Samandağ'da bu yıl 19.su düzenlenen Evvel Temmuz Festivali’nde Mücadele Birliği Platformu ve birçok devrimci kurum festival alanına stantlar açarak emekçi halklarla gençlerle bir araya geldi.
Festivalin ilk günü öğle saatlerinde, Devrimci Öğrenci Birliği olarak genç arkadaşlarla bir araya gelinerek süreç hakkında fikir alışverişleri yapıldı. Yoğun tartışmalarla geçen konular sonunda ortak kararlar alındı.
Festival, saat 16.00 ve 18.00'da yapılan iki panelle devam etti. Bu panellerden ilki “Türkiye'de yeni rejimin inşası ve sosyal politik durum üzerine yansımaları”, diğeri ise “Ortadoğu'da değişen siyasal dengeler ve ülkemize etkileri” oldu.
Akşam etkinliklerinde tüm devrimci kurumlar festival alanında stantlarını açarak halklarla buluştu. Ve son olarak sahneye Kaldırım Müzik Topluluğu çıktı ve her dil ve kültürde şarkılarını seslendirdi. İlk gün halaylarla son buldu.
Festivalin ikinci gününe; son dönemde çocuk istismarlarına yönelik bir olay yaşanması üzerine, Mücadele Birliği Platformu’nun çağrısıyla tüm devrimci hareketlerle bir görüşme yapıldı.
14 Temmuz Cumartesi günü saat 20.00'da, Samandağ'da bulunan Hıdır Türbesi’nden festival alanına doğru yürüyüş ve basın açıklaması yapıldı. İkinci gün de bir panelde bir araya gelindi. “Barbarları beklerken, Şiirin itaatsizliği-Şairin uzlaşmazlığı üzerine bir diyalog” başlıklı panel, halk tarafından yoğun ilgi ile karşılandı.
Şairler Sezai Sarıoğlu, Dolunay Aker, Vecdi Erbay, Eşref Yener yaptıkları konuşmalarla, “aydın” diye tanımladığımız insanların bu süreçte ya da toplumsal olaylarda nerede hangi konumda bulunması gerektiğini tartıştı.
Panelist Dolunay Aker, Fransız Şair Artour Rimbaud'un Paris komünü sırasında söylediği bir cümleyle bu tartışmayı renklendirdi. “Paris işçileri sokakta iken ben bir şair olarak grevdeyim ve onların yanındayım” diyerek Paris komünü sırasında işçilerle birlikte barikatlarda savaşıp ölümsüzlüğe yolculuk etmiş olduğunu anlatarak, ülkemizde de bu tip şairlerin olduğunu söyleyip, Nazım hikmet gibi şairlerden, edebiyatçılardan örneklerle konuşmasını sonlandırdı. İkinci bölümde şairler kendi şiirlerinden birkaç örnek sunarak paneli sona erdirdi.
Akşam etkinliklerinde Ayışığı Sanat Merkezi emekçileri tarafından Önsöz kültür sanat dergisi, Mücadele Birliği okurları tarafından da Mücadele Birliği Gazetesi emekçilerle buluşturuldu.
Akşam saat 22.00'da 14 Temmuz günü yapılacak eylem için tüm devrimci kurumlarla birlikte ajitasyon konuşmalarıyla Hatay halklarına eyleme ve örgütlenmeye çağrılar yapıldı.
Üçüncü gün öğle saatlerinde Mücadele Birliği gazetesi emekçi halklarla buluşturuldu ve süreç üzerine geniş sohbet edildi herkesle. Halklarla birlikte fikir alışverişlerinde bulunuldu. Cumartesi günü çocuk istismarına yönelik yapılacak yürüyüş için bildiriler, ajitasyon konuşmalarıyla halka ulaştırıldı.
Hazırlanan bildiride şöyle diyordu:
''Her gün taciz, tecavüz, çocuk istismarı ile güne uyarıyoruz. Son dönemde taciz, tecavüz büyük bir artışla devam etmektedir. Bizlerin bildiği; taciz, tecavüz olayları devletin sosyal medyadan saklayamadıklarıdır. Dinci faşist iktidar taciz, tecavüz olaylarının üstünün kapatılması için elinden gelen bütün gayreti göstermektedir. Tacizcinin, tecavüzcünün aklanabilmesi için yine elinden gelen bütün gayreti sergilemektedir. Bütün yaşananların sorumlusu dinci-gerici faşist iktidardır. Geçmişe baktığımızda "bir kereden bir şey olmaz" diyen bakan, 6 yaşındaki çocuklarda evlenebilmek için Fetvalar veren din adamları, devlet tarikatlarında tacize, tecavüze uğrayan bize şunu gösteriyor ki bunun tek sorumlusu devlettir. Devletin bu sözleri Leylalarımızın, Eylüllerimizin, Özgecanlarımızın, Gizemlerimizin katilleri referans olmuş ve cesaret vermiştir.
Tacizcinin, tecavüzcüyü destekleyenleri karşı bizler bugün bugüne yapmalıyız?
Bütün bu olaylara karşı toplumsal duyarlılığın arttırılması, kitlesel şekilde sokaklara inerek mücadele edilmesi gerekmektedir. Bizler çocuklarımızı ancak bir arada olarak koruyabiliriz. Bizler taciz, tecavüz sorunun çözümü için sorun yaratan yıkıp yerine yeni çözümler getirmeliyiz. Bu ise ancak birlikte bir mücadele ile, DEVRİM ile gerçekleşir.''
Dördüncü gün; festival çalışmaları güne gergin başladı. Alanda yapılacak ve Nuriye Gülmen'in katılacağı panel, devlet tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden yasaklandı ve sabah saatlerin itibaren tüm sahil polis ablukasına alındı. Panelin saati yaklaştıkça polis ekiplerinin sayısı da arttı. Panelin yapılacağı kafeye girmeye çalışan 4 devrimci arkadaşımız işkence ile gözaltına alındı ve emniyet ekipleri çevrede bulunan herkesi ''Kim slogan atarsa gözaltı yapılacak” diye tehdit edilerek alandan uzaklaştırılmaya çalışıldı. Festival alanında başka bir kafede HDP Milletvekilleri Barış Atay ve Tülay Hatimoğulları' nın paneli başlamak üzere iken vekiller, bu olaya müdahale etmeye çalıştı ancak gözaltılar engellenemedi. Gözaltına alınanlar iki saat sonra serbest bırakıldı.
Saat 17.30'da HDP Milletvekilleri Barış Atay ve Tülay Hatimoğulları'nın katılacağı “Seçim sonuçları ve Sol siyaset ve yeni sistem” başlıklı panel başladı. Yoğun katılımlı geçen panelde hararetli tartışmalar yaşandı. Panelin son anlarına doğru bir genç, panelistlerin arkasına geçerek rabia ve bozkurt işareti yaparak ''biz buradayız, gelin bakalım'' diye bağırmasıyla ortam gerginleşti.
Yapılan bu provokasyonun nedeni çok bellidir. Samandağ'da yaşayan Arap Alevi halkına bir gözdağı vermek ve saat 20.00'da yapılacak yürüyüşe katılımı engellemekti. Ancak devlet bir kez daha yanıldı. Arap Alevi halkı bu provokasyonu savuşturdu ve yürüyüşe katılım için toplanma alanına gelindi.
Yürüyüş öncesinde yürüyüşe katılacağını söyleyen HDP’li vekillerden biri “yürüyüş yapılmaması, sadece basın açıklaması ile sona erdirilmesi”ni önerdi. Ancak eylem kararını alan kurumlar (biri hariç) eylemin planlandığı gibi yapılması ve karardan dönülmeyeceğini söyleyerek vekillere “Katılıp katılmamakta özgürsünüz biz düşündüğümüz şekilde yürüyüşümüze başlıyoruz” denildi; yürüyüş korteji oluşturuldu.
Vekillerin de katıldığı yürüyüşte ''Çocuk istismarına karşı çözüm BİRLEŞİK MÜCADELE'' pankartı açıldı. Yürüyüş sırasında çocuklara yönelik birçok ajitasyon konuşmaları yapıldı, çözümün ne olduğu ve nasıl olması gerektiği anlatıldı. Yürüyüşe halkın katılımı çok yoğundu. Yürüyüş sonunda okunan basın açıklamasıyla eylem sona erdi. Daha sonra akşam yapılacak etkinlikler için çalışmalara başlandı.
Bir Evvel Temmuz festivalini daha geri de bıraktık. Her yıl festival programında farklı değişiklikler yaşanıyor. Bu değişiklikler, Evvel Temmuz kültürünü sarsan bir yerde durmakta. Bizlerin yapması, gereken kültürümüz korumak için, her yıl bu festivali renkli kılmaktır. Arap Alevi halkının bu kültürünü yaşatarak, ülkede ve dünyada yaşanan toplumsal olaylara buradan ses çıkartıp tüm dünya halklarıyla birlikte mücadeleyi büyütmek zorundayız.
Mücadele Birliği Platformu / Antakya