Sevgili arkadaşlarım, yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istedim. Dün bir işyerine bir arkadaşımın tavsiyesiyle iş görüşmesine gittim. Bendeki özelliklerin onların kriterlerine uygun olduğunu söylediler.
Her şey tamam, formu doldurdum. Adam, “Ha ismin Ali Ekber’miş. Erenlerden misin” dedi. “Evet” dedim, “babam dededir”. “Ya sen?” “ben değilim” dedim… “Nasıl yani” dedi, “ben komünistim” dedim. Bozuldu. Formu masaya bıraktı. “Sen burada örgütlenme de yaparsın” dedi. “Sen sordun ben cevap verdim” dedim. “Senin bana soracağın soru değil bunlar” diye ufak bir atışma sonrası, “biz sana haber veririz” dedi.
Not, adam Aleviymiş... Şuna vurgu yapmak gerekir ki, yöneticinin, patronun nasıl rengi yoksa, biz işçi sınıfının da rengi yoktur sınıf dostlarım.
Ben 22 yıldır neredeyse her meslekte çalışmış bir emekçiyim ve maalesef ki kapitalizmin zor koşulları karşısında meslek değiştirmek zorunda kalmış, her mesleğin üstesinden de gelmişim… Hiç kuşku yok, işçi sınıfı her mezhepten. Esasında milliyetçilik yapan işçiler, tam da burjuvazinin planları arasında yerini alır...
Görüyoruz ki, patronunun Alevisi, Sünnisi, Kürtü yok… Ve bunu sadece hissettirmiyorlar bize, yaşatıyorlar...
Bizlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyimiz yoksa, onların çürümüş ırkçı düzenine daha iyi cevap vermek için, daha örgütlü hareket edip işçi sınıfının gücünü hissettirmeliyiz. Kahrolsun kapitalist düzenin varolmasına ayak olanlar… Yaşasın yoksul halklar ve emekçi işçi sınıfı..
Sarıgazi’den Mücadele Birliği Okuru Bir İşçi