Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga…
71 devrimci kopuşunun öncüleri,önderleri ve THKO’nun üç devrimci militan kadrosu. 50 yıl önce Nurhaklar’da ölümsüzleşirken yaktıkları devrim ateşi, elden ele bugüne ulaştı ve bugün çok daha güçlü yanmaktadır.
Öğrenci hareketinin içinden çıkıp geldiler. Artan işçi ve yoksul köylü eylemliliklerine okul sıralarından dahil olup, kavgayı büyütmek istediler. Bir feda kuşağının neferleriydiler. Söylediğini yapmak, yapabileceği şeyleri söylemek; muazzam bir inanç ve bağlılık... emekçi yığınlarda tereddütsüz bir sevgi ve inanç yaratan en önemli özelliklerdi. Halklarımız, bu muazzam devrimci samimiyeti gördü ve kavradı; inandı ki, karşısında devrimin gerçek önderleri yer almaktadır. 71 devrimci önderlerindeki bu iddia, adanmışlık ve kavgadaki samimiyet, kısa sürede karşılığını buldu.
Onlar, inandıkları dava uğruna bir bir ölüm(süzlüğ)e yürürken, tarihsel rollerinin bilincindeydiler. Çok az devrimci, bizzat yaşadığı dönemde tarihsel rolünün bilincindedir. 71 kopuşunun devrimci önderleri, Denizler, Sinanlar, bunun bilincindeydiler. Bakanın alaylı sorusuna “devrim yapmaktan geliyorum” diyen Deniz de, “Bir kısmımız ve hatta hepimiz ölebiliriz; ama öyle bir ateş yakacağız ki bu ateş bir daha hiç sönmeyecek, söndürülemeyecek.” diyen Sinan da bu bilinci tartışmasız açığa vuruyordu.
Karşısında böylesine bilinçli devrimciler olduğunu gören burjuva sınıf, bu iddianın sahiplerinin cüreti ve işçi emekçi halkla olan bütünleşme becerisiyle dehşete düştü, katliam fermanlarını yayınlamakta gecikmedi. Tüm ordu ve polis gücü harekete geçti. Hain pusularda ve dar ağaçlarında koparıp aldı devrimin bu güçlü fidanlarını.
Sandı ki dar ağaçlarıyla, işkencehanelerle, hain pusularla söndürebilecek devrim ateşini. Oysa Sinan’ın dediği gibi, 71 devrimci önderleri öyle bir ateş yakmışlardı ki, bir daha hiçbir güç söndüremedi. Zora dayalı devrim yolu açıldı Türkiye ve Kürdistan topraklarında. Uzlaşma köprüleri havaya uçuruldu burjuva dünyayla.
Sinanlar, 31 Mayıs 1971’de Nurhak Dağları’nda katledildiler. Emekçi halklar türkülerle, ağıtlarla bastılar bağırlarına onları. Halkların bilincinde köklü değişiklikler ve sıçramalar yarattılar. Bayrak ve silah elden ele geçti.
Bugün devrimimizin önderlerini, öncülerini anarken daha da güçlüyüz. Dünyada emperyalist-kapitalist sistem çöküş sürecinde krizlerle sarsılırken, pandemi de bu süreci hızlandırıcı bir unsur oldu. Nesnel koşullar bizi devrime daha da yaklaştırıyor. Bizler de siper yoldaşlarımızla birlikte birleşik devrim mücadelemizi büyüterek 50 yıl önceki iddia ve samimiyetin bugünkü taşıyıcıları olduğumuzu dosta da düşmana da gösterdik. Şimdi Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimini büyütme zamanı. Şimdi devrim zamanı!
Nurhaklar’da Yanan Devrim Ateşi Sönmeyecek!
Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga Ölümsüzdür!
Mücadele Birliği Platformu