KESK İstanbul Şubeler Platformu, TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerini Beşiktaş'taki TÜİK Bölge Müdürlüğü önünde "TÜİK Elini Cebimizden Çek" diyerek protesto etti.
KESK İstanbul Şubeler Platformu, TÜİK'in iktidarın gizlediği enflasyon rakamlarını düşük göstermek için gerçeği yansıtmayan veriler açıklamasını Beşiktaş'taki TÜİK Bölge Müdürlüğü önünde "TÜİK Elini Cebimizden Çek" diyerek protesto etti.
Hükümetin uluslararası yerli sermayenin varlık sebebi olan neo-liberal politikaları tavizsiz uyguladığını Bundan sonraki süreçlerde de bu politikaları uygulamaya devam edeceğini Orta Vadeli Programda (OVP) ilan ettiğini belirten Zeynep Kışlak Yıldırım, iktidarın sermaye yanlısı ve emekçi düşmanı bu politikalarının toplumun çoğunluğunu oluşturan kamu emekçileri, kamu emeklileri, asgari ücretliler için bitmeyen bir kâbus olmaya devam ettiğini söyledi.
"İktidarın Düşük Ücret Verme Aparatı TÜİK"
2025 yılının bütçe görüşmeleri 15 Ekim itibarıyla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlayacağını, fakat iktidar tarafından 5 Eylül 2024 tarihinde açıklanan Orta Vadeli Programda (OVP) belirlenen kıstaslarda bir bütçe hazırlayacağını, dolayısıyla emekçi ve yoksul düşmanı ve sermaye yanlısı ekonomik programa sadık kalacağını ilan ettiğini ifade eden Yıldırım "Biz emekçiler, yoksulluk halk kesimleri itiraz etmedikçe, hakkımız olanı istemedikçe daha fazla yoksullaşmaya devam edeceğiz. Bunun için iktidarın ekonomik programından mağdur olan bizler, iktidarın bizlere düşük ücret vermede bir aparat olarak kullandığı TÜİK’i tüm illerde protesto ediyoruz" dedi.
"Kamu Emekçi Maaşı 2001'de 24 Çeyrek Altın, 2024'te 8,85 Çeyrek Altın"
İktidarın göreve geldiği 2001 krizi ortamında, bir kamu emekçisinin, asgari ücretin 2,92 katı ücret alırken bugün ancak 2,01 katı ücret alabildiğine yine, aynı dönemde ortalama bir kamu emeklisi asgari ücretin 2,67 katı maaş alırken bugün ağırlıkla asgari ücret ve asgari ücretin altında ancak maaş alabildiğine dikkat çeken Yıldırım, "İktidarın dilinden düşürmediği o eski Türkiye’de asgari ücret alan bir emekçi, aldığı ücretle 12 çeyrek altın alabilmekteydi. Diğer bir deyişle bu iktidarın sürekli kötülediği eski Türkiye’de ortalama bir kamu emekçisi aldığı maaşla 24 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 20 çeyrek altın alabiliyorken, 2024 Ağustos’ta ise bir kamu emekçisi aldığı maaşla 8,85 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 3,81 çeyrek altın alabiliyorken, asgari ücret alan bir emekçi ancak 3,68 çeyrek altın alabilmektedir" diyerek emekçilerin alım gücünün nasıl düştüğüne dikkat çekti.
"TÜİK'in Verileri Piyasa Gerçekliğlnden Uzak"
2003 yılında en düşük emekli maaşı asgari ücretin %47 daha fazlası iken, bugün ise 12.500 TL olan en düşük emekli maaşı asgari ücretin %36’sı olduğunu söyleyen Yıldırım, kamu emekçileri, emeklileri ve asgari ücretlilerin çok az bir gelirle hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirterek iktidar uygulamaya koyduğu bütçelerde emekçilere daha az kaynak ayırırken, diğer taraftan emekçilerin düşük gelirler elde etmesinde bir aparat olarak kullandığı TÜİK’e piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklatarak, düşük ücret politikasını hayata geçirdiğini ve emekçilerin sürekli bir şekilde yoksullaştırıldığını vurguladı.
Yıldırım, TÜİK’in uzun yıllardır piyasa gerçekliğinden uzak, iktidarın düşük ücret politikalarıyla uyumlu enflasyon verileriyle emekçilerin alın teri ve hakkı olan ekmeğini sofrasından çaldığını bir yandan da temel insan hakları içinde yer alan ve ücretsiz olarak verilmesi gereken sağlık hakkı, eğitim hakkı ve nitelikli kamusal hizmetler ulaşılamaz hale getirilerek, ağır vergilerle de kronik olarak yoksullaştırıldığını söyledi.
KESK olarak örgütlü bulundukları bütün illerde başta TÜİK kurum başkanı, başkan yardımcıları ve diğer sorumluları, kanunun kendilerine vermiş olduğu görevleri eksiksiz yerine getirmeye davet ettiklerini belirten Yıldırım, "TÜİK yetkililerinin 2022’den beri açıklamaktan imtina ettikleri gıda fiyatları verilerini düzenli bir şekilde kamuoyunla paylaşmaya ve piyasada oluşan gerçek veriler üzerinden enflasyon oranlarını açıklamaları gerektiğini söyledi.
*Gerçek Verileri Paylaşmayan TÜİK Yetkilleri Hakkında Suç Duyurusunda Bulunacağız"
Aksi takdirde TÜİK'in iktidarla emekçileri yoksullaştırmak üzere veri paylaşmamalarını sürekli teşhir edeceklerini ve kanunun kendilerine yüklemiş olduğu görevleri kötüye kullandıkları gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunmaya devam edeceklerini ve yine görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı haklarında dava açarak, hukuki yollardan da haklarımızı aramaya devam edeceklerini vurgulayan Yıldırım "TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarıyla mağdur olan tüm kesimleri haklı mücadelemizde birlikte olmaya çağırıyoruz" dedi.