4 Şubat'ta, polisin saldırısı altında deklarasyonunu ilan eden Birleşik Mücadele Güçleri, daha ilk günden itibaren ses getirmeyi başardı. Bu, iki ülkenin emekçi sınıflarının, ezilen halklarının birleşmiş bir devrimci sese, birleşmiş bir devrimci güce; devrimci politikaya özleminin ifadesiydi. Devrim, karşısında birleşmiş bir karşı-devrim yaratarak ilerler. Fakat bunun gibi, devrim, bilinçli, doğru, devrimci politikalar izlenmesi halinde devrimin toplumsal güçlerini, devrimin birleşebilecek bütün devrimci güçlerini de birleştirir.
Bu anlamda, Birleşik Mücadele Güçleri, bir çekirdektir, bir ilk adımdır; fakat herhangi bir ilk adım değil, geleceği olan, geleceği temsil eden bir ilk adımdır. “İlk adım” ya da “çekirdek” dememizin nedeni, her şeye olmuş bitmiş olarak bakan bir anlayışı doğru bulmayışımızdan. Şüphe yok ki, bugün Birleşik Mücadele Güçleri içinde yer almayıp da ilerde yer almak isteyecek devrimci güçlere, BMG'nin kapısı daima açık olacaktır. Çünkü, BMG'nin kuruluşunun temelinde, birleşik toplumsal devrimin bir arada olabilecek tüm devrimci güçlerini birleştirmek anlayışı yatıyor.
Demokrasi mücadelesi bir devrim sorunudur. Daha açık bir ifadeyle söylersek, demokrasinin gerçekleşmesi ancak bir devrimle mümkündür. Bu anlayış, demokrasi sorununa bu bakış, aynı zamanda bir politik gücün devrimci olup olmadığının kıstaslarından biridir. Demokrasi sorununu, mevcut dinci faşist iktidarın burjuva güçlerden, burjuva politik partilerden biriyle ya da birkaçıyla yer değiştirmesi olarak ele alan bir politik çizgi devrimci değil, olsa olsa sosyal reformist, liberal, uzlaşmacı bir politik çizgi olabilir.
Bir devrim olmadan, mevcut faşist devlet yapısı, ordusu, polisi, militarist kurumları, yargısı, temel kurumları dağıtılmadan, tüm bunların üzerinde yükseldiği sınıfsal temel, yani tekelci sermaye sınıfı egemenliği yıkılmadan demokrasinin mümkün olabileceğinden söz etmek, Türkiye ve Kürdistan emekçi sınıflarını burjuvazi lehine aldatmaktan başka anlama gelmez.
Başka bir ulusu ezen bir ulus özgür olamaz. Bu çok bilinen ve bir o kadar da tekrarlanan sözün pratik anlamı üzerinde nedense pek durulmaz. Oysa bu sözün anlamı ve pratik önemi son derece açık: Bir ulus özgür olmak istiyorsa, ayrılıp kendi bağımsız devletini kurmak hakkı da dahil, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını koşulsuz tanımalıdır; ezilen ulus ve ulusal toplulukların bir arada yaşama yönünde karar vermeleri durumunda ise tam hak eşitliğini tanımalıdır. Bu, demokrasinin ilk, temel, şaşmaz ilkesidir.
Faşist devlet -sadece dinci faşist iktidar değil- yıkılıp işçi sınıfı öncülüğündeki iki ülkenin emekçi sınıflarının devrimci demokratik iktidarı kurulmadan böyle bir gelişme mümkün mü? Mümkün olmadığı çok açık. Tam, eksiksiz, emekçi sınıflar üzerinde baskının olmadığı, halkın egemenliğine dayalı bir demokrasi; iki ülkenin; Türkiye ve Kürdistan emekçi sınıflarının ihtiyaç duyduğu demokrasi budur. Böyle bir devlet biçiminin, böyle bir demokrasinin kurulmasının birleşik bir devrimi gerektirdiği çok açık.
Birleşik Mücadele Güçleri, böyle bir demokrasi için mücadele ediyorlar. Başka bir ifadeyle söylersek, böyle bir demokrasi, Birleşik Mücadele Güçlerinin birinci, temel, güncel hedefidir. Bu hedef üzerinde anlaşılabilecek güçleri birleştirmek BMG'nin temel politikasıdır.
Türkiye ve Kürdistan'ın nasıl bir devrimci süreçten geçtikleri; iki ülkede birleşik toplumsal devrimin koşullarının nasıl olgunlaştığı üzerinde konuşmaya gerek yok. Bu, artık hemen herkesin işaret ettiği, üzerinde durduğu bir konudur. Bu koşullarda birleşik toplumsal devrimin temel, zafer üzerinde belirleyici olacak ihtiyaç ve eksikliklerini tespit etmek önemlidir. Bugün için bu temel ihtiyacın, birleşik toplumsal devrimin devrimci odağını oluşturmak olduğunu tereddütsüz söyleyebiliriz. Özgürlük, tam kurtuluş arayışındaki emekçi sınıfların, ezilen halkların neyi nasıl yapmaları gerektiğini anlamak istediklerinde gözlerini çevirecekleri böyle bir odağın yaratılması yaşamsal önem kazanmıştır.
Birleşik Mücadele Güçleri, işte böyle bir odağın yaratılması yönünde atılmış büyük bir adımdır. Faşizme, kapitalizme karşı mücadele halindeki kitlelere devrim ve iktidar hedefini gösterecek; onları bu hedefe doğru yönlendirecek devrimci bir odak; birleşik toplumsal devrimin odağı... Bunun olmuş bitmiş bir yapı olmadığına yukarıda değindik. Gelişmesi, geliştirilmesi gereken bir yapıdır. Ancak temel atılmıştır ve tarihsel gelişme yönünde atılmış doğru bir adım olduğu için gelişmesi kaçınılmaz bir yapıdır.
Şüphesiz, kendiliğinden olmayacak. Atılmış temelin, oluşturulmuş çekirdeğin geliştirilmesi, en başta BMG'nin sürekli, aralıksız, gece gündüz demeden devrimci bir faaliyet yürütmelerine bağlıdır. Bu faaliyetin en önemli, hatta belirleyici yanı, emekçi sınıflarla, gençlikle, kadınlarla, faşizmin baskı ve terör altında tuttuğu tüm ezilen, sömürülen kitlelerle kuracakları bağlardır. Birleşik toplumsal devrimin birleştirilmesi gereken devrimci güçlerinin başında işte bu toplumsal güçler geliyor.
İşçiler, emekçiler, ezilen halklar, kadınlar, gençler tam ve kesin kurutuluş istiyorlar. Bunun aksini kimse iddia edemez. Bu istem, toplumsal bir devrimden başka bir anlama gelmez. Kitleler devrim istiyor. Gençlik devrim istiyor; kadınlar bu düzeni yerle bir edecek bir devrim istiyorlar. Bu toplumsal güçlerin kurtuluş isteklerinin, mücadelelerinin başka bir anlamı yok.
BMG, bunun bilincinde olarak, birleşik devrimin bu toplumsal güçlerine bayraklarına devrim ve iktidar yazarak gitmeli. Lafı dolandırmadan, kurtuluş isteklerinin, özgürlük özlemlerinin bir devrime çıktığını devrimin toplumsal güçlerine göstermeliler. Düzeni yerle bir edecek ve onun yerine halkın iktidarını/emeğin iktidarını kuracak bir toplumsal devrim olmadan ne kurtuluş mümkündür ne de elde edilen herhangi bir kazanımım güvence altına alınması. İktidar dışında her şey hiçbir şeydir.
Birleşik Mücadele Güçleri, bu perspektifle, günlük, sürekli mücadeleyle emekçilere, ezilen halklara, gençliğe, kadınlara görünür olduğunda amaçlarına yaklaşacak. Bu anlamda her grevde, gençliğin, kadınların, esnafın her eyleminde, her sorununda yanlarında olduklarını göstermeliler.
Şimdi Devrim Zamanı! Şimdi her gün, her saat eylem zamanı! Şimdi BMG'ni tüm emekçilerin, ezilen halkların, gençliğin, kadınların gözünde görünür kılma zamanı! Bunun yol, yöntem ve araçlarını bulup yaratma zamanı!
Günün acil, ertelenemez, ihmal edilemez görevi budur.