Bir işçiyle sohbetimiz sırasında 1 Mayıs'ın onun için ne ifade ettiğini sorduk, sonrasında sohbet 1 Mayıs üzerinden devam etti. Konuştuklarımızı soru cevap şeklinde sadeleştirerek sizlerle paylaşıyoruz.
Önümüzdeki hafta 1 Mayıs İşçi sınıfının Kapitalizme Karşı Birlik Mücadele Ve Dayanışma Günü 1 Mayıs sizin için ne ifade ediyor?
"1 Mayıs İşçi Sınıfının Kapitalizme Karşı Birlik Mücadele Ve Dayanışma Günü" bu benim için çok önemli bir ifade. Ama özellikle yaşadığımız son 10 yıl 15 yılı düşündüğümde 1 Mayıs aynı zamanda ayaklanmaların ve zaferin fitilini ateşleyecek bir gün olduğunu düşünüyorum. Bu umutla da vahşi kapitalizme ve azgın, doymak bilmeyen sömürücü burjuva sınıfına karşı savaş halinde olduğumuzu görmek ona göre mücadele vermek ve bunu ciddiye almak gerektiğini düşünüyorum.
1 Mayıs'ta alanlarda oldunuz mu? Nekadar zamandır katılıyorsunuz?
Bir çok farklı iş kolunda çalıştım ve ilk kez 1996 yılında 1 Mayıs'a katıldım. O zamandan beri de sadece bir sene hariç tüm 1 Mayıs'lara katıldım.
Bu yıl 1 Mayıs'ta bulunduğunuz şehirde 1 Mayıs'a katılacak mısınız? 1 Mayıs nerede kutlanacak?
1 Mayıs beni hep heyecanlandırmıştır. 1 Mayıs'a mutlaka katılırım. Çünkü bence 1 Mayıs sıradan kutlama dışında iş cinayetleri, işsizlik, yoksulluk hatta açlık sınırı altında ücretlerin dayatılması ve onursuzlaştırılma gibi baskılara karşıda bir mücadeledir. Özellikle de bu dönemde bunca açlığa, yoksulluğa, sömürüye ve baskılara karşı artık ayaklanma çağrısı yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Ben İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul'da 1 Mayıs Alanı Taksimdir. Bu yıl ben ve yoldaşlarım her yıl olduğu gibi yine 1 Mayıs'ta Taksim'de olacağız. 77'de katledilen işçi yoldaşlarımızın çağırdığı yerde korkmadan cürretle sınıf kinimizi öfkemize katarak Taksim'de olacağız. Bu sınıfın sahipsiz olmadığını dost da düşman da bilecek. Konfederasyonlara gelince bu yıl da burjuvazinin koruyucusu devletin gösterdiği yere, Maltepe Meydanı'na gidecek. Sınıf mücadelesi verdiğini söyleyen, sınıfa öncülük ettiğini söyleyenler, İstanbul'da 1 Mayıs Alanı Taksim'den vazgeçip 'icazet verilen alan'da 1 Mayıs kutlayamaz.
İstanbul'da konfederasyonlar Maltepe'de olacaklarını açıkladı ve 1 Mayıs yine tartışmalara neden oldu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İstanbul'da 1 Mayıs Alanı Taksim'dir. Öncü işçiler tarafından asla yeri tartışma yapılmayacak kadar nettir. Ne var ki, çıkarcı uzlaşmacı oportünist yapılar, fraksiyonlar burjuvazinin ahırı olan parlemento hayali kuranlar, işçi sınıfına karşı ihanet içinde gözü kör, kulağı sağırı oynuyorlar. Bu 1977'de katledilen işçi yoldaşlarımza, işç sınıfı mücadelesine ihanettir bence. Ama şunu da söylemek lazım, işçi sınıfı ihaneti asla unutmaz.
Bu yıl da Taksim devlet tarafından yasaklandı. Bu yasaklama konusunda ne düşünüyorsunuz?
Sermaye ve iktidarının tek korktuğu şey işçi sınıfının birlikteliği, örgütlüğüdür. Taksim'in yasaklanması ve oraya gidenleri teröristler diye medyasında haber yapmasından, sınıfı birbirine düşman etmeye çalışmasından etkilenmeden, korkmadan yolumuzda yürümeliyiz. Sınıfın öncülerinin tarihe hesap vermek gibi bir sorumluluğu var ve yerine getirmek gerek. Öncü işçilerin militanca örgütlülüğün gereğini yapması ve gerçeği öğretmesi, bunu bıkmadan anlatması gerekir. Sınıf mücadelesinin, kendi sınıfına bağlı olmanın en temel sorumluluğudur bu. Sınıfımızın tarihi kanlı yazılmıştır ve hala kanla yazılıyor. 1 Mayıs Alanı Kızıl Meydandır, Taksim Meydanı'dır. 'Sermayenin koruyucusu devletin yasaklarını tanımıyoruz' deniyorsa eğer, sendikalar, devrimci olduğunu iddia eden sınıf mücadelesi verdiğini iddia edenler devletin gösterdiği alanda 1 Mayıs kutlayamaz.
Konfederasyonların yine devletin izin verdiği Maltepe Meydanı'na gitmesini doğru bulmuyorsunuz bu durumda.
Böylesi bir dönemde konfederasyonlar sırtını sermayeye dayayarak tarihin en kirli, en asalak, en korkak en cüretsiz en satılık sürecini yaşatıyor işçi sınıfına. İçlerinde işçi olmayan sendika bürokrasisinin yapısından bu aşağılık kararlar çıkması hayret edilecek bir durum değil bence. Kemal Türkler 1976'da "Taksim Meydanı 1 Mayıs alandır" dedikten 1 yıl sonra 77 1 Mayıs'ında 34 işçi Taksim Meydanı'nda katledilmiştir yer sınıfımız adına tescillenmiş bu kızıl meydandır.
Devrimci olduğunu söyleyen bu günün DİSK'i aynı zamanda geçmişine de, başkanına da ihanet ediyor. Sınıf mücadelesi gibi bir dertleri yok. İşçilerin yaşadıkları süreçleri hepimiz gördük. Şu andaki koltuklarını kaybetmemek dedindeler. Dahası önce de örneklerini gördüğümüz gibi dertleri kendilerini burjuvazinin ahırına milletvekili olarak yamamaktır.
Siz bu yıl 1 Mayıs'ta Taksim'deyim diyorsunuz Neden?
Ben bir işçiyim 1 Mayıs benim bayramım.Taksim Meydanı'nda işçi yoldaşlarım katledilmişken herhangi bir yerde kutlamak mümkün olamaz. Bu konu tartışmaya açık olamaz. Tarih bizden sorumluluk bekliyor. İstanbul için 1 Mayıs alanı Taksim Meydanıdır. Ben de Taksim'de olacağım.
1 Mayıs'a ilişkin işçi ve emekçilere bir şey söylemek ister misiniz? Ya da kişisel olarak eklemek anlatmak istediğiniz bir şey var mı?
1 Mayıs ile ilgili işçilere en yüksek sesimle haykırmak isterim ki, "İşçiler 1 Mayıs'ın tarihi kan ile yazılmıştır. Biz yaratan, biz üreten, biz var edenleriz. Bizi onursuzlaştırmaya çalışan bir avuç asalak burjuva sınıfına karşı birleşin. Bu onurlu kavganın politik işçileri getirecektir zaferi militanca, taşıyacaktır sınıfın bayrağına iktidara!"
1 Mayıs'a ilişkin sizi etkileyen unutamadığınız bir olay var mı? Bizimle paylaşır mısınız?
Neredeyse bütün 1 Mayıs'ların benim için etkileyici tarafı olmuştur. Ama yanlış hatırlamıyorsam ya 2007 ya 2008'di. 1 Mayıs Cuma'ya denk gelmişti. Faşizm özel bir planla yine rolünü oynamıştı. Camiden çıkan 40 50 kişilik gerici gençler ellerinde satır uçak odunlarla bize saldırmışlardı. Hacıhüsrev Mahallesine doğru geldiğimizde mahalledeki gerici güruh bize saldırıya geçti. Sabah saat 10 olmasına rağmen camide bekletilen gerici faşistlerin namaz saati olmadığı halde camideydi. Komünist işçi avına çıktıklarını bağırarak söylüyorlardı. Çıkış yolunun mahalle arasında bir köprü başını tutan Hacıhusrevli faşistleri bir cesaretle dağıttığı mı onurlanarak söyleyebilirim. Yaklaşık yarım saat yolunu bilmediğim sokaklardan geçerek canımızı kurtardığımız sevinci ile daha güvenli bir yerde buldum kendimi. Bir kaç işçi birlikte, aynı gün daha erken saatlerde bir işçi akrabamı panzerin altından zor kurtarmıştım. İşçi sınıfı onurlu sınıftır Emeğini ekmek için satar bu sınıfın neferi olmaktan hep gurur duydum ve duymaya devam edeceğim. Zafere kadar daima!!