3.Havalimanı’nda aşağı yukarı 4 yıldır çalışıyorum. Proje bittikçe firma değiştiriyorduk. Bu nedenle de aralarında Bilal Erdoğan’ın firmasının da olduğu birçok taşeronda çalıştım. Ama bu zamana kadar hiç işten çıkarılmamıştım. Ne zaman ki 3. Havalimanı açıldı, bu zamana kadar hiçbir sıkıntı yaratmamış olan geçmiş soruşturmalarım karşıma gelmeye başladı.
15 sene önce işçi eylemlerinde gözaltına alındığım için, bugün işten kovuldum. Valilik tarafından yapılan soruşturma sonucunda Kalyon İnşaat, alt birimlerine isim listeleri göndererek iş akitlerimizin son bulmasını dayatmış. Tamamen tepedeki şirketlerin kendileri için duydukları bir korkunun sonucu bu aslında.
Sonuçta yaşamımız devam ediyor. Bundan 15 sene önce yaşanmış gözaltıdan tutuklanmamışım bile. Böyle bir şeyin sonucunda işçi kıyımı yapmaya kimsenin hakkı yok. Tamamen tepeden inme bir uygulamadır bu.
Bir “suç”un cezasının karşılığı bir seferdir. Aynı suçtan 3-5 defa cezalandıramazsınız. Siz de bilirsiniz, belirli bir zaman aşımından sonra kaydınızın silineceği söylenir, böyle bir şey yok. Adli sicimiz tertemiz, arşiv kaydımız yok, ama devlet yasa dışı bir şekilde seninle ilgili tüm bilgileri toparlıyor, elinde tutuyor. Gerektiği zaman defalarca kez artı bir cezalandırmaya dönüştürüyor. Yani bir insanı bütün hayatı boyunca cezalandırıyor.
Ben cezaevine girmiş bile olsam dahi, devletin bana iş bulma zorunluluğu var. Ahkam kesiyorlar, “eski mahkumları topluma kazandırma” diye bağırıyorlar, ama bu bir hikaye. Mağdur olan biziz. İşçiler kendi aralarında örgütsüz ve dağınık olduğu sürece, sadece kendi başımıza geldiğinde bir şeylere ses çıkardığımız sürece bu böyle devam edecek.
İşin asıl sorumluları biziz. Böyle devam ettiğimiz sürece sermaye sahipleri bizim hayatlarımızla ilgili karar verirken bu kadar rahat olmaya devam edecekler.