ABD’de çok sayıda Kızılderili koruma bölgesinin bulunduğu Güney Dakota eyaletinin en büyük şehri Sioux Falls, coronavirüs salgınında bir anda bakışları üzerinde topladı.
Onbinlerce işçinin olduğu üretim alanında 80 dil konuşuluyor, ortalama saat ücreti ise 14-16 dolar civarında. Çalışma saatleri uzun, yapılan iş zor. Ve işçiler fiziksel olarak birbirine çok yakın çalışıyor.
Yerel bir gazetede 25 Mart’ta işçi bir kadın olan Julia’nın gönderdiği mesajda Smithfield fabrikasında Covid-19 pozitif vakanın olduğu ve fabrikanın üretime devam ettiğini yazdı. Bahsedilen fabrika, Güney Dakota eyaletinin Sioux Falls kentinde domuz ürünleri üretiyor.
Haberin yayınlanması üzerine fabrika yönetimi bir Covid-19 virüsü taşıyan bir işçinin olduğunu ve kendisinin evde 14 gün karantinasında olduğunu, tesisin ise dezenfekte edildiğinden bahsetti.
Tıpkı bizde olduğu gibi, kapitalizmin merkezlerinin başında gelen ABD’de de “kritik altyapı sanayi” olarak tanımlanan kategorideki fabrikada üretime devam edildi. Yani kapitalizmi besleyen ana damarlara kan taşıdık ve bize yapılan muameleler ile adeta, “bu akış sizin teker teker canlarınızdan daha hayati önemdedir” dendi.
Julia, haberi basına sızdırarak Smithfield Fabrikasının kapanması için baskı kurmaya çalışmıştı, ama üretim devam etti. Vaka sayısı 80'e, 190'a, 238'e yükseldi.Güney Dakota eyalet valisinin baskısı üzerine fabrika 15 Nisan'da kapandığında ABD'nin bir numaralı salgın kaynağı haline gelmişti. Eyalet çapındaki toplam vaka sayısının yarıdan fazlası fabrika kaynaklıydı. Bu rakamlar, pozitif çıkan ilk vaka hastanede öldüğü gün ilan edilmişti. Toplamda 54 bin işçi çalıştıran Smithfield fabrikasında çalışanların çoğu da Myanmar, Etiyopya, Nepal, Kongo ve El Salvador gibi ülkelerden gelmiş mülteciler ve göçmenler...
İşçiler olarak korkusuz olduğumuz için her gün üretim alanlarına gidiyor değiliz. Aksine, kendimiz ve ailelerimiz için kaygıyla çalışıyoruz. Hastalık ve iş kazaları gölgesinde geçim zorluklarıyla mücadele ediyoruz. Virüs çıktığında fabrika çalışmayı belli tepkiler sonucu durdurmuş olsa da, bu diğer yönüyle hayvancılıkla uğraşanlara yıkım olarak döndü. Zira 550 farklı çiftlik sahibi fabrikaya domuz satıyor.
Bizim derdimiz kapitalistlere akıl vermek ve onlardan bizi daha adil sömürmelerini istemek değil. Burjuvalar iktidara geldiğinden beri ödediğimiz vergiler nerede? Üretim alanlarında bizi sömürenlerin borçları silinirken iki aylık faturalarımız nedeniyle neden bizim doğalgazımız kesildi...
İşçi sınıfı olarak yaşamı üretirken kendi değerimizin bir hiç olduğu kapitalist sistemin gerçek yüzünü gördük. Bir ömür vererek alınteriyle aldığımız bir en bize ve sevdiklerimize mezar haline geldi. Bunu unutmayacak affetmeyeceğiz..