor zaten. “Üretim hatları açık tutulmalı” yani patronların karları artmaya devam etmeli. Boşuna değil, salgın sürecinde milyoner sayımız artmış!
Modern kapitalist dünya bu işte. Siz hala Nazizmin vahşetine, toplama kamplarına şaşırıyor musunuz yoksa?