Savaş, yıkım, işsizlik, yokluk, önü alınmaz bir hayat pahalılığı ve kelimenin gerçek anlamında açlık hepimizin günlük yaşamını özetleyen kelimeler, gündemimizden düşmeyen sorunlar halini aldı. Bu düzen bize bitimsiz acılar yaşatıyor.
Tüm bunları yaşarken bir yandan da art arda patlayan işçi ve emekçi eylemleri mutlu yarınlar muştuluyor hepimize. Önce öğrencilerin barınamama ve yoksulluk isyanı yayıldı ülkenin dört bir yanına, ardından bir çığ gibi büyüyen işçi eylemleri tüm toplumu derinden sarstı. Çorap, metal, tekstil, motokurye... Sokağa çıkan her bir iş kolunu diğer bir iş kolu izledi,izliyor. Kazanımlar sınıfa moral veriyor, güç aşılıyor, yeni yeni kesimleri eyleme sevk ediyor.
İş bırakanlar, fabrikalarını, depolarını işgal edenler; motorlarıyla sokakları renklerine boyayanlar; kadın işçiler, genç işçiler, açlığa mahkum olmak istemeyenler... Aylarca sokakları eylem ateşleriyle ısıttılar.
8 Mart’ta kadınlar doldurdu sokakları. Fabrikalarından, okullarından, evlerinden, atölyelerinden her yerden gelerek şehirlerinin, mahallelerinin meydanlarını, sokaklarını doldurdular; baharı taşıdılar eylemlere. Hemen ardından Kürt halkı Newroz ile kent meydanlarını doldurdu. Ezilen halk devasa gövdesi ile, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını gösterdi.
Dünyanın hemen her yerinde sistemin yarattığı yıkıma karşı işçi emekçiler, ezilen halklar sokaklarda. Avrupa, Amerika, Güney Asya, Latin Amerika... dalga dalga yayılıyor eylemler. Kimi yerde kapanan fabrikalar oluyor, kimi yerde zam talepleri, kimi yerde örgütlenme hakkı...
1 Mayıs’a bu bahar havası ile, eylem rüzgarları ile geliyoruz.
Tüm emekçi halklara, işçilere yoksulluk, sefalet, yıkım ve ölüm dayatan sisteme karşı dünya çapında yükselen isyanlar, eylem ve ayaklanmalar, baş eğmeyen bir mücadelenin yükseldiğini bizlere bir kez daha gösteriyor.
Bu şartlar altında giriyoruz 2022’nin 1 Mayıs’ına.
Tüm dünya çapında isyan böylesine yükselmişken, işçi ve emekçilerin kapitalizme karşı savaş günü 1 Mayıs’ta, kavga bayrağını daha da yükseltmenin vakti.
Bunun yolu da açlık ve yokluktan kesin olarak kurtulmak, kapitalizmi yok etmektir. Burjuva sınıf kendi varlık yokluk sorunu için var gücüyle dört bir koldan saldırırken, başta kavganın başkenti İstanbul’da Taksim olmak üzere, tüm şehirlerin meydanlarında “Bütün İktidar Emeğin Olacak” ve “Şimdi Devrim Zamanı” şiarlarını haykırmanın zamanı.
Açlığa, Yoksulluğa, Geleceksizliğe Karşı Ayağa Kalkan İşçi Sınıfının Mücadele Ruhuyla 1 Mayıs'ta Taksim'e!
Mücadele Birliği Platformu