Açıklamalar

İşçiler,

Bütün güzellikler ve zenginlikler bizim eserimiz, biziz hayatı üreten.

Ama bütün güzelliklerden ve zenginliklerden yoksun bırakılan, açlık ve sefalet içinde, gelecekten yoksun bir şekilde yaşamaya mahkum edilen de hayattan kovulan da biziz. Bizim suçumuz ne?

 Arkadaşlar,

Bu sistem içinde kaldığımız sürece aldığımız ücretle insanca yaşama, emekli olma, çoluk çocuğumuzla geleceğimizi güvence altına alma şansımız yok!

Neden?

Çünkü içinde yaşamaya çalıştığımız bu zulüm ve sömürü sistemi, kapitalistlere, sermaye sahiplerine hizmet ediyor. Yasalar hep onlardan yana. Bizim payımıza düşen açlık ve sefalet koşullarında yaşamak ve onlara servet, kendimize sefalet üretmek oluyor.

Arkadaşlar,

İçinde yaşamaya çalıştığımız bu sistem kriz içinde, çöküyor. Biz de o çöküntü altında inim inim inliyor, çaresizlik içinde çırpınıp duruyoruz.

Ne yapmalı, nasıl yapmalıyız?

Biz bu sistem içinde kalındığı sürece kurtulma şansımızın olmadığını biliyoruz. Ücret artışları, asgari ücretin yükseltilmesi vs. hikayedir. Kaşıkla verip, kepçeyle alıyorlar. Bunu yaşayarak da görüyoruz. Göremediğimiz, anlamadığımız, ya da henüz hazır olmadığımız şey şu:

Bizi yıkıma uğratan, bütün güzellikleri ve zenginlikleri ürettiğimiz halde bizi yaşamın dışına iten bu zulüm ve sömürü düzenini, biz yaşamlarımızın dışına itmeliyiz.

Bunun anlamı da şu: artık ekonomik mücadeleyle yetinmemeliyiz. Politik mücadeleyi en başa koyarak, politik iktidarı kendi elimize almamız, kendi kaderimizi kendimiz belirlememiz gerekiyor. Bu da ancak işçi sınıfının başını çekeceği, tüm yoksul emekçi kesimlerin, ezilen, sömürülenlerin birleşerek birleşik bir halk devrimi ve onun sonucunda kurulacak halk iktidarıyla mümkündür. Devrim zorunludur. Yoksa bütün güzellikleri üreten bizler, tüm kötülüklerin sorumlusu olacağız. Çünkü bilelim ki, tarihin en devrimci sınıfı biziz. Biz işçiler bilmeliyiz ki "işçi sınıfı ya devrimcidir, her şeydir; ya da hiç bir şey." Hiç bir şey olmak istemiyorsak, her şey olmalıyız. Sen de gel,  sen de katıl, sen de sözünü söyle. Bak biz söylüyoruz.

Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi İktidar Her Şey Emeğin Olacak!

İşçiler Birleşin Devrim İçin Savaşın!

Tarih: 15 Aralık 2018 Cumartesi

Saat: 15.00-17.00

Yer: Gazi Cemevi

Devrimci İşçi Komiteleri - DİK