2018'deki son seçimlerde önde gelen ittifakın bir parçası olan Irak Komünist Partisi, Temmuz ayında, elverişli bir siyasi atmosferin olmaması nedeniyle Ekim ayında yapılacak olan genel seçimlere katılmayacağını açıklamıştı.

Irak'ta parlamento seçimlerinin 10 Ekim'de yapılması planlanıyor, ancak önceki turda kilit bir katılımcı olan Irak Komünist Partisi (ICP), bu yılki seçim sürecini boykot edecek. Temmuz ayında partinin internet sitesinde yer alan bir yazı, ülkedeki siyasi atmosferin seçimlerin yapılmasına elverişli olmadığını savunarak partinin seçimlere katılmayacağını ilan etti. Parti ayrıca, Ekim 2019'dan bu yana ülkede devam eden halk ayaklanmasının da talep ettiği gibi, egemen sınıfın herhangi bir seçim yapmadan önce siyasi sistemdeki reformlar konusunu ele almamakla da eleştirdi.

Irak Komünist Partisi, 2018 seçimlerinde Irak parlamentosundaki en büyük fraksiyonun bir parçasıydı. Sairun olarak adlandırılan Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi ile ittifakı, parlamentodaki toplam 329 sandalyeden 54'ünü kazanmıştı. Irak Komünist Partisi ise o yılki seçimde iki sandalye kazandı.

Mukteda es-Sadr daha önce “yaygın yolsuzluk ve haksız rekabet” gerekçesiyle bu yılki seçimleri boykot edeceğini duyurmuş olsa da, seçimlere sonunda katılmaya karar verdi ve bu durumdan kaynaklı Irak Komünist Partisi seçimleri boykot eden tek büyük parti olarak kalmış durumda.

 

Protestolar Sırasında Dile Getirilen Sorunların Çözülmemesi

Irak Komünist Partisi, Ekim 2019'da yönetimin beceriksizliğinden kaynaklanan eksiklikler, yaygın yolsuzluk ve emekçiler için artan ekonomik zorluklar nedeniyle halk ayaklanmasının patlak vermesinin ardından Adil Abdul Mehdi liderliğindeki hükümete verdiği desteği geri çekti. Irak Komünist Partisi, uzun süredir yeni bir seçim yapmadan önce ülkenin siyasi sisteminin tamamen elden geçirilmesini talep ediyor.

Şu veya bu şekilde devam eden protestolar Mehdi'yi istifaya zorladı. Geçici başbakan olarak Musfata al-Kadhimi atandı ve 2018 parlamentosunun beş yıllık döneminin 2022'de sona ermesi gerektiği için yeni seçimler bir yıl önceden ilan edildi. Yeni seçimlerin, halkın çözülmesini istediği toplumsal sorunlar çözülmeden yapılacağının ilan edilmesi, halk arasında geniş bir tepkiye yol açtı.

Protestolarda, 2005 Anayasasında kanun olarak kabul edilen ve hükümet görevlerinde etnik-dini gruplar olarak temsiliyet sistemi içeren Muhasasa kota sistemi konusu ön plandaydı. Egemen sınıfın sorunları çözmedeki beceriksizliğinin ve yozlaşmanın önemli bir nedeni olarak görülen bu sistemin tamamen kaldırılması talepleri var.

Protestocular ayrıca, protestolarda eylemcilerin ve göstericilerin öldürülmesinden sorumlu olan herkesin, seçimlerin güvenli şekilde yapılabilmesı için, ölümlerden sorumlu tutulmasını ve cezalandırılmasını talep etti. Protestolarda 600'den fazla kişi hayatını kaybetmişti .

Irak Komünist Partisi üyelerine göre, seçimlerden çekilme kararı, uygun bir tartışma zemininin kurulması ve lehte oy kullanılan içe dönük bir seçimin gerçekleştirilmesinin ardından, seçimleri boykot etme kararı oybirliği ile alındı.

 

Elverişli Siyasi Atmosferin Olmaması

Irak Komünist Partisi ayrıca, hükümetten, seçimler yapılmadan önce özel ellerde olan silahları kontrol etme ve çeşitli milis gruplarının ülke siyasetindeki etkisini azaltma kararlılığına göre hareket etmesini talep etmişti. Komünist Parti'ye göre, silahlı gruplar arasındaki çatışmaların halkın genelinde sebep olduğu yaygın korku nedeniyle, farklı siyasi grupların kampanya yürütme ve seçmenleri harekete geçirme konusunda herkese adil bir fırsat tanınmamaktadır.

Parti, bu yıl 24 Temmuz'da yaptığı açıklamada, “Adil bir Seçim Yasası ve gerçekten bağımsız bir Seçim Komisyonu aracılığıyla güvenli bir seçim ortamı sağlanmadıkça, farklı siyasi grupların parasının kullanılmasını önleyen önlemler alınmadıkça, silahların yayılmasını durduran tedbirler ve yozlaşmışların en kötüsünü sorumlu tutmak için gerekli tedbirler getirilmedikçe”, seçimlere katılmak insanların yaşamlarında gerçek bir değişiklik veya iyileşme getirmeyecektir.

Parti, önceki hükümetlerin vaat ettiği sistematik reformların gerçekleştirilmemesi nedeniyle Iraklıların bugün diğer sorunların yanı sıra elektrik ve sağlık gibi en temel insanı ihtiyaçları bile karşılayamaktan yoksun kaldığını belirtiyor. Önceki hükümetler de gençlerin hayatını ciddi bir şekilde etkileyen ülkedeki kronik işsizlik sorununu çözememişti.

Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip olan Irak, uzun süredir ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyor. 1991 ve 2003 yılları arasındaki BM yaptırımları nedeniyle, yaşam standartları düşük kaldı ve bu da geniş emekçi kesimlerin ciddi acılar çekmesine yol açtı. ABD'nin 2003 yılında ülkeyi işgalinden sonra Irak, gelir eşitsizliğinde büyük bir artışa, ayrıca artan yoksulluk ve işsizliğe tanık oldu.

Farklı kaynaklara göre, ülkedeki resmi yoksulluk oranı %27-32 arasında değişiyor ve işsizlik oranı son yıllarda %40'ın üzerine çıktı, ülke ekonomisi ise büyük ölçüde petrole bağımlı durumda. Çok sayıda Iraklı emekçi -toplam Irak nüfusunun yaklaşık %12'si- gecekondularda yaşamaya zorlanıyor.

Öte yandan, petrol üretiminin yeniden başlaması, ülkede hükümetle güçlü bağları olan büyük bir elit kesim yarattı. Bazılarının kendi milis güçleri dahi olan gayri resmi bir kayırmacılık politikası izliyorlar. Bundan kaynaklı, bütün Iraklıların kaynaklara ve çalışılabilecek işlere eşit bir şekilde erişme imkanı engelleniyor. Irak Komünist Partisi iktidardaki siyasi elitin mevcut ekonomik ve siyasi sistemde herhangi bir belirleyici değişiklik getirme niyetinde olmadığını ve seçimlerin sadece aynı iktidar yapılarını yeniden üreteceğini ortaya koyuyor.

Irak Komünist Partisi’nin resmi sesi olan “Halkın Yolu” gazetesi 6 Ekim'de yaptığı açıklamada, partinin mevcut seçimlerin sonucunun “Yurttaşların ihtiyaç ve isteklerini önemseyip, bunları çözüme kavuşturmak için hiç çaba göstermeyen parlamentonun, yaklaşan seçimlerde bileşiminin değişmeyeceğini ve sorunlara çözüm olmayacağını” ifade etti.

Halkın Yolu gazetesi bu ayın başlarında yayınlanan bir röportajda konuşan bir eylemciden alıntı yaparak “Ülkenin durumunun, özellikle her seferinde aynı başarısız sistemi yeniden üreten seçimler ile düzeleceğini görmüyoruz" dedi.

Çeviri Kolektifi

NOT: People's Dispatch sitesinden 7 Ekim tarihli makaleden çevrilmiştir. 10 Ekim’de yapılan seçimlere katılım %30'un altında kaldı.