İzmir’de aralarında Devrimci Öğrenci Birliği’nin de bulunduğu Gençlik Örgütleri 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmaya çalışanların operasyonlarla gözaltına alınıp tutuklanmasına karşı 7 Mayıs günü Alsancak Halkbank önünde toplanarak Alsancak Türkan Saylan Gençlik Merkezi önüne yürüdü ve burada basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yürüyüş esnasında sık sık “1 Mayıs Alanı Taksim Meydanı”, “Taksim'de Düşene Dövüşene Bin Selam”, “Gözaltılar Tutuklamalar Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “Taksim Kızıldır Kızıl Kalacak”, “Yaşasın Devrimci Mücadelemiz”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma” sloganları atıldı.
Alsancak TSKM önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında 1 Mayıs gözaltılarına dair yetkililer tarafından yapılan asılsız açıklamalara değinilerek “1 Mayıs 2024 günü ve sonrasında yüzlerce kişi gözaltına alınırken, şu ana kadar 49 devrimci, 1 Mayıs’ta Taksim iradesi gösterdiği için tutuklandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, ikamet adreslerinden gözaltına alınan arkadaşlarımız için ‘kaçtıkları yerden yakalandılar’ diyerek yoldaşlarımızın gözaltına alınma videolarını paylaştı. Ardından İstanbul Valisi Davut Gül ‘Devlet yarına bırakır yanınıza bırakmaz’ diye açıklama yaptı.” denildi.
“İşçilere siyanürlü madenlerde ölmek yasak değilken, kadınların sokak ortasında öldürülmeleri yasak değilken, öğrencilere KYK yurtlarında ölmek yasak değilken, emeklilerin açlık sınırının altında yaşaması yasak değilken Taksim size yasak denerek işçilerin bir araya gelmesi, Taksim’e çıkması engellenmeye çalışıldı. Şimdi, milyonlarca insana savaş ve kriz dışında bir gelecek sunmayanlar, ülkeyi iç savaş kanunlarıyla yönetip kendi yasalarına uymayanlar, hep bir ağızdan 1 Mayıs’a katılanları kendi yasalarına uymaya davet etmektedir. Bizler devrimciler ne yasaklarınızı tanırız ne de her gün değişen yasalarınızı.” denilen açıklamada sokakları terk etmeme ve mücadele çağrısı yapıldı.
Dünyanın her yerinde halkların, gençlerin, kadınların eylemde olduğu, emperyalizme kapitalizme karşı mücadelenin her yerden büyüyerek yükseldiği vurgulanan açıklamada “Bizler Taksim’de, meydanlarda direnirken dünyada da direniş dalgası büyüyor. Katil İsrail Devleti Refah’a saldırıyor ve öğrenciler dünyanın her yerinde kampüs kampüs, meydan meydan Filistin halkının sesini yükseltiyorlar. Intıfada’yı, Aksa Tufanını yaratanlar, egemenlerin yıkılmaz dedikleri Demir Kubbeyi yıkanlar, Küresel intifada çağrısı yapıyorlar. Bizler bu çağrıya da yanıt vermenin sorumluluğunu taşıyoruz. Filistin’de beyaz bayrak yok diyor çocuklar ve Sorbonne’dan, Cambridge’e, Oxford’dan, ODTÜ’ye yankılanıyor sesleri. Emperyalistlerin, egemenlerin korkuları öyle büyük ki. Deniz’den, Mahir’den, İbrahim’den, Sinan’dan korkuyorlar. Gezi Direnişinden, Rojava’dan Gazze’ye direnen halklardan, Amerika’dan Taksim’e barikatlarına indirdiğimiz damacanadan korkuyorlar. Barikata inen o damacana gençliğin isyanı, umudu, iradesidir. Biliyorlar.” denildi.
Açıklama “Vali, devlet yarına bırakır yanınıza bırakmaz demişti. Bilsinler yanlarına bırakmayacak olan bizleriz. Devrimciler, kadınlar, işçiler, öğrenciler; sefalet koşullarına mecbur ettiğiniz, bu köhnemiş düzeniniz içinde her gün öldürülen bizler yanınıza bırakmayacağız. Uykularınız kaçsın, yarın barikatlarda yine bizler olacağız. Yoldaşlarımızı alacağız ve tüm kentlerin, tüm meydanlarına taşıyacağız onların mücadelesini. Sokaklardan uzak durarak yaşamak mümkün değildir. Geriye atılacak adım kalmamıştır. Şimdi, mücadeleyi ve örgütlenmeyi büyütmenin, direnişi yaymanın zamanıdır. Ferman devletin, Taksim bizimdir! Yoldaşlarımızı alacağız. Yine onlarla barikatların önünde biz olacağız. Mücadeleyi büyüteceğiz.” sözleriyle ve sloganlarla sona erdi.