Bir anda tek tip elbise dayatması gündeme geliverdi. Darbeci/cemaatçi bir tutuklunun giydiği “Hero” yazılı bir tişört oldu görünürdeki bahane! Hemen bir infial havası yaratılmak istendi tekelci medya aracılığıyla. Ardından RTE müjdeyi verdi: Tek tip elbise giyecekler!
Zindanlara yönelik her saldırıdan önce bu çeşit bahaneleri çokça gördük geçmişte. Hem de her saldırı öncesinde defalarca! 19 Aralık zindan katliamlarının ardından F Tipi Cezaevlerine doldurdular devrimci tutsakları. Tarihin en uzun ve kitlesel ölüm oruçlarına tanık olduk. Dişe diş zorlu mücadelelerden, zorlu sınavlardan alınlarının akıyla çıktı devrimci tutsaklar.
Bir tesadüf değil yaşananlar. Dışarda, sokaklarda, yaşamın her alanında ayağa kalkıyor emekçiler. Sermaye egemenliği derin sarsıntılar yaşıyor. Devrimci bunalım derinleşiyor. Ve sokaklarda hakimiyeti kaybeden sermaye ve faşist devlet, bu hakimiyeti zindanlar üzerinden tesis etme arayışına giriyor. Zamanın başbakanlarından Ecevit’in dile getirdiği gibi: “cezaevlerinde hakimiyet sağlanmadan sokaklarda hakimiyeti sağlayamayız!”
RTE’nin büyük bir hezeyanla dile getirdiği tek tip elbise saldırısı ne “Fetöcüler”e yöneliktir, ne de bir sanığın giydiği “hero” yazan tişörtün yarattığı infialin sonucudur. Bu, bilinçli ve planlı bir saldırıdır. Sermaye iktidarının en derin bunalımının sonucudur. Parlamentoyu tüm göstermelik anlamlarından arındırıp tamamen hiçleştiren ne ise, tüm yetkilerin tek bir merkezde toplanmasını gerektiren ne ise, bugün tek tip elbise saldırısını da gündeme getiren odur!
Saldırı kapsamlı. Kökleri derin. Bu bilinçle hareket etmek, sorunu salt tek tip elbise olarak görmemek zorundayız. Mesele egemenlik aracı olarak zindanların konum ve rolü, buna karşı alınacak tutum sorunudur.
Hiç kuşku yok ki, 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğünün deneyip devrimci tutsakların çelik iradelerinde parçalanan tek tip elbise saldırısı, RTE ve ekibinin devrimci irade karşısında bozgunuyla sonuçlanacak. Devrimci tutsaklara tek tip elbiseyi asla giydiremeyecekler! Tüm emekçiler olarak bu saldırıyı boşa çıkaracağız. “Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük” şiarıyla yürütülecek mücadeleden biz zaferle çıkacağız.
Sorun egemenlik aracı olarak zindanların yıkılması sorunu haline gelmiştir. Tek tip saldırısına, zindanlarda artan baskılara, zindanların bir korkuluk olarak tüm emekçilerin üzerinde sallanıp durulmasına karşı mücadelenin temel şiarı budur!