25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ne giderken, her gün en az üç kadının erkek şiddetiyle katledildiği, savaşlarda bombalanarak öldürüldüğü, devlet şiddetinin en açık biçimiyle gözaltına alındığı, tutsak edildiği günlerden geçiyoruz. Kadına yönelik şiddet her geçen gün artarken, kadın katillerinin salındığı, istismarcıların korunduğu bu topraklarda faşist devlet, biz kadınların özgürlük mücadelesini engellemek için her türlü baskı ve şiddeti uyguluyor.
Son bir yıl içerisinde yüzlerce kadın katledildi, on binlerce kadın şiddet dolu evlerde yaşamak zorunda bırakıldı. Kadın katliamlarının birbiri ardına gerçekleştiği, ölümlerin olağanlaştığı bu sisteme, şiddete, tacize, tecavüze karşı isyanımız var!
Bizleri korumakla yükümlü olan devlet, koruma tedbirlerini uygulamayarak, katilleri ve istismarcıları iyi hal indirimleriyle cesaretlendirerek yeni cinayetlerin önünü açıyor. Kadınları korumak şöyle dursun, özgürlük mücadelesi veren kadınları tutuklayarak, devrimci kadın kurumlarını kapatarak, sokağa çıkan kadınları işkenceyle gözaltına alarak kadına yönelik şiddeti üretiyor, büyütüyor. Katilleri koruyup besleyen, kadınları engelleyen faşist devlete, devlet şiddetine karşı isyanımız var!
Üzerinden mevsimler geçmesine rağmen yaşamsal ihtiyaçların hala karşılanmadığı deprem bölgelerinde kadınlar, akmayan suyun, gelmeyen elektriğin, yanmayan ocağın yükünü omuzlayarak hayatta kalmaya çalışıyor. Fabrikalarda, iş yerlerinde daha fazla sömürü, daha düşük ücretle güvencesiz çalışıyoruz. Bir avuç patronu daha zengin edebilmek için durmaksızın çalıştığımız bu sömürü düzenine isyanımız var!
Kız çocuğu okutulmaz diyenlerin, karma eğitimi kaldırmak isteyenlerin, tarikatların, cemaatlerin içinde geleceğimiz için mücadele ediyoruz. Bizler bozuk yemeklerle zehirlenirken, KYK yurtlarında denetimi yapılmamış asansörlerden düşüp can verirken, üç kuruşluk burslarla yaşamaya çalışırken genç kadınları daha çok şiddete, yoksulluğa, geleceksizliğe itenlere isyanımız var!
Yıllardır siyonist İsrail tarafından abluka altına alınarak yaşayan, katledilen Filistin halkı, işgale karşı mücadele ediyor. Hastanelerin, okulların bombalandığı Gazze’de katledilenlerin büyük çoğunluğu kadınlar ve çocuklar. Bir yandan göstermelik kınama mesajları vererek diğer yandan siyonizmi destekleyen emperyalist devletlere, siyonizme, emperyalizme isyanımız var!
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününe giderken, isyanımızı sokağa taşımaya kararlıyız. Şiddetsiz, savaşsız, sömürüsüz bir dünyanın biz kadınların isyanımızla, mücadelemizle kurulacağını biliyoruz. 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde faşist Trujillo diktatörlüğünü yıkan kıvılcım, bu isyanı ateşleyen üç devrimci kadının, Mirabel Kardeşlerin katledilmesinin öfkesiydi. O günden bugüne değin biz kadınların devrimle özgürleşeceğini biliyor, tüm baskı ve şiddet politikalarına karşı devrim için birlikte mücadeleden vazgeçmiyoruz.
Bu 25 Kasım’da “Savaşa, Şiddete, İşgale İsyanımız Var!” diyerek kızıl isyanımızla sokaklardayız!
EMEKÇİ KADINLAR - EKA