1972 Yılı 6 Mayıs’ında, Türkiye ve Kürdistan halklarının üç devrimci önderi; Deniz GEZMİŞ, Yusuf ASLAN ve Hüseyin İNAN 12 Mart Faşizmi tarafından idam edildi.
İşçilerin, emekçilerin, yoksul köylülerin mücadelesine akan Denizler, gençliğin kurtuluşunun ancak işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, kadınların birlikte mücadele etmesiyle mümkün olduğunu biliyorlardı. Attıkları her adım ve söyledikleri her söz Türkiye ve Kürdistan topraklarında bunun kanıtı olmuştur.
Okul sıralarından sokaklara, faşistlerle amansızca çatışan, oradan toprak işgallerine katılan, Filistin halklarıyla omuz omuza dövüşen ve THKO'yu kuran Denizler soluksuz bir koşu gibi adımladıkları her yeri kavga alanına çevirdiler. İşte 51 yıldır bu soluksuz yürüyüşümüz, Denizlerin kavga bayrağını daha yükseklere taşıyan biz devrimci gençlik tarafından kararlılıkla devam ediyor. Denizler 51 yıl önce faşizm tarafından katledilse bile Denizlerin devrimci iradesi, kavgası, dayanışması her sokakta, her meydanda, her kavga alanında tüm zorlu koşullara rağmen kendi varlığını gösteriyor, göstermeye de devam edecek!
Geçtiğimiz Şubat ayında yaşanılan depremde de Denizlerin bayrağı, mücadelesi, dayanışması halkaların yaralarını sarmak ve yaşamı yeniden inşa etmek için oradaydı!
Depremin bir katliama dönüştüğü, yüz binlerce canımızın enkazın altında kaldığı, yakınlarımızı, yoldaşlarımızı enkazın altında soğuktan donarak kaybettiğimiz bugünlerde, halkı ölüme terk eden faşist devlete karşı mücadeleyi büyüten devrimcilerdi, Denizlerin devrimci iradesiydi. Biz devrimci gençliğe mücadele etme, kavgada en önde olma geleneğini miras bırakan Denizleri takip etmenin önemi depremin katliama dönüştürüldüğü bu günlerde daha iyi ortaya çıkıyor.
Faşist devlet, yaşanılan bu büyük depremde halkların, işçilerin, emekçilerin,gençlerin acısına ortak olmak, yaralarını sarmak için hiçbir şey yapmadığı gibi şimdi de emekçilerin, halkların gündemini seçimlerle boğmuş durumda. Burjuva seçimlerin bir kurtuluş yolu olduğunu bahseden dinci faşizm, burjuva muhalefet, açlığı, yoksulluğu ortadan kaldıracak vaadlerle halkları, gençleri kandırmak için sahnedeler. Toplumsal tüm kesimlere yalan söylüyorlar, ama nafile! Emekçilerin bu yalanlara karnı tok! Seçim sabahı hiçbir şeyin değişmeyeceğini; baskının, açlığın, işsizliğin hiç artmadan devam edeceğini her birimiz bu kanlı tarihten biliyoruz.
Depremin sömürü ve rant düzenine çevrildiği, seçimlerin, sandığın, meclisin kurtuluş olduğu safsatasının söylendiği bu tarihsel süreçte gerçek kurtuluş yolunu biz söyleyelim:
Kurtuluş, gençliğin, emekçilerin, kadınların, işçi sınıfının kendi ellerinde!
Kurtuluş devrim ve sosyalizm mücadelesinde!
Kurtuluş sokakta amansız mücadele etmekte!
İşte böylesi bir süreçte, bizleri tüm bu insanlık dışı politikalarıyla katleden ve sömürenlere karşı; Denizleşmeli, Denizlerin kavga bayrağını yukarı taşımalı ve bu sistemi yerle bir etmeliyiz!
İdamlarının 51. Yılında, kurucu önderlerimizi, yoldaşlarımızı anmaya; işçi, işsiz, öğrenci gençliği, genç kadınları kısacası gençliğin tüm kesimlerini davet ediyoruz.
Denizlerin Yolunda DÖB Saflarına!
Deniz Yusuf İnan Savaşa Devam!
Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)