Sinop’ta kurulması planlanan nükleer santralin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun iptali için açılan davanın duruşması, 28 Mart Pazartesi günü Samsun’da görülecek. “Sinop'ta nükleer santral istemiyoruz" diyen yaşam alanı savunucuları Türkiye’nin birçok yerinde basın açıklamaları yaparak davaya katılma çağrısında bulundu.

İSTANBUL

Beşiktaş'ta bir araya gelen yaşam alanı savunucuları, bilirkişi heyetinin 24 ana başlıktan 18'inde olumsuz görüş verdiğini hatırlatarak, "Türkiye'yi büyük bir bataklığa sürükleyecek nükleer enerji macerasından vazgeçin" dedi.

İstanbul Nükleer Karşıtı Platform adına Beşiktaş Meydan'ında bir araya gelen yaşam savucuları "Nükleer Savaşta Da Barışta Da Öldürür" yazılı pankart açan yaşam savunucuları "Çernobil'i Fukuşima'yı Unutmayacağız", "Nükleer Santrale Karşı Mücadeleyi Büyütelim", "Nükleer Santrale Hayır" yazılı dövizler taşıyarak sık sık  "Nükleer Santral İstemiyoruz" sloganları attı.

Eylemde İstanbul Nükleer Karşıtı Platform adına basın açıklamasını Okuyan Munzur Çevre Derneği Üyesi Sevil Doğan, bugün aynı saate eş zamanlı olarak Türkiye’nin Samsun, Sinop, İstanbul, İzmir,Mersin gibi bir çok şehrinde Nükleer Karşıtı Platformlar olarak basın açıklaması yapılacağını aktararak ""Bunun nedeni, Sinop nükleer santral projesinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı açılan davanın karar duruşması 28 Mart 2022 tarihinde Samsun’da görülecek olmasıdır" dedi.

Birçok şehirde ve alanda biraraya gelen nükleer santral karşıtlarının bu dava öncesinde, Samsun idare mahkemelerince atanan bilirkişilerin verdiği olumsuz görüşü ve ÇED sürecinde yaşanan hukuksuzlukları hatırlatmak istediklerini belirten Doğan "Sinop Nükleer Santral projesinin derhal ve tamamen iptal edilmesini istiyoruz" dedi.

Nükleer Santral içim, şimdiden 480 bin ağacın feda edildiği Sinop’taki nükleer santral projesinin Japonya’dan Mitsubishi Heavy Industries firmasının artan maliyetleri gerekçe göstererek Mayıs 2018’de çekilmesiyle bir anlamda sahipsiz kaldığını hatırlatan Doğan, "EUAS International ICC Merkezi Jersey Adaları Türkiye Merkez Şubesi buna rağmen ÇED sürecini devam ettirdi ve İklim Değişikliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED olumlu kararı vermişti. Bu karara itiraz eden NKP bileşenleri, Sinop ve Ayancık belediyeleri ile çok sayıda demokratik kitle örgütü 2 Ekim 2020 tarihinde yargı yoluna başvurmuştu" diyerek gelişmeyi aktardı.

 

"ÇED Raporunun Kabul Edilemez Olduğunu Bilirkişi Raporu Açıkça Anlatıyor"

Bilirkişinin olumsuz görüş verdiğini, bu başvuru sonucunda mahkeme tarafından atanan Bilirkişi Kurulu’nun hazırladığı raporda; nükleer atıklara ilişkin bir çözümün sunulmadığını, yer seçiminin hatalı olduğunu ve herhangi bir kaza durumunda tahliye işlemlerinin yapılmasının güç olduğu açıkça belirttiğini hatırlatan Doğan, "Raporun sonuç ve kanaat bölümünde bilirkişi heyeti 24 ana başlıktan 18’inde, 102 alt başlıktan 90’ında olumsuz görüş bildirmiş. ÇED raporunun kabul edilemez olduğunu bu bilirkişi raporu açıkça anlatıyor" dedi.

 

"Santralin Kurulacağı Alandaki Tehlike Ve Eksikler Raporda Belirtiliyor"

Bilirkişi raporunun, Japon hükümetinin anlaşmadan çekildiği, İnceburun bölgesinde 480 bin ağacın mevzuata aykırı ve izinsiz olarak kesildiğini, flora bakımından yapılan itirazların haklı olduğunu, halk sağlığı, işçi sağlığı ve güvenliği açısından ÇED olumlu kararının bilimsel esaslara ve mevzuata uygun olmadığı ve yaban hayatının korunması konusunda da kabul edilemez eksiklikler bulunduğuna dikkat çektiğini söyleyen Doğan, "Nükleer santralın kurulacağı bölgede, deprem, heyelan ve tsunami çalışmalarının yapılmadığı, ön güvenlik raporu başta olmak üzere çok sayıda eksiklik tespit edildiği de belirtilmiştir" dedi.

 

"Katılım Toplantısına Halkın Girmesi Polislerle TOMA'larla Engellendi"

Halkın katılımı toplantısına halkın giremediğini belirten Doğan "Sizlere, akıbeti belli olmayan Sinop nükleer santrali için 6 Şubat 2018’de yapılan halkın katılımı toplantısının da hukuka aykırı uygulamalara sahne olduğunu, Sinop halkının bilgilendirme toplantısının yapılacağı salona giremediğini, TOMA’lar ve polis barikatlarıyla erişimin engellendiğini de hatırlatarak sürecin başından sonuna kadar hukuksuzluklara dolu olduğunu tekrar tekrar belirtmek isteriz" dedi.

 

İstanbul 📷 Eylem Nazlıer

Samsun’daki Duruşmaya Davet

Doğan, "Çernobil ve Fukuşima’da yaşanan felaketler, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşta hedef olan nükleer santrallar, Akkuyu’da Rus şirkete verilen ve elektrik faturalarına zam olarak yansıyacak yüksek alım garantisi, nükleere hayır diyenlerin ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Ülkemizde ise mevcut hükümet, gerçeği yansıtmayan 'yerli, milli ve temiz enerji' söylemi ile bir rant projesini daha hayata geçirmeye çalışıyor. Geleceğimizi korumak için acilen Akkuyu Nükleer Santral inşaatı durdurulmalı, Sinop NGS projesi de iptal edilmeli" diyerek tüm yaşam savunucularını 28 Mart 2022 tarihinde Samsun İdare Mahkemesi’nde açtığımız davanın karar duruşmasına katılmaya çağırdı.

 

İZMİR

İzmir'den Nükleer Santrallere Karşı Çağrı

Sinop'ta kurulması planlanan nükleer santralin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun iptali için İzmir TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabib Odası, Gaziemir Belediyesi, EGEÇEP ve Izmir Yaşam Alanları, Dostluk ve Kültür Derneği ve bir çok dernek temsilcisi " İzmir Gaziemir Nükleer Atik Alanı'nda eylem yaparak Sinop'ta "Nükleer Santral İstemiyoruz" dedi.

 

"Sinop’ta Nükleere Geçit Vermeyeceğiz!"

Tüm uyarılara karşın Sinop’ta kurulması planlanan Nükleer Güç Santrali (NGS) için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı çok sayıda kurum, kuruluş ve birey, Samsun 2. ve 3. İdare mahkemelerinde dava açıldığı hatırlatan açıklamada "Uğruna çevrenin katledildiği, binlerce ağacın kesilerek yaşam alanlarının yok edildiği Sinop NGS ÇED raporuna, bu mahkemelerce atanan bilirkişiler olumsuz görüş bildirmişti" denildi.

Bu davaların, tarihi karar duruşmasının 28 ve 29 Mart 2022 tarihlerinde Samsun’da görüleceği belirtilerek 6 Şubat 2018’de Sinop Üniversitesi Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde ÇED halkın katılım toplantısına katılımın polis ekipleri tarafından engellendiği hatırlatıldı.

 

"Anlaşmanın Ortadan Kalkmasına Rağmen D'in Kabul Edilmesi Hayal Kırıklığı Yarattı"

Mayıs 2018’de Sinop NGS’yi üstlenen Japon Mitsubishi Heavy Industries'in maliyet artışlarını gerekçe göstererek projeden çekildiği belirtilen açıklamada "Uluslararası geçerliliği olan bir anlaşmanın ortadan kalkması kamuoyunu umutlandırsa da 11 Eylül 2020 tarihinde Bakanlığın, Sinop NGS Nihai ÇED’inin kabul edildiğini ilan etmesi, büyük hayal kırıklığı rtyaratmıştır." denildi.

 

"Birçok Kentte DKÖ ve Bireyler Davacı Oldu"

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenlerinin nükleer santrallar, nükleer silahlara, halk iradesini tanımayan hukuksuz uygulamalara yönelik mücadele kararlılığıyla, Bakanlığın ÇED olumlu kararına itiraz aktarılan açıklamada, 2 Ekim 2020 tarihinde Sinop, Ayancık Belediyeleri ve çok sayıda demokratik kitle örgütüyle birlikte yargı yoluna başvurulduğu, Sinop ve yakın yerel örgütlerce açılan bu davalara ek olarak, çeşitli kentlerdeki demokratik kitle örgütlerinin bölgeki,EGEÇEP ve bazı bireylerin de davacı olduğu belirtildi.

Açıklamada Nükleer Enerji Santralinin yaratacağı sorunlara ilişkin raporların ve bilgiler aktarıldı. Ülkenin enerji ihtiyacını karşılamaktan çok nükleer güce sahip olma arzusuyla hareket eden siyasi iktidarın, bu arzusunun ülkenin başına gelebilecek en büyük felakete taşımakta olduğunun farkına varamadığı ifade edildi.

 

"İzmir’in Çernobil’i Tüm Dünyayı Tehdit Ediyor"

Diğer yandan İzmir’in Çernobil’i olarak tanımlanan Gaziemir’deki Nükleer atıklarla bile baş edilememiş olmasını da dikkat çekilen açıklamada "İzmir’in kanayan bu yarasını bir kez daha anımsatmakta yarar görüyoruz. Gaziemir’deki eski Kurşun Fabrikası’nda ortaya çıkan, sadece nükleer santrallarda uranyumun ayrışması sonucu oluşan europium 152-154 izotoplarını içeren yakıt çubukları atıkları, tüm İzmir’i tehdit etmeye devam ediyor. Bu olay aynı zamanda nükleer atıkların tüm dünyayı tehdit ettiğini gösteriyor" denildi.

 

"Bu Atıkların Nereden Nasıl Gelidğini Yetkiller Açıklayamıyor"

"Sadece nükleer santrallerde oluşabilen bu atıklar ülkemizde kurulu bir nükleer santral bulunmadığı halde oraya nereden ve nasıl, kimler tarafından getirildi?" diye sorulan açıklamda yetkililerin buna hala yanıt veremediği gibi, atıkları bilimsel yöntemlere uygun bir şekilde bertaraf etmeyi de başaramadıklarına dikkat çekildi.

 

"Nükleer Atıklar İzmirlilerin ve Diğer Canlıların Yaşamını Tehdit Ediyor"

Radyoaktif bulaşıklı tehlikeli atıklarla iç içe yaşayan Aydın Mahallesi, Emrez Mahallesi, Aktepe Mahallesi, çok yakınında olan Semt Garajı, Akçay Caddesi konutları ile tüm İzmirlilerin ve bölgede yaşayan diğer canlıların yaşamını tehdit ettiği vurgulandı.

 

"Kar Hırsı Uğruna Doğanın Yalanına İzin Vermeyeceğiz"

"Yapılacak projelerin enerji planlaması ile üniversiteler, meslek odalarının ve toplumun görüşleri alınarak kamu esaslı, uygulamasında sakınca barındırmayan doğru alternatiflere yönelinmesini, bu konuda acil yasal düzenlemeler yapılmasını istiyoruz" denilen açıklamada siyasi iktidarın yerli ve yabancı enerji lobilerinin kar hırsı uğruna, doğanın talan edilmesini, kamusal alanların halktan almasına izin verilmeyeceği vurgulandı.

 

"Nükleer Karşıtlarını, Yaşam Savunucularını Davaya Bekliyoruz"

Açıklama "Kapitalist sistemin rant odaklı nükleer projelerini meşru kılmak adına bilimin ve halkın sesine kulaklarını tıkayan, kamu yararı gütmeyen politikaları kınıyoruz. Sinop NGS’ye ilişkin hukuksuz süreç sonlandırılana kadar mücadelemizden asla vazgeçmiyor; yaşamlarımıza, insanlığın varlığına, çocuklarımızın yarınlarına sahip çıkıyoruz. Tüm nükleer karşıtlarını, yaşam savunucularını; 28- 29 Mart 2022 tarihlerinde, Samsun İdare Mahkemesi’nde açtığımız davaların karar duruşmasında aramızda görmek istiyor, ülkemizin geleceği adına haklı mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz" denilerek davaya katılma çağrısıyla sona erdi.