< Neymiş? Ülke Zordaymış!...

Merhaba İşçi Yoldaşlar,

Kinimiz, öfkemizyüksek. Dünya çapında Covid-19 virüsüyle uğraşırken, aynı zamanda çökmek üzere olan kapitalizmin çırpındıkça boğazına kadar battığını görmekteyiz. Kapitalizm ayakta kalabilmek için halkları öldürmekte, yoksul sınıf üzerindeki sömürü ve baskılarını sürdürmekte ve artırmakta.

Ülkemizde ise farklı şeyler olmuyor. Tam tersine burjuvazi iktidarıyla birlikte belki de dünya tarihinin işçi sınıfı üzerindeki baskı, ölüm ve zulmüyle yönetsel anlamda en ahlaksız en basiretsiz dönemine tanıklık etmekteyiz. Kaiptalizmin kokuşmuş dünyasını yaşanabilir bir dünyaya çevirebilecek tek sınıf dünyanın ve yaşamın gerçek sahibi, vareden, yaratan işçi sınıfından başkası olamaz. İşçi sınıfı adına zafer yakındır.

Yoldaşlar,

25 Yıllık işçilik hayatımda zaman zaman ekonomik krizler oldukça çıkar yol bulabilmek için farklı şekilde işçilerin haklarına saldırılarda bulunduğunu gördüm. Ama karşısında işçi kitlelerini ve eylemlerini gören iktidara bir şekilde geri adım attıran yine sınıf tavrımızla alanlarda olduk. Yine son tahlilde, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile işçiyi zora soktukları yetmezmiş gibi gözlerini alçakça, riyakarca işçinin, emekçinin alınterine diktiler. Kıdem Tazminatının fona devri yine gündemde.

Peki, Kıdem Tazminatı nedir? Tek kelimeyle, işçinin bir sene boyunca çalışmasının ve yıpranmasının karşılığıdır. Düşünsenize, ben bir işçi olarak bir sene boyunca çalışacağım. Ben 12 ay boyunca asgari ücret (yani en düşük ücret) alacağım, benden her ay boyunca maaşımın 1/3’ini zaten vergiyle alacak. Yetmiyormuş gibi maaşın geri kalan kısmıyla bile yediğim, içtiğim, giydiğim herşeyden verginin vergisini alacak, o da yetmedi. Benim bir yıl boyunca yıpranmamın karşılığı olan Kıdem Tazminatımı fona devredecek.

Benim yoruldğumda, yıprandığımda, sakat kaldığımda, hatta öldüğümde tek garantim olan yıllık çalışmamdan alacağım 30 günlük yıpranma payının 15 gününü kendi kasasına atacak! Neymiş? Ülke zordaymış!

Soruyorum size yoldaşlar, hangi ülkeden bahsediliyor? Verginin vergisini ödediğimiz işçi düşmanı tavrıyla sadece burjuvazinin çıkarını düşünen ülkeden mi? Azıcık nefes aldığımız ormanları kesen, piknik alanlarını, deniz kenarlarını, plajları ve kendi memleketimizde bile giderken benden turistmişim iğneden ipliğe para alan faşist ülkeden mi?

Yoldaşlar sizlere son diyeceğim şudur ki, bizler birlik olmaz isek, bu asalak vampirler bizlerin maaşlarına ile el koyarlar. Bizlerin örgütlenmekten başka çaresi yok. Dünya üzeirnde bir ateş yanıyor. Kapitalizm yanıyor ve bizler bu ateşin kıvılcımı olursak ancak yaşanacak bir dünyayı mümkün kılarız. Aksi halde bu sistemin kölesi olmaktan kurtulamayız.

Kıdem Tazminatı Haktır Asla Gasp Edilemez!

İşçiler Birleşin Devrim İçin Savaşın!

Kahrolsun İşçi Düşmanı Burjuvazi ve Onun İktidarı

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

İstanbul’dan Bir İşçi