Yaşam işçileri eyleme zorluyor. Özellikle de sınıf bilinci almış öncü işçileri. Öncü, adından da anlaşılacağı gibi önde giden, yol yöntem gösterendir.
Yoldaşlar,
Türkiye ve Kürdistan’da iç savaş tüm yakıcılığıyla bir ayaklanma hali düzeyinde sürüyor. Dinci faşist devlet, baskı ve zor aygıtlarını sınırsızca kullanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Her gün daha fazla saldırgan, her gün daha barbar, her gün daha alçak yöntemlerle devrim güçlerini etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Bir süre daha ayakta kalabilmek için başka şansları yok. Ama sonuç alamıyor kalıcı bir başarı elde demiyorlar.
Ezilen Bütün Halklara, Emekçi Kadınlara, Gençlere, İşçilere Çağrımızdır.
Dünya genelinde içinde yaşadığımız kapitalist-emperyalist sistem çöküyor. Derinleşen ekonomik krizler, artan işsizlik, açlıktan ölen insanlar, doğaya ve canlılara olan saldırılar ile bu sistem insanlığa bir yaşam alanı bırakmıyor. Dünyada değişen küresel sistem sonucunda Japonya'da yüzlerce insan sıcaklıktan ölüyor, Yunanistan'da ortaya çıkış sebebi bilinmeyen yangın sonucunda insanlar ve hayvanlar hayatını kaybediyor.
Kapitalist sistem yapısal bir krizin içinde. Bu kriz tıpkı daha öncekiler gibi arkasında büyük bir yıkım bırakarak zengini daha zenginleştirirken, yoksulu daha da yoksullaştıracak. Dünyanın tüm ekonomistleri, 2008’de başlayan bu büyük krize çare bulamadıklarını, yolun sonuna gelindiğini itiraf etmekteler.
İşçiler, Emekçiler, Kürt Halkı, Aleviler, Kadınlar, Gençler,
Düzen çöküyor, dinci faşist iktidar sallanıyor. Gün geçmiyor ki, "Türkiye'nin iflasın eşiğinde olduğu"na dair açıklamalar ortalığı kaplamasın. Gün geçmiyor ki büyük bir işletmenin, firmanın ya da sermaye grubunun iflas haberi gelmesin. Holdingler, tekeller iflas ediyor. Bankalar iflas ediyor. Küçük esnaf, küçük köylü tarlasını, evini satmak zorunda kalıyor. Bankalar haciz, ipotekle, vergi memurları polisle kapımıza dayanıyor.