Tunus'taki beş siyasi parti, 17 Eylül Cuma günü ortak bir bildiri yayınlayarak ordu ve yargıyı ülkenin anayasasına saygı duymaya ve hukukun üstünlüğünü korumaya çağırdı.
Açıklamada, Cumhuriyet Halk Birliği Partisi, Alirada hareketi partisi, Halk İrade Partisi, Amal ve Aamal hareketi ve Wafa hareketi, ülkede yaşanan son gelişmelerin cumhurbaşkanı, Kais Saied'in olağanüstü hal ilanı ve yasanın yürürlüğe girmesinin ardından korkularını doğruladığını söyledi.
Parlamentonun askıya alınması, hükümetin görevden alınması ve tam yürütme yetkisinin üstlenilmesi de dahil olmak üzere cumhurbaşkanı tarafından uygulanan önlemleri “seçilmişler de dahil olmak üzere devlet kurumlarını engelleme bahanesinden ve taahhütleri kırma ve iktidarı tekelleştirme girişiminden başka bir şey değil” olarak nitelendirildi. Ayrıca, "Cumhurbaşkanı'nın eylemleri, hesaplanmamış sonuçları olan bir macerada anayasaya karşı bir darbeden başka bir şey değildir" diye eklendi.
Hemen ertesi gün, 18 Eylül Cumartesi günü, Temmuz ayından bu yana gerçekleşen en büyük halk protestosuna binlerce Tunuslu katıldı. Polis ablukasına alınan halk “Darbeyi durdurun”, “halk darbenin başarısız olmasını istiyor” ve “Meşruiyete dönüş istiyoruz” sloganları attı, “Devlet kurumlarına darbeye hayır”, “Meşruiyetten dönmeye hayır” ve “İktidar halkındır” pankartları taşıdılar.
Ülkenin en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT), cumhurbaşkanı Kais Saied'in 15 Eylül Çarşamba günü yayınlamış olduğu 117 sayılı kararname ile, 2014’te kabul edilen anayasanın bazı kısımlarını görmezden gelebileceğini ilan etmesini protesto etti. Sendika, 24 Eylül Cuma günü yaptığı açıklamada, “tüm yetkilerin başkanın elinde toplanmasının tehlikelerine” karşı uyarıda bulundu ve “karmaşık bir durumla başa çıkabilecek tam yetkilere sahip bir hükümetin hızlı bir şekilde kurulması” çağrısı yaptı.
Yüzlerce Tunuslu, 26 Eylül Pazar günü başkent Tunus'ta cumhurbaşkanı Kais Saied'in daha fazla güç elde etme yönündeki son hareketini protesto etmek için sokaklara çıktı. Protestocular cumhurbaşkanı aleyhinde sloganlar attılar ve onu 2014 anayasasını tek taraflı olarak yeniden yazmaya çalışmakla suçladılar. Ya parlamentonun eski haline getirilmesini ya da en kısa zamanda yeni seçimlerin yapılmasını talep ettiler.
Protestolar öncesinde, parlamentonun en büyük partisi olan Ennahda'nın 100'den fazla lideri ve üyesi, liderliğin cumhurbaşkanı Saied'in hamlelerine karşı ortak bir cephe oluşturamamasına tepki göstererek istifa etti. İşçi Partisi de bunun bir darbe olduğunu söyleyerek karşı çıktı. Ancak bu girişimleri “ülkede çok ihtiyaç duyulan bir reform süreci” olarak nitelendiren siyasi partiler de var. Parlamentoda 15 milletvekili bulunan Halk Hareketi de Kararname 117’yi “17 Aralık devrimi (2010 halk ayaklanması) sürecini düzeltmeyi ve Tunus halkının haysiyet, istihdam, yolsuzluk ve diktatörlükle mücadele talebini karşılamayı amaçladığı” gerekçesi ile destekledi.
Not: Peoples Dispatch’den çevrilerek derlenmiştir.