“Dört Ateşten Gün, Dört Ölümden Gece” diye anlatacaktı yıllar sonra o günleri yaşamış olan ölüm orucundaki bir devrimci tutsak...
20 sene geçti, bu ateşten ve ölümden günlerin üzerinden. 2000 yılının son günlerine gelinmişti neredeyse ve devrimci mücadele bu topraklarda yükselişini sürdürüyordu. Ve büyük bir ekonomik kriz devrimci kabarışı besliyordu. Sonuç olarak sermaye sınıfı, “zindanları kontrol altına almadan sokakları kontrol altına alamayacak”tı.
Zaten yıllardır provalarını yapıyordu. Diyarbakır, Ulucanlar, Buca... Devletin ard arda zindanlara yönelik gerçekleştirdiği kanlı katliamlar, 19 Aralık'ta 20 zindanda birden eşzamanlı başlayacağı katliam için sadece prova idi. Her fırsatta tek tip elbise, hücreler vb baskı ve dayatmalarla devrimci tutsaklar üzerinden tüm bir topluma baskı ve tahakküm kurmaya kalkışıyordu.
19 Aralık sabahı cezaevleri kuşatılmıştı. İş makineleri ile duvarları delen-yıkan, kimyasal gazlarla, gaz bombalarıyla, tazyikli sular ve köpüklerle dört duvar arasındaki tutsaklara saldırdılar; yetmedi, otomatik silahlarla taradılar.
Devrimci tutsaklardan bir karşı koyuş bekliyorlardı elbette, hatta bu nedenle tüm tutsaklara yetecek ceset torbası ile gelmişlerdi. Ancak böylesi büyük bir karşı koyuş değildi bekledikleri. 4 duvar arasında ya teslim alacakları ya da katledecekleri tutsaklara boyun eğdirememiş, kurşunlara karşı meydan okuyan devrimci tutsaklar başları dik otomatik silahlar önünde halaya durmuştu. Sokaklarda öncülerini sahiplenen halk eylemlerde, aileler zindanların kapısı önünde idi, teslim olmuyor, geri adım atmıyorlardı...
19 Aralık’ta 20 zindanda 4 gün süren savaşlarda bir kan deryası yaratıldı ama devrimci tutsakları ne teslim alabildiler, ne de onlara boyun eğdirebildiler.
Devrimci tutsaklar, toplumsal devrimin öncüleri bir destana imza atarak boyun eğmeyeceklerini dosta düşmana bir kez daha gösterdiler.
Bayrampaşa'da; Murat Ördekçi, Cengiz Çalıkoparan, Ali Ateş, Mustafa Yılmaz, Fırat Tavuk, Aşur Korkmaz, Nilüfer Alcan, Şefinur Tezgel, Yazgül Güder Öztürk, Gülser Tuzcu, Seyhan Doğan, Özlem Ercan;
Ümraniye'de; Ahmet İbili, Ercan Polat, Umut Gedik, Ata Akçagöz, Rıza Poyraz;
Çanakkale'de; Fidan Kalşen, Fahri Sarı, Sultan Sarı, İlker Babacan;
Bursa'da; Murat Özdemir, Ali İhsan Özkan;
Çankırı'da; İrfan Ortakçı, Hasan Güngörmez;
Uşak'ta; Berrin Bıçkılar, Yasemin Cancı;
Ceyhan'da; Halil Önder ölümsüzlüğe uğurlandı...
Ve devrimci tutsaklar yazmaya başladıkları destanı, götürüldükleri F tipi zindanlarda başlayan ölüm orucu eylemlerinde sürdürdüler. Eylemde 122 devrimci ölümsüzleşti, yüzlercesi sakat kaldı...
Devrimci tutsakların destanı sürüyor. F tipi hücrelere kapatılan, her bahaneyle saldırıya uğrayan, her akları her fırsatta budanmaya çalışan tutsakların yürüyüşü sürüyor... Devrimimizin öncülerini, katliamın yıldönümü vesilesiyle bir kez daha selamlıyoruz.