Boğaziçi üniversitesi öğrencileri, büyük bir cesaret, kararlılık, anti-faşist ruh ve iradeyle eylemlerini sürdürüyorlar. Dinci faşist iktidar ve faşist devlet ne yaptıysa eylemleri bitirmeyi başaramadı. Devrimci-demokrat, ilerici, anti faşist gençler dinci faşizmin üniversiteyi faşistleştirme, gericiliğin kalesine dönüştürme politikasına karşı kararlılıkla mücadele ediyorlar.
Eylemler ikinci yükseliş dalgasına girdi. Dinci faşist iktidarın “kayyum” rektör atamasına karşı ilk günden başlayan eylemler, devam etmekle birlikte, bir süre sonra ilk hızını kaybetmişti. Ancak dinci faşist iktidarın aklınca bir provokasyonla toplumu öğrencilerin aleyhine yönlendirme çabası ve bu provokasyon sonucu iki öğrenciyi tutuklaması olayların tekrar alevlenmesine yol açtı.
Üç dört gündür, keskin nişancıların üniversitenin çatısına yerleştirildiği, polisin terör estirdiği, öğrencilere saldırıp gözaltına aldığı; buna karşılık öğrencilerin kararlılıkla karşı koydukları yeni bir eylem dalgasıyla karşı karşıyayız.
Sözü uzatmadan söyleyelim: Şimdi, tüm devrimci, demokrat, ilerici, anti-faşist, emekten yana güçlerin tüm varlıklarıyla, enerji ve güçleriyle, sözle değil eylemle öğrenci gençliğin yanında olması zamanı.
“Faşizmi yıkacağız” iddiasıyla yola çıkanların bundan daha önemli işi yoktur ve olamaz! Boğaziçi üniversitesinde faşizmle dişe diş bir mücadele, bir savaş yürütülüyor. Dinci faşist iktidar, bu eylemlerin yeni bir “Gezi Ayaklanması”na yol açmasından korkuyor. Haksız da değil. Boğaziçi öğrenci gençliğinin kararlı mücadelesi, dinci faşist iktidardan nefret eden tüm devrimci güçlere, emekçi sınıflara, yoksul kitlelere esin kaynağı oluyor.
Dinci faşist iktidar tehlikeyi gördüğü için kendi tosuncuklarını sokağa salmanın hazırlığına başladı. Sokak ortasında otomatik tüfekle poz veren dinci faşist bir tosuncuğa gösterilen tolerans bunun çarpıcı bir kanıtıdır. Aynı şekilde İstanbul üniversitesi önünde dinci faşist tosuncukların polis koruması altında Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine karşı yaptıkları tehdit dolu açıklama da buna güçlü bir işarettir.
Oyalanmanın, başka şeylerle meşgul olmanın zamanı değil. Hisarüstü emekçi halkı ve gençliği tencere tava çalarak öğrenci gençliği destek eylemi yaptı. Şüphesiz, bu sembolik bir eylemdir. Ancak nitelik bakımından, yani tüm emekçilerin öğrenci gençliğin yanında olması gerektiğine işaret etmesi bakımından önemlidir.
Hisarüstü emekçi halkı ve gençliğinin eylemi bir ilk olması ve yön göstermesi bakımından önemlidir; bununla birlikte gerçek eylem yeri sokaklardır. Emekçiler, öğrencileri desteklemek için sokağa çıkmalılar.
İşçiler, tüm geçmiş yıllar boyunca her eylemlerinde yanlarında duran, her bakımdan destekleyen öğrencilerin yanına koşmalı, eylemle desteklemelidir. İşçi sınıfı, tüm toplumu faşizmden ve sömürüden kurtarmadan kendini kurtaramaz. İşçiler, öğrenci gençliğin ve toplumun diğer tüm sömürülen, ezilen kitlelerinin taleplerini kendi talepleri olarak öne sürmeden kurtuluş yüzü göremezler.
Üniversite öğrenci gençliği her yerde Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine sahip çıkıyor, onların mücadelesine eylemle, sokakta polisle çatışarak destek veriyorlar. Sadece dün, Van, Hatay, Ankara gibi şehirlerde öğrenci gençliğe destek eylemleri yapıldı. Bunu sürdürmeli, yaymalı, faşizme karşı gerçek bir savaşa dönüştürmeliyiz. Sınıf bilinçli devrimci öncü işçiler bu konuda tarihsel bir sorumluluk ve aslında bir fırsatla karşı karşılar.
Birleşik Mücadele Güçleri dinci faşist iktidara karşı kararlı bir mücadele dalgası için şimdi Boğaziçi Üniversitesi gençliği ile, tüm güç ve enerjileriyle, birlikte olmalılar. Dinci faşist iktidar, sokakta, devrimle yıkılacak! Türkiye ve Kürdistan koşulları, herhangi bir kıvılcımla tutuşturabilecek kadar kuru bir bozkıra dönmüştür. Hangi kıvılcımın bozkırı tutuşturabileceğini bilmiyoruz; kimse de bilemez. Tam da bu nedenle, tüm dikkatleri ortaya çıkan, çıkabilecek kıvılcımlara çevirmeliyiz. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yiğit mücadelesi, başımızı eğmeyeceğiz sloganı böyle bir kıvılcım olabilir.
Dinci faşist iktidarın korkusu da bu. Dinci faşist iktidar, eylemlerin yayılmasından, büyümesinden ve toplumun emekçi sınıflarına sıçramasından korkuyor. Bunun için çevre illerden tosuncuklarını toplayarak öğrenci gençliği tehdit etmeye çalışıyor.
Dinci faşist iktidara ve faşist devlete karşı eylemlerin yayılmasının imkansız olduğunu sadece iflah olmaz karamsarlar; devrimi çıkmaz ayın son çarşambasında gerçekleşecek bir rüya olarak düşünenler ileri sürebilir. Eylemler yayılmaya başladı bile. Dün İstanbul Kadıköy'de yapılan kitle eylemi ve sonrası, bu yöndeki gelişmeye güçlü bir işarettir. Dinci faşist iktidar ve faşist devlet korku ve panik haldedir.
Fazla söze gerek yok. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, “Aşağı Bakmayacağız” sloganıyla meydan okudular. Aynı kararlılık ve devrimci enerjiyle harekete geçme zamanı.