21 Mayıs günü www.leninist.net sitesinde Filistin ve İsrail üzerine bir açıklama yayınlayan TKEP/Leninist Merkez Komitesi, “Filistin Halkının Kurtuluşu Uzlaşmayla Değil Devrimle Gerçekleşecek” dedi.
Açıklama şöyle:
ABD’nin sınırsız desteğini arkasına alan siyonist İsrail devleti, Batı Şeria’nın üçte birini ilhak edeceğini açıkladı. İsrail, bu planıyla Filistin yönetimiyle yaptığı tüm anlaşmaları geçersiz ilan etmiş oldu.
Siyonist İsrail devletinin emperyalist ABD ile birlikte Filistin halkına karşı geliştirdiği bu yeni ilhak planlarına karşı Mahmud Abbas, “ABD ve İsrail’le yapılan anlaşmalara bundan böyle bağlı kalmayacaklarını” açıkladı. Devrimci Filistin halkını bugüne kadar uzlaşmacı politikalarla oyalayan Mahmud Abbas ve ekibinin başka yolu kalmamıştı.
Mahmud Abbas’ın açıklaması, 13 Eylül 1993’te siyonist İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında imzalanan en önemli anlaşma olan “Oslo Anlaşması”nın çöktüğü anlamına geliyor. Filistin halkının çıkarlarına uygun gibi gösterilen “Oslo Anlaşması”, gerçekte Filistin halkının esaret anlaşmasıydı.
“Oslo Anlaşması” Filistin Devriminin önündeki en büyük engeldi. Filistin Yönetiminin bu anlaşmadan çekildiğini açıklamasıyla bu engel yıkıldı. “Oslo Anlaşması”, Filistin halkını kölelik altında tutma anlaşmasıydı. “Oslo Anlaşması” aynı zamanda siyonist İsrail’in varlığını Filistinlilere kabul ettirme anlaşmasıydı.
Çoktan yırtılıp tarihin çöplüğüne atılması gereken bu kölelik anlaşması şimdi siyonist İsrail’in saldırgan, ilhakçı eylemleri sonucu tarihin çöplüğünü boyladı.
Filistin Devriminin Yolu Açıldı
Filistin burjuvazisi, Filistin devrimini engellemek, Filistin halkının devrimci enerjisini gerici kanallara akıtmak için elinden geleni yaptı. Uzlaşma adına İsrail devletine sınırsız tavizler verdi. Filistin devriminin düşmanı ABD ile sınırsız ilişkiler geliştirdi. Filistin halkının özgürlük mücadelesinin gerçek sahipleri, ana taşıyıcıları olan devrimci örgütleri zayıflatmak için her türlü çabayı harcadı. Gerici Arap devletlerinin parasına dayanarak gerici dinci örgütlerin palazlanmasına ortam hazırladı.
Ama ne yaptıysa sonuç alamadı. Filistin burjuvazisinin “başarıları” kısa süreli oldu. Çünkü, uzlaşmaya çalıştıkları emperyalistler ve siyonist İsrail bunalım içinde, çöküş sürecine girmişlerdi. Varlıklarını sürdürmek için saldırganlaşmaktan, daha çok egemenlik, daha çok kölelik peşinde koşmaktan başka çareleri kalmamıştı.
Bir yılda üç defa seçime giden ve aylardır hükümet kuramayan siyonist İsrail, ilhak ve işgal topraklarını genişleterek ayakta kalmaya çalışıyor. Ekonomik ve politik kriz içindeki İsrail, tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor.
Siyonist İsrail’in ayakta kalmak için attığı adımlar, onu yıkacak bir devrimin önündeki engelleri de temizliyor. Siyonist İsrail devletinin attığı her adımla Filistin Yönetimi ve burjuvazisinin uzlaşmacı politikaları daha çok iflasa sürüklenmiştir. Gerici Arap devletlerinin parasıyla ayakta duran dinci örgütler gerilemeye başlamış; bu devletler, içinde bulundukları koşullar nedeniyle para musluklarını kısmaya başlamışlar.
Bütün bunlara karşılık, Filistin Devrimini yaratan, bugünlere taşıyan, kanlarıyla devrime hayat veren Filistin Devrimci örgütleri güçlerini toparlamaya, Filistin halkını kendi saflarında birleştirmeye başladılar. Filistin halkı, kendini özgürlüğe taşıyacak güçlerin kimler olduğunu olayların öğretici gücüyle görmeye başladı.
Filistin Devrimi Zafere Ulaşacak!
ABD ve İsrail, eylemlerinin, saldırganlıklarının hiç beklemedikleri sonuçlarıyla karşı karşıya geliyorlar. Filistin burjuvazisinin İsrail ve emperyalistlerle uzlaşma politikası yolun sonuna geldi. Buna karşılık devrimci politikaların önü sonuna kadar açıldı. Oslo ve diğer anlaşmaların çökmesi önemli bir kilometre taşı oldu.
Filistin ve Yahudi emekçi sınıfları, mücadele birliği içinde, Ortadoğu’nun bu kan, zulüm ve savaş odağını yıkarak Filistin devrimini zafere taşıyacaklar. Filistin devrimci örgütlerinin öne çıkmaya başlaması zaferin güvencesidir.
“Filistin Sorunu” Yahudi halkı da içine alacak devrimci demokratik Filistin devletinin kurulmasıyla çözülecektir.
Filistin burjuvazisinin uzlaşma yolunun çökmesi, Filistin devrimci güçlerinin, Filistin ve Yahudi halkının devrim yolunu açmıştır.
Şimdi Ortadoğu halklarının, işçi ve emekçi sınıflarının Filistin halkıyla dayanışma; emperyalizme ve siyonist İsrail’e karşı her alanda mücadele etme zamanıdır. Şimdi ABD ve siyonist İsrail’in işgal ve ilhak planlarına karşı mücadeleyi yükseltme zamanıdır.
Partimiz, Filistin halkı ve devrimci güçleriyle tam bir dayanışma içindedir!