Yaşanılan döviz krizi TL'de değer kaybına, bu da işçilerin, emekçilerin aynı oranda yoksullaşmasına yol açtı. İşçilerin saat ücreti 1 doların altına düşerken, artık hiç kimse “dolarla maaş almıyoruz” masallarına inanmıyor.
Türkiye tekelci kapitalizmi, tekelci kapitalist üretim derin bir ekonomik kriz içinde. Ve bu kriz artık günler, hatta saatler içinde derinleşiyor. Kapitalist ekonomi yangın yerine döndü. Yaşanan döviz krizi, emperyalist kapitalist sistemin içinde olduğu krizin sadece bir yansımasıdır.
İçinde bulunduğumuz ortam ekonomik ve politik krizdir yani devrimci durumdur. Sadece tekelci sermaye sınıfı ve politik iktidar yönetemiyor değil; emekçi sınıflar, yoksul kitleler, Kürt halkı, yoksul ve küçük köylü de artık böyle yönetilmek istemiyor. Bunu her gün sokaklarda, çarşı pazarda, sokak röportajlarında, hemen her yerde görüyorken, bu sokaklara da taşınmaya başladı. Dün akşam bir çok ilde çeşitli kesimden insanlar “Hükümet İstifa” talebiyle sokaklara döküldü.
Yaşanan krizin sebebinin “hükümet” olduğunu söyleyerek ilk sokağa çıkanlar reformistler oldu. Ve “Hükümet İstifa” sloganını yükselttiler. Gezi Ayaklanması gibi, büyük halk kitlelerinin iktidara yürüme, iktidara talip olabilme gücünü gösterdikleri süreçte “Hükümet İstifa İktidar Halka” sloganı atılıyordu. Slogan her haykırılışında heyecan uyandırsa da, halk yığınlarının ayaklanması ile desteklenmediği müddetçe, iktidarın burjuva güçler arasında el değiştirmesini istemekten öteye geçemez. Bu açık ve net. Yükseltilen “Bütün İktidar Emeğin Olacak”, “Şimdi Devrim Zamanı” şiarları olduğu müddetçe halkları doğru hedefe, iktidar hedefine yöneltebiliriz.
Evet, bu iktidara da, bu sisteme de mecbur değiliz! Dün akşam ilerleyen saatlerde emekçi semtleri sokağa çıkmaya başladı. İsyanın yayılmasını, yaygınlaşmasını istemeyen devlet dört bir yandan saldırsa da, çağrıları yapılmasının önüne geçemiyorlar.
Evet, kimileri de koltuklarında oturup halka “sokağa çıkmanın iktidarın işine yarayacağı, evde kalınması gerektiğini” vaazederek seçim sandıklarını beklemeyi öneriyor. Sokağa çıkanları iktidar yanlısı ilan edecek neredeyse burjuva muhalefet. Korkuları, sokağa çıkanların kendilerini de çiğneyip geçmesi, burjuva düzenin sınırlarını aşmalarıdır. Bundandır koca koca işçi emekçi sendikalarının, konfederasyonlarının insanlar sokağa çıkarken, ekonomi dibe vururken bu kadar sessiz olmaları, “işyerleri önünde basın açıklaması okuyacaklarını” duyurmaları...
Haksız değiller korkularında. Şimdi korkularını büyütme zamanı! Bize dayattıkları geleceksizliğe, yoksulluğa, yokluğa karşı düzenin sınırlarını aşma, düzenlerini başlarına yıkma zamanıdır!
İşçi sınıfına, yoksul kitlelere, Kürt halkına söyleyeceğimiz tek şey şu olacak: Bizleri ancak bir devrim ve halk iktidarı kurtaracak!..
Şimdi Devrim Zamanı!