Basına ve kamuoyuna
4 Şubat günü Kadıköy Rıhtım’da yapacağımız kuruluş deklarasyonumuz yakın tarihimizde görmediğimiz büyük bir abluka ve saldırı altında gerçekleşti. Birleşik Mücadele Güçleri abluka ve baskının altında, tüm ülkedeki abluka ve baskı düzenine diz çökmeyeceğini, aşağı bakmayacağını ve boyun eğmeyeceğini ilan etti.
Saldırılar sırasında, ESP Eş Genel Başkanı, Devrimci Parti Genel Başkanı, Mücadele Birliği Platformu, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Partizan, Alınteri, Demokratik Bölgeler Partisi üyelerinin, Birleşik Gençlik Meclisi ve bizimle dayanışmak için gelen HDP İstanbul İl Eş başkanı Elif Bulut, HDP Kocaeli İl Eşbaşkanı Leyla Akgül, HDP PM üyesi Cevdet Konak ve il, ilçe yöneticisinin de aralarında bulunduğu 61 arkadaşımız gözaltına alındı. Vatan emniyette tutulan arkadaşlarımıza dair dört gün boyunca suç üretilmeye çalışıldı. Ortada gözaltı için bile gerekçe bulunmazken, üzerlerine suç üretilmesi için emniyette bekletildiler.
8 Şubat’ta Anadolu Adliyesi’ne çıkarılan arkadaşlarımıza, BMG eylemine neden katıldıkları, Boğaziçi eylemlerine neden katıldıkları ve daha pek çok soru soruldu. Adliye önünde arkadaşlarımızı beklemek ve BMG ile dayanışmak için gelenler kuşatıldı, gözaltı tehdidi ile eylem yasağı kararı ile dayanışmanın önü kesilmek istendi. Gözaltındaki 61 arkadaşımızdan 24'ü hakkında ev hapsi, 2’si hakkında ilçeyi terk etmeme tedbirine karar verildi. Günlerdir süren gözaltı saldırılarının sonucunda tutuklamanın yanı sıra onlarca gence, BMG güçlerine verilen ev hapsi kararı, halkın örgütlü ve direnen güçlerini sindirmenin yeni bir yöntemidir. Amacı mayalanan isyanın önünü kesmektir. Mücadelenin önünü açmak, sokağın yolunu tutmak isteyenleri bir çeşit tutsak etme yöntemidir.
4 Şubat günü saatlerce havada helikopter uçuran, istisnasız her sokağa polis barikatı kuran, yolları araç ve yaya trafiğine kapatan, 8 Şubat’ta Adliye önüne etten duvar ören saray polisi bizlere sarayın ne kadar korktuğunu bir kez daha gösterdi. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör sebebiyle gençlik ve tüm muhalif kesimlerle kavgaya tutuşan iktidar, faşist ittifak karşıtı güçlerin birbirleri ile buluşmasını engellemeye çalışmaktadır. Bizim tüm sokaklarını denize, maviliklere çıkartmaya çalıştığımız coğrafyamızın her sokağını bir baskı rejiminin siluetleri ile doldurmak istemektedir. Yaratmaya çalıştıkları korku iktidarı, korkaklıklarını ayan beyan açığa çıkartmaktadır. Saray’ın içine düştüğü histerik korku nöbetleri kayyum rektör ataması sonrasında olduğu gibi, 4 Şubat’ta Kadıköy’de olduğu gibi debelendikçe kendini daha çok bataklığa saplamaktadır.
İşçilere, kadınlara, Kürtlere, Alevilere, gençlere, LGBTİ+’lara parmak sallayarak zapturapt altına aldığını zanneden faşist ittifak, coğrafyanın dört bir yanında boy veren direnişleri iyi izlesin. Gün aşırı gözaltına alınan bir toplum halen direniyorsa, terörist damgasını vurduğunuz her kesim insanlar tarafından sahipleniliyorsa, hapse attığınız her genci tüm halklar bağrına basıyorsa siz kimi nasıl korkutacaksınız, sindireceksiniz? İşçiler esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına diş bilerken, kadınlar yaşamak için öldürmeyi göze alırken, Kürtler her diz çöktürme planlarınıza karşı dimdik dururken, Aleviler evlerine işaretlemeye gönderdiğiniz çetelerin ellerini kırmaya yemin etmişken, LGBTİ+lara nefretinize rağmen gür bir şekilde “biz varız” derken, doğası talan edilenler köylüler “devlet kimdir?” diye haykırırken ve gençler kayyumunuz Melih Bulu’yu sarayın bir odasına sığınana kadar direnecekken, siz kimi ne ile korkutuyorsunuz?
Korku duvarları yıkıldı, halk evlerinde, atölyelerinde, fabrikalarında öfkesini bilemekte. Birleşik Mücadele Güçleri işte tam da bu sebeple burada. Biz bu öfkeyi kuşanmak için kurulduk. Gençlerin büyük çoğunluğu bu ülkeden kaçıp gitmek istiyor, bu ülkede umut ve gelecek göremiyor. Birleşik Mücadele Güçleri tam da bu sebeple kuruldu. Biz tüm halklara umut olmak için kurulduk, geleceğin ta kendisi olmak için kurulduk. Muhalif kesimler devrimcilerin parçalı halinden şikayetçiydi hep, işte biz bu parçalı hali yeniden dizayn etmek için kurulduk. Biz, kapitalist-emperyalist sistemin azgınca saldırılarından kurtulmak için devrimden başka bir çıkar yol yok diye kurulduk.
Saldırılarınızın temeli iddialarımızdır. İddialarımızda ne kadar ciddi olduğumuzu göreceksiniz. Bizim bu iktidardan hukuk talebimiz yoktur, adalet talebimiz hiç yoktur. Cesareti, umudu ve mücadeleyi tüm topluma bulaştırmaya kararlıyız.
Boğaziçili öğrencilere, işçilere, kadınlara, Kürtlere, Alevilere, LGBTİ+’lara açtığınız savaşta tarafız. Bu süreçte tutuklanan ve ev hapsinde tutulan herkese mücadele sözü veriyoruz. Birleşik Mücadele Güçleri olarak herkesi daha fazla dayanışma ve mücadeleye çağırıyoruz. Tüm farklılıklarımızla birleşme, örgütlenme ve mücadeleyi yükseltme dışında başka hiçbir kurtuluş seçeneği yoktur.
Birlik, Mücadele ve Zafer için:
Kazanacağız! Mutlaka Kazanacağız!
Birleşik Mücadele Güçleri
9 Şubat 2021