Bir çok iş kolundan bir araya gelen sendika temsilcilerinin öncülüğünde "Hakkımı Ver!" Kampanyası başlatılıyor. Kampanya halka ve ve işçi sınıfına karşı iktidar destekli sermaye saldırılarına dur diyebilmek, sesimizi daha geniş kesimlere duyurabilmek ve taleplerimizi iktidara kabul ettirebilmek amacını taşıyor.
Farklı iş kollarında örgütlenen 20'ye yakın sendika temsilcileri öncülüğünde "Hakkımı Ver!" Kampanyası başlatılıyor. Sendika Temsilcileri, Hakkımı Ver Kampanyası'nı yazılı bir açıklama ile duyurdu.
"İktidar Halka Savaş Açtı!"
"Hep birlikte 'Hakkımı Ver' demeye, herkesi 'Hakkımı Ver' kampanyasını iş yerlerine ve tüm memlekete yaymaya çağırıyoruz" başlığıyla yayınlanan açılamada "İktidar halka savaş açtı! Elimizde hak olarak geriye ne kaldıysa almak, emeğimizi değersizleştirerek sömürmek, coğrafyamızın her köşesini maden ve enerji şirketlerinin yağmasına açmak için saldırıyorlar" denilen açıklamada bu saldırıların amacının çokuluslu şirketlerin kârlarını arttırmak, yerel uzantılarını semirtmek, güvencesizliği, geleceksizliği, iş cinayetlerini hakim kılmak, zengini daha zengin yoksulu daha yoksul hale getirmek olduğuna işaret edildi.
Mevcut sömürü düzeninin halkın elinde kalan haklarına göz dikmek, emeği ucuzlatarak sermayeye yatırım çağrısı yapmak, her tarafı maden ve enerji sahası haline çevirmek dışında bir yola izin vermediğini ve düzeni devam ettirmek için başka yolları olmağı ifade edildi.
"Ülkenin Her Yerinde Yeni Emek Mücadeleleri Boy Veriyor"
Sermayenin ve iktidarın saldırıları karşısında işçilerin emekçilerin direnişe geçtiği dört bir yanda gerçekleşen işçi direnişleri, çevre direnişleri, çiftçi eylemleri, yoksulluk ve hayat pahalılığına karşı gösterilen tepkiler sayesinde ülke haritasının bir direniş haritasına dönüştüğü ifade edilerek As Plastik, Polonez, Fernas Madencilik, CarrefourSA, Akcanlar Tekstil, Lezita, Mersen, MKB Rondo, Eker, Elba Bant, Sarar, Tarkett, Bekaert, Tolsa, Filieda işçilerinin direnişlerine değinildi.
"İşçi ve Emekçiler Yeni Bir Yok Arayışında"
Diğer yandan özel sektör öğretmenlerinin taban maaş talepleri ve yaz aylarında Ankara’da gerçekleştirdiği nöbet eylemi, kamuda ve belediyelerdeki taşeron işçilerin kadro hakkı talebi, öğretmenlerin “eğitimden tasarruf olmaz” diyerek yürüttüğü mücadele, ve açlık sınırının çok altında yaşamaya mahkum edilmek istenen emeklilerin mücadelesine değinilerek Türkiye işçi sınıfının mevcut politikalardan hoşnutsuzluğunu, mücadele eğilimini ve toplumun en geniş kesimlerine hitap eden yeni bir yol arayışını ifade ettiği vurgulandı.
"Ülkenin Dört Bir Yanında Halk Topraklarını Savunuyor"
Afyon’da, Ordu Ulubey’de, Aybastı’da, Trabzon Araklı’da, Tokat Şehitler köyünde, Sivas Bakırtepe’de Diyarbakır Hasandin’de, Artvin Arhavi’de ve Cerattepe’de maden şirketlerine karşı direnenler, Antalya Doyran’da, Giresun Çanakçı’da, Trabzon Hayrat’ta, Çemişgezek’te, Polatlı’da HES’lere, İzmir Çeşme’de, Karaburun’da, Samsun Hacıdede köyünde, Aydın’ın Dağyeni köyünde, Savşat’ta, Kocaeli Kandıra’da, Salihli’de, İstanbul’un Kuzey Ormanları’nda GES, RES, JES projelerine karşı halkın eylem ve direnişlerine değinilerk halkın topraklarını savunmak için mücadele verdiği ifade edildi.
"Ormanlarını Savunan Cankurtaran Köylülerine Özgürlük"
Borçka ve Hopa arasında kalan Cankurtaran’da maden arama çıkartma faaliyetlerinin zeminini hazırlamak için Mesire Alanı Projesi adı altında yapılmak istenen doğa katliamına karşı köylüleriyle birlikte yaşam nöbeti tutan Reşit Kibar'ın, yağmacı şirketlerin tuttuğu, devlet destekli bir çete tarafından öldürüldüğü belirtilen açıklamada Bir kez daha anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Cinayet karşısında susmadığı, sinmediği, adalet istediği için tutuklanan Dursun Ali Koyuncu’ya, Mutlu Akyüz’e ve Yıllar Kibar’a özgürlük istiyoruz" denildi.
"Tarımın Tasfiyesine Karşı Üreticilerin Eylemleri Yayılıyor"
Bursa Karacabey’de yol kesen domates üreticileri, Balıkesir, Bilecik, Kahramanmaraş, Gaziantep, İzmir ve Aksaray’da traktörleriyle konvoylar düzenleyen üreticiler, maliyetin altında satış fiyatlarını protesto eden Rize, Konya, Eskişehir, Yozgat ve Burdur’lu üreticilerin eylemleri hatırlatılarak tarımın tasfiyesine karşı gelişen tepkilerin ne kadar yaygınlaştığına işaret edildi.
"Yoksulluğa Mahkum Edilen Emekçilerin Öfkesi Büyüyor"
Eğitim, sağlık, barınma, ulaşım ve diğer temel hakları alınır satılır hale getirilerek hak olmaktan çıkmış, düşük ücretleri enflasyon karşısında daha da eriyen, gıda başta olmak üzere hayat pahalılığı karşısında ezilen ve yoksulluğa mahkûm edilen emekçi halkın öfkesinin her geçen gün büyüdüğü ifade edilen açıklamada "Elbette susmuyoruz, sayısız direnişle karşı çıkıyoruz. Biliyoruz ki, tüm bu yaşananlar birbirinden kopuk ve bağlantısız değil. Çokuluslu şirketlerin çıkarları doğrultusunda bizzat iktidar tarafından gerçekleştirilen saldırıların parçaları. Saldırı tek, direniş çok ama parçalı. Ancak yan yana, birlikte ve dayanışma içinde olursak güçlü oluruz. Bu yüzden bütün itirazlarımızı, tepkimizi, taleplerimizi saldırının merkezine yöneltme zamanı geldi" denildi.
"Adresin Ankara Olduğunu Görüyoruz"
"Soma’dan yola çıkan madencilerden, “Hatay’ı gör” diyerek Meclis’e gelen depremzedelerden, Meclis önünü hak nöbeti alanına çeviren öğretmenlerden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüne dayanan tekstil ve maden işçilerinden öğrenerek adresin Ankara olduğunu görüyoruz" denilen açıklamada, bizzat iktidar tarafından kurgulanan, Mehmet Şimşek tarafından uygulanan, OVP’de ve 12. Kalkınma Planını’nda belirlenen yeni yoksullaştırma, güvencesizleştirme ve sömürü yöntemleri olan saldırılara karşı birlikte mücadele etmek gerektiği vurgulandı.
Açıklamada kampanya kapsamında,
1) Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında kıdem tazminatının gasp edilmesine,
2) İş kanunda değişiklik yapılarak belirli süreli iş sözleşmesiyle esnek ve güvencesiz çalıştırılmanın yaygınlaştırılmasına,
3) Asgari ücret zammının hedef enflasyonla belirlenerek yoksulluğa mahkûm edilmeye, 4) Maden arama faaliyetlerinin “kamu yararına faaliyet” olarak tanımlanarak yağma ve talanın yaygınlaştırılmasına,
5) Kemer sıkma politikalarının sonucu eğitim, sağlık, enerji, barınma gibi temel hakların daha fazla paralılaştırılmasına, yeni vergi ve fatura zamlarıyla soyguna karşı,
Hep birlikte “İnsanca yaşam, güvenceli çalışma hakkımı ver!” diyerek mücadele yürütüleceği ifade edildi.
"Sesimizi Sözümüzü Taleplerimizi Ankara'ya Taşıyacağız"
Sömürüye ve yoksulluğa karşı “Hakkımı ver” diyen, mücadele eden herkesi bu söz etrafında aralık ayına kadar birlikte hareket ederek var olan mücadele ve direnişleri daha da büyütmeye, yaygınlaştırmaya ve tüm bu direniş ve mücadelelerde yer alan herkesi aralık ayında sesimizi, sözümüzü, taleplerimizi Ankara’ya taşımaya çağırıyoruz. Herkesi imzacı olmaya davet ediyoruz." denildi.
Hakkımı Ver Kampanyası Çağrıcıları:
Eren Edebali - Öğretmen Sendikası Genel Başkanı
Gökay Çakır - Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı
Neslihan Acar - DGD-SEN Genel Başkanı
Süleyman Keskin - DİSK/Enerji-Sen Genel Başkanı
Şahin Başaraner - KATAŞ-SEN Genel Başkanı
Süleyman Şen - PTT-SEN Genel Başkanı
Nizamettin Tekin - OTİS Genel Başkanı
Mahinur Şahbaz - Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı
Feriha Ceylan - DİSK/Emekli-Sen Sancaktepe Şube Başkanı
Cumali Bolat - DİSK/Dev Sağlık-İş Yönetim Kurulu Üyesi
Mustafa Adnan Akyol - Yapı Yol-İş Sendikası Genel Başkanı
Tolga Balcı - DİSK/Basın-İş Genel Sekreteri
Ahmet Çakır - DİSK/Enerji-Sen Yönetim Kurulu Üyesi
Yaşar Aynacı - DİSK/Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi
Şivan Kırmızıçiçek - Türk-İş/Petrol-İş Gebze Şube Başkanı
Hüseyin Türkmen - DİSK/Dev Sağlık-İş Çukurova Şube Başkanı
Olcay Karabulut - DİSK/Enerji-Sen 1 No’lu Şube Başkanı
Kadim Fırat - TABİB Gönüllüsü
Binali Ağar - TABİB Gönüllüsü
Aykut Günel - Türk-İş/Selüloz-İş Örgütlenme Uzmanı
Hakkımı Ver Kampanyası İki aylık bir süreçte ülkenin dört bir yanında devam edecek. Kampanya kapsamında bilgilendirme toplantıları, duyuru afişleri, paneller, söyleşiler, eylemlerle kamuoyu yaratmak hedeflenecek.
Kampanyanın son noktası ise asgari ücret görüşmeleriyle bütçe görüşmelerinin devam ettiği aralık ayında tüm taleplerin birleşeceği bir şekilde Ankara’da yapılacak eylemlilik olarak hedefleniyor. Başta işçiler olmak üzere yoksullaştırma saldırılarına, doğa katliamlarına maruz kalan tüm toplumsal kesimleri yanyana getirmeyi hedefleyen Ankara buluşmasının çağrısı ilerleyen günlerde yapılacak.
Kampanya süreci “Hakkımı Ver” ortak sloganı etrafında ortak araçlarla (bildiri ve afiş vs.) Kampanyanın talebini, sesini bu kampanya aracılığıyla duyurmak isteyen herkese açık şekilde ilerlemesi hedefleniyor. Bugün belirli sayıda sendika temsilcisinin imzasıyla başlayan bu çağrı önümüzdeki günlerde aydınlardan sanatçılara, akademisyenlerden gazetecilere ve tüm toplumsal kesimlere imzacı olma çağrısında bulunmaya devam edilecek ve kampanyanın en geniş kesimlerce sahiplenerek büyütülmesi hedefleniyor.